Hükümet kurulalı 3 ay oldu.

Neredeyse 100 gün.

Genel değerlendirme başarısız olunduğu.

Meclis tatilde 2 aydır.

Bakanlar mesai sıkıntısı yaşamadı.

Ama buna rağmen yaprak da kımıldamadı.

Kelimenin tam anlamı ile icraat kabızlığı mevcut.

Dişe dokunur hiçbirşey yok dedik.

Ama bu sadece icraat için gerekli.

Skandalları ve yanlış uygulamaları ayyukta.

HP, mahkeme kararına rağmen ödenmiyor.

Yani hükümet mahkeme kararını tanımıyor.

Mahkeme kararını tanımayan hükümeti ise EL-SEN tanımıyor.

Devlet ciddiyeti ayaklar altında.

*****

Bu başarısızlığı belli ki kendileri de farkında.

Farkındalar ki kabine değişikliği gündemde.

Gidecek isimler de belli.

Ve hatta olası gelebilecekler de.

Daha 90 günde eskiyen bir hükümet.

90 günde yıpranan bir Ersin Tatar.

Tabi ki sadece iç mihraklar değil bunu farkedenler.

Türkiye de bunu motive ediyor.

Hatta telkin de ediyor denilebilir.

Fısıltılar bir süredir mevcut zaten.

Ancak isimlerin telaffuzu boyutu değiştiriyor.

İsimlere yönelik iddialar ise rahatsız ediyor.

Bu yönde girişimler denizötesinde de mevcut yani.

Bu saatten sonra geri vites mümkün mü?

Hiç sanmıyorum.

*****

Kabine değişikliği elbette sarsıntılı olacak.

Büyük olasılık Ekim başı netleşir.

O güne dek makamı ikbal sananlar rahat olabilir.

Makamı hizmet değil, şan sayanlar mesut kalabilir.

Lalezarda saltanat kayıklarında şarkılar da söyleyebilirler.

Ama erken gelen erken gidecek.

Bu noktada Tatar’a yalakalık onları kurtarmayacak.

Araya hatır sokup Ankara’ya ulaşma çabaları da fayda etmeyecek.

Çünkü film koptu.

Takkeler düştü.

Keller göründü.

Bu saatten sonra ver elini mahalle.

Evlerine gitsinler, bir de aynaya baksınlar.

Kim bu aynadaki diye bir daha düşünsünler.