Aralık 1993 Erken Genel Seçimlerinden itibaren istisnasız her gelen hükümet , kendisinden bir önceki hükümetin aldığı sayıları bazen 2000-3000 kişiyi bulan geçicileri durdurup yerine yenilerini almışlardır. 

Tıpkı önceki hükümetin tek kriteri olan partili yandaş özelliği ,  yeni iktidar tarafından  alınacaklar için de tek geçerli kriter olmuştur . 1993 yılında UBP’nin aldıklarını 1994 DP-CTP hükümeti , 1994 Yılında CTP’nin aldıklarını 1997 yılında UBP-DP hükümeti ,1999 yılında DP hükümetlerinden kalanları UBP-TKP hükümeti (bunlardan 1 tanesi de bendim ve Sn.Mustafa Akıncı’ya buradan teşekkür ederim ) , o güne kadar kalanları 2003 Yılında CTP-DP hükümeti ve son olarak o dönemde alınanları 2009 yılında UBP hükümeti durdurup yerlerine yenilerini almışlardır.

Veee günümüzde özellikle son UBP kurultayı döneminde pervasızca alınanlar bugün doğal olarak CTP MYK’sının kararıyla işten durdurulmak istenmektedir. Bu kişiler içerisinde çok yakın arkadaşlarım bulunmakta hatta hemen hergün yanımda olan halamın damadı da yeralmaktadır ; ancak bu yakınlık ve/veya akrabalık ilişkilerim ,  bu kişilere karşı mavi boncuk dağıtma gayesiyle hayır devam etmelisiniz , zordasınız çalıştırılmalısınız demek ülke gerçekleri ile bağdaşmamaktadır. Ben de bu insanların bir kısmının ekonomik açıdan zorda olduğunu bilmekteyim ve çalışmaları gerektiğine duygusal açıdan baktığım zaman evet çalışmaları gerekir diye düşünmekle beraber mantık ve ülke gerçekleri göz önünde bulundurulduğu zaman , konuya daha gerçekçi bakıp kral çıplak demesini de bilmeliyiz.

Kanaatim odur ki bu insanlara öncülük edenler de bunlara en büyük kötülüğü yapmaktadırlar , çünkü olayı siyasi rant kavgasına dönüştürmektedirler. Bu noktada DP-UG milletvekili Sn.Zorlu Töre’nin ise bu 366 kişi işlerinden durdurulursa hükümetin devam etmesinin bir anlamı kalmaz şeklindeki açıklamasını ise bir talihsizlik olarak tezekkür etmekteyim ki , DP-UG halktan oy isterken tek gayesinin bu olduğunu söylemememişlerdi. En büyük iddialardan birtanesi olan Ercan Havaalanı ihalesinin iptali konusunda çıt çıkarmayan Milletvekillerinin istihdamların durdurulması konusundaki tavırları manidardır.

Son olarak eylemcilerin eylem yerlerinin tabii ki Hükümetin idare yeri olan Başbakanlık önü olduğu kadar iş müracaatlarının yapılıp sonuçlandırıldığı yer olan kadük Başbakan İrsen Küçük’ün evinin önü olmalıdır. Hükümetin ise sadece bu insanları durdurmakla tehdit etmek yerine biran önce usulsüz istihdamları yapanları yargıya havale etmesi gerekmektedir. Artık yapanın yanına kar kalmayacağını herkes bilmeli  , bu bundan sonraki siyasilere de örnek olmalıdır.