Hangi BM kararları, hangi uluslararası hukuk Sn. Akıncı?


Rum Devlet Ajansı üstünden KKTC hükümetine aba altından sopa göstermek, KKTC Cumhurbaşkanlığı yemini ile nasıl bağdaşmaktadır?
 

CB, Akıncı, gayrimeşru Rum devletinin resmi devlet ajansına özel bir söyleşi verdi…

Tabii Anastasiadis’in, sırf KKTC’nin resmi devlet ajansıdır diye TAK ajansı ile görüşmemesi ve bu Rum Ajansının haberlerinde KKTC’den “ayrılıkçı sözde devlet”, KKTC Cumhurbaşkanından “sahte Cumhurbaşkanı”, Meclisimizden, hükümetimizden, milletvekillerimizden, kurumlarımızdan “sahte” diye söz etmesi Akıncı için önemli değil!

Nitekim Sn. Akıncı’nın bu ajansa verdiği söyleşi de aynı aşağılayıcı ifadelerle yayınlandı.

Oysa uluslararası ilişkilerde mütekabiliyet diye bir kural vardır…

Karşınızdaki size nasıl hitap ederse, siz de ona öyle hitap edersiniz…

Muhatabınız, devlet ajansınız ile görüşmezse, siz de onun devlet ajansı ile görüşmezsiniz…

Belli ki Sn. Akıncı için mütekabiliyet ilkesi de önemli değil, “Varsın, onlar bizi aşağılasın, fark etmez”, diye düşünüyordur herhalde…

NE DEDİ?
İşte Rum Devlet Ajansı’nın verdiği haber:

“Kıbrıs Türk lideri Mustafa Akıncı, ayrılıkçı devlet yönetiminin Maraş konusunda aldığı kararlar ve mülkiyet konusunu tartışmaya açmasıyla ilgili yaptığı açıklamada ‘Maraş’la ilgili atılacak adımlar, Uluslararası hukuk ve BM kararları doğrultusunda olmalıdır’ ” dedi. Kıbrıs Haber Ajansı ile yaptığı röportajda Akıncı, “Varosha’da ne yaparsak yapalım uluslararası hukuka ve BM’ye uygun yapılmalıdır… Bizi BM’ye karşı zor durumda bırakacak adımlar atılmamalıdır. Aksi takdirde Kıbrıs Türk tarafı zorluklarla yüzleşecektir” diye uyardı… 1974 Türk istilasından sonra… BM Güvenlik Konseyi’nin 550 (1984)kararı, Varosha’nın herhangi bir parçasının 1974’ten önce ikamet eden hak sahipleri dışında yerleşime açılmasını kabul edilemez bulmakta ve bu alanın BM yönetimine aktarılması çağrısında bulunmaktadır. Cumhurbaşkanı Nicos Anastasiadis’in Varosha’da ortak bir komisyon oluşturmak için yaptığı teklifi reddetmesi konusu sorulan Akıncı, konunun ayrıntılı olarak tartışılmamış olduğunu söyledi. Akıncı, Anastasiadis’in 9 Ağustos toplantısında istediği herhangi bir sorunu/konuyu masaya getirebileceğini sözlerine ekledi. Akıncı, bu konudaki tartışmalardan sonuç alınamadığını, bunun nedeninin de çözüm hevesi ile Türkiye’nin Mağusa konusunun kapsamlı bir anlaşmanın parçası olması gerektiği hususundaki görüşünün olduğunu söyledi”.

SORARIM
Sn. Akıncı hangi “uluslararası hukuktan, hangi BM kararlarından” söz ediyor?
Rum yönetimini “Kıbrıs’ın tek meşru hükümeti”, KKTC’yi de “gayrimeşru” ilan eden ve tek yanlı alındığı için reddettiğimiz BM kararlarından mı?
O tek yanlı, haksız ve reddettiğimiz kararlara uymamızı istediğine göre, Maraş’ı BM yönetiminde Rumlara iade etmemizi mi istiyor?
Akıncı, nasıl olur da Maraş’ın iade edilmemesinin sorumluluğunu Türkiye’nin üzerine yıkıyor?
Akıncı, 9 Ağustos görüşmesinde Anastasiadis’in Maraş konusunu masaya getirebileceğini söyleyerek ona açıkça pas atarken, ne yapmak istiyor?
Maraş’ı GYÖ kapsamına alıp Rumlarla BM gözetiminde ortak bir Maraş Komisyonu kurmaya mı çalışıyor?
Hükümet, doğru bir kararla, Maraş’ı KKTC yönetiminde TMK yoluyla açma kararı almışken, Akıncı, Anastasiadis ile bunu sabote etmeyi mi deneyecektir?
Rum Devlet Ajansı üstünden KKTC hükümetine aba altından sopa göstermek, KKTC Cumhurbaşkanlığı yemini ile nasıl bağdaşmaktadır?
Sadece “Yazıklar Olsun” diyorum.