Geçenlerde Büyük İslam Alimi Hayrettin Karaman vurguladı, günümüzde bir İslam Dünyasından söz edilemeyeceğini...

Doğrudur.“Dünya Müslümanları” vardır ama siyasi anlamda İslam devletlerinden oluşan bir “İslam Dünyası” yoktur.

İslam Dünyası olmadığı için, İslam Birliği de yoktur.

Hatta bırakın İslam Birliğini, Arap Birliği bile yoktur.

Ailelerin, oligarkların, kralların velhasılı kelam emperyalizmin gönüllü uşaklarının yönetimindeki devletlerden oluşan bir dünyaya “islam Dünyası” demek, öncelikle İslama hakarettir.

Eskiden sık sık toplanan bir Arap Birliği Teşkilatı vardı. Bunlar, her toplantıda kavga eder,birbirine ağır şekilde küfreder, sonra da hiç bir karar alamadan dağılırlardı.

Son zamanlarda O da toplanmaz oldu.

Şimdi ortada, 56 İslam devletinin üye olduğu İslam Konferansı Teşkilatı var.

Genel sekreterliğini de bir Türk (Ekmeledin İhsanoğlu) yapar. Ama bu teşkilatın da hiç bir etkinliği yoktur.

Arada bir toplanır masturbasyon yapar gibi, bağlayıcı niteliği olmayan tavsiye nitelikli kararlar alır ve dağılır.

Bizimkiler de bu Teşkilata”Kıbrıs Türk Devleti adında gözlemci statüsü ile temsil edildik” diye bayram ederler. Oysa KKTC, demokratik, laik bir hukuk devleti olarak 56 devletten daha ciddi kurumsal bir Cumhuriyettir.

Niye bunları yazdığıma gelince;

Türkiye Cumhuriyetinin ve özellikle Başbakan Erdoğan’ın uyguladığı Suriye politikası, “Bir İslam Devletine Hristiyan devletilerinin müdahalesini davet ettiği için” şiddetle eleştiriliyor ve Suriye’nin bir İslam devleti olduğu düşünülerek, çeşitli yorumlar yapılıyor.

Doğrudur. Suriye’nin %80’i Müslümandır ve orada yaklaşık 2 Milyon Türkmen yaşamaktadır.

Ama Suriye’nin yönetimini elinde tutan, Esad yönetimindeki Nusayrilerdir. Ki bunlar ülkenin %15’ini teşkil ederler.

Türkiye’de pek çok kişi, yanlış bir inanışla Nusayrileri Alevi olarak kabul eder ve hatta CHP Genel Başkanının eleştirilerini “Alevi Dayanışması” olarak lanse eder, böylece siyaset yaparlar.

Bu kocaman bir yanlıştır ve ülkemiz Alevilerine de bir hakerettir.

Nusayrilik; Şii-Hristiyan karışımı, Batıni bir inanç ekolüdür.İslamla da uzaktan yakından bir alakası yoktur.

Onlara göre Hz.Ali Tanrıdır. Kendi ruhundan Muhammedi yaratmıştır. O da Selmani Farisiyi yaratmıştır. Böylece Hrsitiyanlıktaki Teslis (baba-oğul-kutsal ruh) inancı ile örtüştürülür.

İkili bir hayat yaşarlar. Müslümanların arasında takiyye yaparlar. Onlar gibi görünürler. Kendi ibadetleri ise gizlidir.

Nusayrilikte Tenasüh(Öldükten sonra dirilme)inancı vardır. Onlara göre; kadınların ruhları yoktur. İnsanların günahlarından şeytanlar, şeytanların günahından ise kadınlar yaratılmıştır.

İnsan, dünyada şerefli işler yapıp, ikinci kez dünyaya geldiğinde mükemmel bir şekilde gelir. Nusayriler insanlığın en mükemmel halidir. Nusayri olmayan diğer insanların hayvanlardan bir farkı yoktur.

Esad yönetimindeki Nusayrilerin, masum insanları katletmesinin onların nazarında bir cinayet olmadığı, bilakis hayvanların telef edilmesi anlamı taşıdığı açıktır.

Esad taraftarlarının, çoluk çocuk demeden insanları katletmeleri ve bunu son derece normal karşılamaları da bu yüzdendir.

Hitlere rahmet okutan, insanlığın yüz karası olan bu rejim elbette ki son bulmalıdır ve Türkiye bu işin içinde olmalıdır.

Netice itibari ile Suriye üzerine yorum yaparken dikkatli olun. “Müslümanlar müslümanları katlediyor” gibi saçma sapan sözlerden uzak durun. Nusayrilerle Müslümanları birbirinden ayırın.

Ve orada kimsenin hatırlamadığı, isimlerini bile anmaya tenezzül etmediği Halep bölgesinde yaşayan 2 milyon Türkmeni de aklınızın bir köşesinde tutun.





ERHAN ARIKLI