Güncel

Kamu görevlilerinin yargılandığı İsias Otel davası duruşması devam ediyor

Adıyaman Grand İsias Otel’in yıkılmasında kusuru bulunan altı kamu görevlisinin yargılandığı üçüncü duruşma, ailelerin ifadeleri ile devam ediyor.

Adıyaman Grand İsias Otel’in yıkılmasında kusuru bulunan altı kamu görevlisinin yargılandığı üçüncü duruşma, ailelerin ifadeleri ile devam ediyor.

Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada İsias Otel’e yapı ruhsatı verildiğinde Adıyaman Belediyesi Yapı Kontrol Birimi’nde görevli ve Yapı Ruhsatında Proje Kontrollerinden sorumlu Dönemin Belediye Başkan Yardımcısı Osman Bulut, Ruhsat Büro Şefi Bilal Balcı, Plan Proje/İmar Müdürü Mehmet Salih Alkayış ve daimi işçi Abdurrahman Karaaslan, 1993 ruhsatında İmar Müdürü Yusuf Gül ve daimi işçi, Ruhsat Büro Teknisyeni Fazlı Karakuş yargılanıyor.

Duruşmada, Serin İpekçioğlu’nun annesi Pervin Aksoy İpekçioğlu enkazdan yaralı çıkanlardan biri olduğunu belirtti. İpekçioğlu, bilirkişi raporunu detaylı değerlendirerek, sanıklara attıkları imzalar hakkında bazı sorular yöneltti. Bilirkişi raporunun mahkemenin görev alanına girip sonuç hakkında değerlendirme yapmasını doğru bulmadığını belirten İpekçioğlu, her belediye encümenin olayda sorumluluğu olduğunu söyleyerek bu konuda da soruşturma açılmasını istedi. İpekçioğlu, “2001 yapı ruhsatında Başkan yardımcısı Osman Bulut, Ruhsat Büro Şefi Bilal Balcı, İmar İşleri Müdürü Mehmet Salih Alkayış, binadaki aykırılığı tespit ediyor, aykırılığın giderilmediğini bilerek isteyerek ruhsatı onaylıyorlar. Fikri sahtecilik suçu işlenmiş, sahtecilik suçu kastla işlenebilir bir suç, artık bilinçli taksiri tartışmak abesle iştigal etmektir." diyerek, suç işleyen kişilerin kaçma ihtimalinin de göz önünde bulundurularak tutuklanmalarını talep etti.

Hayal Gençalioğlu’nun babası Yaşar Kemal Gençalioğlu da, kamu görevlilerinin suçlu olduğunu ve şikayetçi olduğunu dile getirdi.

Selin Karakaya’nın annesi Ruşen Yücesoylu Karakaya, “Aylardır bilirkişi raporu bekliyorduk. On gün önce çıktı, bu katiller hala tutuklanamadı. Burada asla bilinçli taksirden söz edilemez. Çocuklarımız nefessiz kaldı bu katil binanın altında. Acımıza bir son verin artık. Biz aileler olarak çocuklarımızın acısını yaşamak istiyoruz. Adalet olası kastla son bulsun, biz de rahat bir nefes alalım.” diye konuştu.

Duygu Kalaycı’nın eşi ve Lavin Kalaycı’nın babası Caner Kalaycı, “Bütün yasaları araştırıp bilen insanlarız. Burada bir güvensizlik yaşıyoruz. Bu delillerle bir sonuç çıkmasını istiyoruz. Sizin başınıza gelmedi diye bizi ne kadar anlayabilirsiniz bilmiyorum.” dedi. Kamu görevlilerinden şikayetçi olduğunu belirten Kalaycı, sanıkların tutuklu yargılanmalarını ve olası kast kararı çıkmasını istedi.

Asya Tülek’in babası Mehmet Tülek ise bilirkişi raporunda eksik olan kısımlar olduğunu vurguladı. “Suç somut, raporları okudum çok bir şey bilmeye gerek, yok suç zaten resmi belgelerle somutlaştırılmış. Bu taksir değil kasıttır.” diyen Tülek, sanıkların tutuklu yargılanmasını istedi.

Atakan Celal Konuklu’nun annesi ve Pamir Konuklu’nun eşi Şenay Konuklu, “Vicdanınıza konuşmak istiyoruz. Deprem yerine bir umutla gittik tek tek cesetler çıkarken ben 55 ceset gördüm. 25’inin gözleri açık ve hepsi acı içindeydi. O çığlıkları atamayan çocukların çığlığı oluyorum. Çocukların çektiği işkenceyi hayal edin. Yaşayanlar da vardı ezim ezim ezildi canlarımız. Her gün ölüyoruz, ailelerimiz katledildi. Çocuklarımızın çektiği acıların karşılığını vermeniz lazım. Vicdanınıza sesleniyorum lütfen karar verirken 72 canın sesi olun.” dedi.

Özgür İçme’nin babası Meriç İçme de, “Eğer imza atmasaydılar bizim çocuklarımız yanımızda olacaktı.” diyerek, şikayetçi olduğunu ve sanıkların tutuklanmasını istediğini söyledi.