CTP'liler-TDP'liler diyor ki, "KKTC Kuruluş Bildirgesinde tek çözümün federasyon olduğu yazıyor, dolayısı ile kuruluş bildirgesi değiştirilmeden federasyon görüşmekten vaz geçemezsiniz, KKTC'nin tanınmasını, iki egemen devletli çözümü, Konfederasyonu veya tanınmayı savunamazsınız"
 

Bildirgenin ilgili bölümünü birlikte okuyalım:
 

"Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilanının iki eşit halk arasında ortaklığın bir federasyon çatısı altında yeniden kurulmasını ve sorunların çözülmesini engellemeyip, kolaylaştırabileceğine kani olan;

İki halk arasındaki bütün sorunların barışçı ve uzlaşıcı bir politika ile çözülmesi için BM Genel Dikkat edilirse, Meclis kararında tek çözüm yolunun, tek alternatifin Federasyon olduğu söylenmiyor.. Sekreteri’nin gözetimi altında, eşit düzeyde müzakereler yürütülmesini yürekten dileyen ve önerilmiş bulunan zirve toplantısının bu açıdan yarar sağlayacağına inanan Meclisimiz....."

Dikkat edilirse, Meclis kararında tek çözüm yolunun, tek alternatifin Federasyon olduğu söylenmiyor..
 

Burada çok açık olarak söylenen KKTC ilanının federasyon görüşmeye engel olmadığıdır...
 

Nasıl ki KKTC ilanı, "Konfederasyon" veya "Birleşik Kıbrıs Devletleri" veya son zamanlarda Rum basınında yazılan "Anastasiadis'in en az 1000 kez tekrar ettiği Kadife ayrılık" vb... çözümlerine de engel değil...

Dolayısı ile KKTC kuruluş bildirgesine göre tüm çözüm olasılıkları müzakere edilebilir..

Ancak tek şartla:

O şart da görüşmelerin ve çözümün İKİ EŞİT HALKA dayanmasıdır

Nitekim yukarıda aktardığım bildirgede bu husus çok net olarak vurgulanıyor...

Bu husus "İKİ EŞİT HALK" vurgusudur...

Yani bildirge diyor ki, federasyon görüşeceksen bunun zemini İKİ EŞİT HALK olmalıdır...
Oysa Rum tarafı bizi ne EŞİT, ne de HALK olarak görüyor...Onlara göre biz yerine göre bir AZINLIK, yerine göre bir TOPLUM'uz...
Yani, Rum Halkı gibi, ayrılma hakkını da içeren self-determinasyon hakkına sahip eşit bir halk değiliz...O nedenledir ki görüşmelerde de egemen eşitliğimizi kabul etmediler, etmiyorlar...
Bu durumda KKTC kuruluş bildirgesine göre İKİ EŞİT HALK zemini olmayan bir federasyon görüşmesi yapmak abesle iştigal etmektir, Kuruluş Bildirgesini çiğnemektir, suçtur ve Akıncı suç işlemektedir..
*
Akıncı bir başka suç daha işlemektedir

O da garantörlük konusundadır

Bilindiği gibi, Garantörlüğün müzakere ve pazarlık konusu olmadığına dair tüm partilerin oy birliğiyle aldığı bir Meclis kararı vardır...

Ne yazık ki Akıncı, bu karara da saygı göstermemiş ve son Cenevre görüşmelerinde, Meclisin ve hükümetin bilgisi-onayı dışında garantörlüğün 8-10 yıl sonra iptaline ilişkin öneri yapmıştır...

Bununla da kalmamış "garantörlüğün çağdışı olduğunu ve iptalini öngören" Guterres belgesinin "stratejik bir anlaşma belgesi olarak imzalanması" için Anastasiadis'e öneri yapmıştır...Hem de söz konusu oybirliği ile alınmış Meclis kararı orda dururken...

Cumhurbaşkanı dahi olsa, Meclis kararlarına, Kuruluş bildirgesine, Meclisten geçen yasalara uymamak, saygı göstermemek, çiğnemek hakkı kimsenin yoktur
Kıbrıs Türk Halkının talihsizliği, başta UBP olmak üzere Mecliste temsil edilen tüm partilerin kendilerinin oy verdikleri kararlara dahi sahip çıkmaması, ihlali gündem yapmaması, Halka mal etmemesi ve Anayasa Mahkemesi'ne taşımamasıdır...