BİR YANDAN HÜKÜMETİN ZAM İŞTAHI 

ÖBÜR YANDAN

 HALKIN YAŞAM MÜCADELESİ…


Her Allah'ın günü, yaşam maliyetlerinin arttığı, fiyatların yükseldiği bir gerçeklikle karşı karşıya kalıyoruz. Gece’den sabah’a dönüp dolaşıp zam uygulamasını tatbik eden bir hükümet ile yaşıyoruz. Zamları hükümet yapmaz lafı da eskilerde kaldı artık. Bu zamlardan tek kelime ile HÜKÜMET sorumludur. 

Bu zamlar sizleri hiç ama hiç etkilemiyor çok sayın koltukçular. Ezilen hep halk oluyor. Bildiğiniz bir yaşam mücadelesi içinde yoğruluyor vatandaş. Bir yandan fatura soygunculuğuna yetişmeye çalışıyor, öbür yandan hayatta kalmak için gıda erişiminde artık zorlanıyor. Daha bunun sağlığı, eğitimi, sosyal hayatı var diyeceğim ama ne yazık ki , insanların İNSANCA yaşam hakkını ellerinden aldınız. 

Hükümetin talep ettiği zamlar ve buna karşılık resmen yaşam mücadelesi veren halk arasındaki uçurum, ülkenin  ekonomik dengesini ciddi bir şekilde etkiliyor. Bitmeyi bşr yana bırakalım, sürekli olarak artan zam talepleri, artık vatandaşın  ekonomik sıkıntıları burunlarına kadar geldi. Günlük yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiliyor. Bu taleplerin özellikle temel ihtiyaçlara yapılan zamlarla birleşmesi, birçok aile için ekonomik çıkmazlar doğuruyor ve geçim sıkıntısı çeken halkın yaşam mücadelesini daha da zor hale getirdi. 

Eskiden et , balık reyonlarını kediler seyrederdi şimdi sayenizde halk seyrediyor. Ne elektriği kullanılır bıraktınız, ne suyu. Elzem olan gıda, kimi aileler için artık çok zorlaştı. Fakirleşen ve açlığa sefalete mahkum edilen bir toplum var ettiniz. Enflasyon ZAM demek değildir. Halkı soyarak kendi karınlarını doyuruyorlar. Sorsanız ÜLKE YÖNETİRLER. 

Çalarak, çırparak , halkın emeğini hakkını söke söke alarak yönetiyorlar. Zam oranlarındaki artışı yapıyorken, gelir dağılımındaki adaletsizliğiniz hiç aklınıza geliyor mu?  Nedense hep temel ihtiyaç, enerji  ve gıdaya vuruyorsunuz. Neyim , nereden , ne kadar geleceğini iyi biliyorsunuz. 

Sizlerin toplumsal bir adaletiniz asla olmadı. Bir ülkede dilenen insanlar varsa, bir ülkede ekmeğe muhtaç insanlar varsa , bir ülkede hırsızlıklar, yolsuzluklar varsa, o ülkede birileri İYİ YİYOR, İYİ DOYUYOR, İYİ YAŞIYOR demektir. Çünkü cebi dolu olanın, karnı tok olanın, sırtı pek olanın hiç bir şey umrunda olmaz. Tıpkı sizler gibi. Devletin bütün açıklarını, halkın sırtından kapatıyorsunuz. Yetmiyor çalıyorsunuz. Yetmiyor usulsüzlük ile her şeyi hanenize geçiriyorsunuz. 

DENETİM(MİŞ)…

Kaç gün yaptınız? Kaç yeri denetlediniz? Ne çıkartınız? Kime ne ceza yazdınız? Her şeyiniz showdan ibaret. En büyük denetim sizlere şart. Hafif kaşısak neler çıkacak kim bilir. Ama yukarı tükürsen bıyık, aşağıya tükürsen sakal. Kimi kime şikayet edeceksin. Çobanla kurt işbirliği yaptığı sürece, kuzu kurban olmaya mahkumdur. Bu halka her türlüsünü yaşatıyorsunuz. Karanlıkta bıraktınız, susuz bıraktınız, ilaçsız bıraktınız, yolsuz bıraktınız, aç bıraktınız, güvensiz bıraktınız her şeyi yaptınız. Vurun da korkmayın!!!

Temel yaşam giderlerine yapılan sürekli zamlar hırsızlığın Allah’ını yaratacak. Her gün marketlerden çalınanları okuyacaksınız. Ülkenin her geçen gün yaşanamaz bir ülke olduğunu göreceksiniz. Özellikle düşük gelirli aileleri ekonomik sıkıntıya sürükleyerek günlük hayatlarının ne  hale geleceğini izleyeceksiniz. Bu umurunuzda mı? ASLA 
ÇIKARLARINIZ UĞRUNA YAPAMAYACAĞINIZ HİÇ BİR ŞEY YOKTUR. 

Üç gün önünce ekmeğe yapılan indirimi daha almaya yetmişemden, zamı yapıştırdılar. O tüp gazın üzerinde az oynamadınız. Elektrik her 28 günde bir zamlanıyor. Akaryakıt zaten bağışıklık kazandık. Et, tavuk gıdaya hiç girmeyelim onlar anlık değişiyor. KARINI YARIK İÇİN KIYMA ALAMAYAN HALKI, HAMDOLSUN PATLICAN ALMAYACAK HALE DE GERİRDİNİZ. Eee bütün anahtarı tek bir kişiye verirsek o da kaybederse kapıda kalırız. Bıçak da onların elinde , kuzu da onların elinde. Freni patlamış bu ülkenin içinde yolcu olan halktır. Şöförler çoktan indiler gittiler. 

Geçen yıl  TAVUK ALDIĞIMIZ FİYATA, ŞİMDİ YUMURTASINI ALIYORUZ. Bu ülkede ENFLASYON GÖLGEDE %100, GÜNEŞTE %100 HALKIN HİSSETTİĞİ %500… Ülkeyi öyle bir hale getirdiniz  ki  
YA ZAM GELİYOR , YA DA YABANCI. 
Bir çocuğa  bir masalı ikinci kez anlatsanız, ben bunu biliyorum der dinlemez. Yarım asırdır aynı masalı dinliyoruz bana mısın demiyoruz. 

SADECE PARAMIZI ÇALMIYORLAR 

NEŞEMİZİ, KEYFİMİZİ, GENÇLİĞİMİZİ, ÖMRÜMÜZÜ, YARINLARIMIZI DA ÇALIYORLAR…

KARAKUŞ