CTP VE GAFİL NİYAZİ, İKİ YÜZLÜ, TUTARSIZ VE SİYASİ SAHTEKARDIR
 

AP seçimlerinde, geçmişi ENOSİS mücadelesi ile dolu olan AKEL’den aday olan gafil Niyazi’nin geçmişte buna şiddetle karşı olduğunu ve aday olanlara saldırdığını bilir miydiniz?
İşte belgesi:
Niyazi, 21 Mayıs 2004’de KIBRISLI Gazetesinin manşetindeki demecinde, Güneyde bağımsız aday olan Mehmet Hasagüler’i eleştirerek şöyle diyordu:
"Toplum kendi seçtiği üyelerle, kendisi için ayrılmış bulunan 2 sandalyeyi doldurmanın kavgasını vermeliydi. Bireysel haklar yerine, federal olgu korunarak toplumsal hakların ön planda tutulması gerekir. O nedenle bu adaylıkları doğru bulmuyorum”
Aynı gazetede dönemin Başbakanı ve CTP Genel Başkanı Mehmetali Talat da şöyle diyordu:
“Aday olarak Rumların gaspını mazur göstermeye çalışmak doğru değil, adaylık Rumların bu yaptığına destek olmaktır” 
Dönemin CTP Genel Sekreteri Kutlay Erk de şöyle konuşmuştu:
“AP seçimlerine katılmak söz konusu olamaz, AP’a göndereceğimiz 2 temsilcimizi bizim, KKTC’de kendi seçim kurallarımıza göre seçmemiz gerekmektedir”
Peki o zaman sormak gerekir:
Ne değişti ki dün böyle konuşan gafil Niyazi şimdi fırıldak gibi dönerek AKEL’den aday olmuştur?
Ne değişti ki dün böyle konuşan CTP yetkilileri şimdi AP seçimlerine katılmaktan, Niyazi’ye oy vermekten söz etmekte ve bu amaçla kampanya yürütmektedirler?
Daha da ilginci, CTP Genel Başkanı ve Başbakan Erhürman Meclis’te yaptığı konuşmada “bu seçimlerin KKTC’yi ilgilendirmediğini, aday olmanın Niyazi’nin kendi kararı olduğunu, bizi temsil etmeyeceğini ve kendisinin güneye geçip oy kullanmayacağını” söylerken, partisinin yöneticileri, bazı eski-yeni milletvekilleri, gazetesi, televizyonu ve partiden maaşlı gazetecileri tam kadro Niyazi’nin seçim kampanyasına destek vermektedir; kendisi de seyrederek sessiz kalmaktadır…
Bu tavır, tutarsızlık, iki yüzlülük, siyasi sahtekarlık değil mi? 
Daha da kötüsü, bu devletin Cumhurbaşkanı da bir yandan “AP seçimleri KKTC’yi ilgilendirmez, seçilecek kişiler bizi temsil etmez” derken, diğer yandan da gayrı resmi danışmanının reklam klibinde “tesadüfen” rol alıyor, gafil Niyazi ile sarmaş dolaş oluyor, arkasını sıvazlıyor ve başarılar diliyor…
Halk bu denli zıt şeyler söyleyen bir Cumhurbaşkanına, bir partiye, bir Başbakana ve bu gafile niye inansın, niye güvensin?

GAFİL BAŞTAN SONA TUTARSIZ
Gafil Niyazi başka söylemlerinde de büyük tutarsızlık sergiliyor…
Bir gün “seçilirsem Türk Toplumunun haklarını koruyacağım , bana oy verin, kimliğinizi özgürleştirin ( her ne demekse)” diyor, bir başka gün, "ben uzun yıllardır Güney'de yaşıyorum, Rumlar beni kendileri ile sevinen, kendileri ile üzülen, kendilerinden biri olarak görüyor, seçilirsem Kıbrıslı Türkleri değil, bana oy verenleri temsil edeceğim" diyor..
AKEL lideri Kiprianu da geçmişte yaptığı bir açıklamada "Niyazi 31 yıldır Güneyde yaşıyor, AKEL listesinden Kıbrıslı Türk olarak değil, Kıbrıslı olarak adaydır" diyor…
Eeee o zaman Kıbrıs Türk Halkından niye oy istiyorsun? Seçim kampanyanı Güney’de yapsana!
Sen kendini Türk görmüyorsan, Rum seni kendilerinden biri olarak görüyorsa, seçildiğinde Kıbrıs Türk Halkını temsil etmeyeceksen, niye Halkın Rum devletine geçip, Rum seçimlerinde oy kullanmasını istiyorsun?
Rum seçimlerine katılacak olan 2-3 bin kişinin “kimliği özgürleşecekse”, katılmayacak olan 350 bin Kıbrıs Türkü’nün kimliği tutsak mı olacak?
Kimliğimizin özgürleşmesi, Rum devleti seçimlerinde, Rum partilerine oy vermemize, Rum devletinin egemenliğini tanımamıza mı bağlıdır?
O zaman gidelim Rum egemenliği altına, Rum devleti çatısı altına girelim, onların seçim listelerine yazılalım, onların partilerinden aday olalım ve “özgür olalım!!”
Çözümcü, barışçı, özgür olmak, özgürleşmek bu mu yani?
Be ne biçim bir saçmalıktır?
Bu nasıl bir ihanettir? 
GÜNEY’DE BAŞKA, KKTC’DE BAŞKA 
Geçtiğimiz ay, Güney’de “Newsbomb.com.cy” adlı haber sitesinde yayınlanan “Tuz Sütunu” adlı bir haberde ise Niyazi’nin bir başka marifeti sergilenmiş ve şöyle denmiştir:
“Niyazi, AKEL ile birlikte özgür Kıbrıs’ta seçim kampanyasına çıktığında AKEL’in bildiğimiz programından söz ediyor. Garantilere hayır, Attila dışarı vb diyor… Ancak işgal bölgelerine geçtiğinde senaryo değişiyor. Siyasi eşitlikten söz ediyor, ama Türklerin anladığı ve duymak istediği gibi…”
Aynı eleştiriyi DİSİ Başkanı Averof da AKEL lideri Kiprianu’ya yapmakta ve onu KKTC’de başka, Güney’de başka konuşmakla suçlamaktadır..
Yani Güneyin solu da, KKTC’nin solu da sırf gafil Niyazi’yi AP Parlamentosu’na göndermek için, Halka yalan söylemekte, iki yüzlülük, tutarsızlık ve siyasi sahtekarlık yapmaktadır…
Ve, bu gafil yaptığı her konuşmada “bana vatan haini diyorlar, ben hain değilim” diyerek şikayet ediyor…
Ağlamasına gerek yok, yaptıkları ortada…

Kendi etti, kendi buldu, artık milli mücadele tarihimize kara harflerle böyle geçmiştir, ölene kadar alnında bu kara damga ile; HAİN damgası ile dolaşacaktır…