Johnny Depp’in başrolde yer aldığı Libetine (Hovarda) adlı filmin konu edindiği ve izleyenlerin yüreğini burkan frengi hastalığı, sadece filmlere konu olmuyor maalesef. Tarihten günümüze kadar ulaşan bu zührevi hastalık, günümüzde dahi sıkça görülüyor. Üroloji Uzmanı Okan Arar, frengi hastalığı ile ilgili merak edilenleri anlattı.

Frengi Nasıl Bulaşır?

Bakteriyel ve bulaşıcı olan bu hastalık, hala sık olarak görülür son yıllarda artış göstermiştir. Ağırlıklı olarak cinsel ilişki ile bulaşır. Bakterinin bulaşması için üreme organlarının mukozasında önemsiz sayılabilecek lezyonlann hatta ufak sıyrıkların bulunması yeterlidir. Sonuçta hemen hemen bütün olgularda frengi, hastalığı önceden almış kişiyle yaşanan cinsel ilişkiden sonra gelişir. Ayrıca öpüşme, ısırma ya da eşcinsel ilişki de bulaşma yollan arasında yer alır.

Hastanın Kullandığı Eşyadan Frengi Bulaşmıyor

Frengili bir hastanın kullanarak kirlettiği bardak, fincan gibi eşyalardan bulaşmanın gerçekleşebileceği konusunda genel bir kanı vardır. Genellikle evlilik dışı bir ilişkiyi gizlemek ya da önemsizleştirmek için öne sürülen bu yaklaşım uzmanların usulen kabul edecekleri bir görüştür. Çünkü hastalığın mikrobu dış ortamda canlılığını kolayca yitirir. Bu nedenle frengi etkeninin bulaştığı bir eşyanın kullanılmasıyla hastalığın bulaşma olasılığı son derece düşüktür.

Uzun yıllar kanda bulunabilecek hastalık etkenleri göz ardı edildiğinden kan nakli yoluyla da frengi bulaşmıştır. Günümüzde ise kan nakli daha profesyonel yapıldığından bu olasılık ortadan kalkmıştır. Bazen frengi hastası kadının doğurduğu çocuğa doğuştan geçer.

Frenginin Belirtileri

Mikrop vücuda girdikten 2-3 hafta sonra belirtilerini göstermeye başlar. Mikrobun vücuda girdiği yerde, yani erkeklerde penis veya testisler üzerinde, kadınlarda genellikle vajinada şankr adı verilen bir yara meydana gelir. Bu yara dudakta, meme ucunda, makatta veya parmaklarda görülebilir. Zamanla akıntılı bir yara haline gelip çevresi kızarır ve sertleşir. Yara kendi kendine kapanabilir. Mikrobun vücuda girmesinden 6-12 hafta sonra hastada baş ağrıları, ateş, boğaz ağrısı, deri döküntüleri ve iştahsızlık görülmeye başlar. 6 ay sonra ise mikrop vücudun belli başlı organlarına oturur.

Frenginin Tedavi Edilmemesi Durumunda Hastalık Evreleri

Birinci Evre Frengi

Mikrobun vücuda girdiği evredir. Küçük, sert ağrısız bir çıban oluşur. Cinsel bölgedeki şankıra kasıkta adenopati eşlik eder ve bir ayda kaybolur. Bu belirtinin ağrıya yol açmaması ve kendiliğinden kaybolması nedeniyle hastalar çoğu kez ortada önemsenecek bir durum görmezler. Oysa bu frengi belirtilerinde çok tehlikeli olabilecek gelişmelerin ilk habercisidir.

İkinci Evre Frengi

Hastalığın 2. ayından 3. veya 4. yılına kadar sürer. Deri döküntüsü görülür. Göğüste kaşıntısız kızarıklar olur, bunlar sora ciltte yayılır. Avuç içi, ayak tabanı ve anal bölge koyu kırmızı renk alır. Gerçekten de ikinci evrenin gidişi sırasında hastada klinik belirtiler oldukça gizlidir ve bu evre bazen bütün yaşam boyu sürebilir. Hastanın genel durumu oldukça iyidir ve sağlıklı görünür.

Üçüncü Evre Frengi

Tedavi edilmeyen hastalarda 10-25 yıl sonra bu döneme özgü tipik lezyonlar ve belirtiler ortaya çıkar. Günümüzde üçüncü frengi evresi, özellikle de bu evrenin deri belirtileri çok az görülür. Üçüncü evrede frengi her organı etkileyebilir. Deride üçüncü evre lezyonlan ve şişlikler ortaya çıkar. İdrar ve dışkıda bozukluk ve kronik menenjit gelişir. Bazen sinir sistemi hasarları felç, zihinsel işlev hasarları gelişebilir.

Hangi Testler Yapılmalı?

Birinci ve ikinci devre lezyonlarında treponemanın görülmesi teşhisi doğrular. Diğer testler tedavi altında gidişin nasıl olduğunu gösterir Nelson testi, FTA testi ve TPHA Birinci devre frengide FTA ve TPHA 10. ila 20. günler arasında pozitif olur, Nelson testi bu devrenin sonunda pozitifleşir. Bu devreden sonra bütün testler pozitiftir. Erken tedavi testlerin hepsini negatif yapar.

Her şeyden önce penisilinli bir merhemi yara yerine sürerek frengi tedavisi yapılamayacağı iyi bilinmelidir. Bu tedavi sırasında mikrobun giriş yerindeki yara kapansa bile mikrop organizmaya yayılarak üremeyi sürdürür ve bulaşmadan uzun bir süre sonra giderek ağırlaşan bir hastalık tablosuna yol açar. Hastalığın belirtilerini taşıdığını düşünen herkes vakit kaybetmeden bir uzmana danışmalıdır.