23 Ocak Pazar gün yapılacak seçimlere günler kala hala sandığı boykot tartışılıyor.

Sosyolog ve Siyaset Bilimi Uzmanı Hakan Gündüzle boykot hakkında konuştuk..

Kıbrıs Manşet: "Boykotun siyasal ve sosyolojik sonuçları neleri doğurabilir?"

"Sandığı boykot etme çağrısı yapan çevreler bunu şöyle gerekçelendiriyor:  "Halk iradesi yönetime yansımıyor, biz ülkeyi ve yönetimi Türkiye’ye teslim ettik, zaten kurulan devlette zorlama geçersiz, verilen vatandaşlıklarla da bizim irademiz yok noktasına getirildi, seçime yapılan müdahalelerle de sandıktan istediklerini çıkarabiliyorlar, çıkanlar da bu güçlerin memuru oluyor o yüzden oy vermenin bir anlamı yok”

Birçok vurguda haklılık payı var.. Hepimiz çoğu zaman benzer düşünceler içindeyiz. 2018 seçiminde katılım oranı %66,14 idi. Katılanların da %11,14 ünün oyları geçersiz ve boş oldu. Yani toplam seçmen sayısının yarısı sandıkta yok. Şimdi bunun üzerine bir de boykot diyorsunuz. Bu sandığa yansıyacak toplumsal iradenin daha da azalmasına neden olacak. Ama siyasal ortama da bakıldığında bu vahim durum kimsenin dikkatinde olmayacak. Kimse KKTC de meşru olmayan bir seçim yapıldı demeyecek."

Kıbrıs Manşet: "Boykotun meclis aritmetiğine sonucu ne olur?"

Sonuç basit. Geçerli oyun %50’lerde olduğu bir ortamda boykot edenlerin oranı da eklendiğinde küçük, baraj sorunu yaşayan partiler daha kolay meclise girer. Bugün normal oy oranları ile YDP, TDP ve DP'nin baraj bölgesinde dolandığı tahmin ediliyor. Boykot oranını çoğaldıkça bu partilerin meclise girme şansları artar. 

Kıbrıs Manşet: Yani genelde sol kesimin boykot çağrısı yaptığını düşünürsek çarpıcı bir örnekle boykotçular Erhan Arıklı ve ekibini meclise sokacak diyebilir miyiz?

İronik bir durum ama “diyebiliriz” tabi ki. Yanlış olmaz. Siz tabi yarın “Boykotçular Arıklı el ele, Arıklı güle oynaya meclise” diye de manşet atarsınız. İşin şakası bir yana yukardaki boykot gerekçeleri ile sandığa gitmemek bu gerekçelerin oluşmasına da katkı yapmaktır bu anlamda. Bu devlette ve bu düzende yaşamayı kabul ettik ve hala yaşadığımıza göre düzen biziz demektir. Bunu boykot etmek bir nevi kendi kendimizi inkar etmektir. Her türlü direniş ve karşı duruş söz konusu olabilir. Ancak sadece sandığı boykot etmek sandığı kendi elimizle karşı çıktığımız, eleştirdiğimiz çevrelere teslim etmektir, bunu da unutmamalıyız