“ANASTASİADİS, MASADAN KALKMA KARARINI UYGULAMASI İÇİN HANGİ MÜDAHALE, İHLAL VE TACİZ UNSURLARININ GERÇEKLEŞMESİ GEREKTİĞİNİ BİLİYOR”

RUM İSTİHBARAT TEŞKİLATI’NDAN KÖŞK’E İKİ GİZLİ RAPOR

Barbaros Hayreddin Paşa araştırma gemisinin Doğu Akdeniz’de bulunması dolayısıyla Güney Kıbrıs’taki bazı siyasi partilerin Anastasiadis hükümetini suskunlukla suçlayıp Anastasiadis’in, “MEB’imiz ihlal edilirse müzakere masasından kalkarız” açıklamasını hatırlatmasına cevap Rum Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis’ten geldi.

Simerini ve diğer gazetelere göre Barbaros Hayreddin Paşa araştırma gemisinin bütün faaliyetlerinin BM’deki Rum Daimi Temsilci aracılığıyla şikâyet edilmekte olduğunu söyleyen Kasulidis Anastasiadis’in “masadan kalkarız” açıklamasıyla ilgili hatırlatma konusunda ise “Başkan Anastasiadis kararını uygulaması için hangi müdahale, ihlal ve taciz unsurlarının gerçekleşmesi gerektiğini biliyor” dedi.

Rum Dışişleri Bakanı Barbaros Hayreddin Paşa gemisiyle ilgili BM’ye yaptıkları son şikâyetlerden birinin 18 Şubat 2014 tarihini taşıdığını ve geminin 12 Aralık 2013’ten 14 Ocak 2014’e faaliyetlerini kapsadığını söyledi.

İlgili şikayet mektubunda 27 Ocak-13 Mayıs 2014 tarihleri arasında kapatıldığı ilan edilen deniz bölgesindeki sismik araştırmaların sözde Rum MEB’ine ve Akama Burnu’nun batısında “kıta sahanlığına” denk geldiğine de işaret edildiğini anlattı.

Kasulidis “Türk tahrikleri nedeniyle gerekirse müzakereleri askıya almak zorunda kalacağı açıklamasına gelince.

Başkan Anastasiadis kararını uygulaması için hangi müdahale, ihlal ve taciz unsurlarının gerçekleşmesi gerektiğini biliyor. Kamu çıkarı nedeniyle bu konuda daha fazla bir şey yayınlanmamalıdır” dedi.

“44 DENİZ MİLİ SOLUK MESAFESİ”

Öte yandan haftalık Mahi ‘Tahrikler Devam Ediyor... Barbar (Barbaros Hayreddin Paşa gemisi için bu ifadeyi kullandı) Baf Açığında” başlıklı haberinde Barbaros Hayreddin Paşa gemisinin sismik araştırmaların ötesinde, bölgedeki mevcudiyeti ile sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarının” Türkiye tarafından reddedilmesi göstergesi de olabileceği görüşünü okurlarına aktardı.

Gazete Barbaros’un geçen günlerde Ada’ya 44 deniz mili yaklaştığını, bu mesafenin Baf’ın Akama Burnu’na “soluk mesafesi olduğunu” iddia etti (uluslar arası kurallara göre bir ülkenin karasularını 12 deniz mili kabul ediyor).

RUM İSTİHBARAT TEŞKİLATI’NDAN KÖŞK’E İKİ GİZLİ RAPOR

Mahi ayrıca Rum İstihbarat Teşkilatı’nın (KİP) geçen sonbaharda ve bu yılın ilk aylarında Rum Başkanlık Köşkü’ne Barbaros’la ilgili iki gizli rapor gönderdiğini ve araştırma gemisinin, hidrokarbon tespit etme maksatlı araştırma yapmak üzere rotasını sözde Rum “MEB”ine çevireceği bilgisini verdiğini, bunun hemen ardından geminin, bahse konu bölgeye rahatça girdiğini yazdı, özetle şunları ekledi:

“Devletin ‘Barbaros Hayreddin Paşa’ ile ilgili gelişmeleri izlemekle görevli makamları gerek 12’nci parselde gerek Kıbrıs MEB’inin Türkiye’nin sahte devlete ait olduğunu savunduğu diğer parsellerinde Türk tahrikleri beklendiği endişelerini en vurgulu şekilde ilettiler.

Gazetemizin ulaştığı hükümet kaynakları, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin, özellikle yüzer devriye imkânları bulunmadığından, Kıbrıs MEB’inde egemenliğini kullanmakta tamamen aciz olduğunu yeniden ortaya koydular.

Ancak Savunma Bakanlığı kaynakları meclisin, ana görevi Kıbrıs MEB’inde egemenlik haklarını kullanmak olacak 2 adet açık deniz karakol gemisi (İsrail’den) satın alınmasıyla ilgili ödeneği serbest bırakmayı reddettiğine vurgu yaptılar.

Bu arada gerek İstihbarat Teşkilatı gerek diğer yetkili birimler Türk gemisinin MEB parsellerine dayanan bölgedeki hidrokarbon arama faaliyetleri nedeniyle teyakkuzda bulunuyor.”