100 gün için basın toplantısı yap.
Beşi bir yerde gibi dizili otur.
Rengarenk kravatlarla süslü püslü.
Ama 100 gün için söyleyecek tek laf yok.
Boş boş bakıyorlar.
Çünkü icraatları yok.
100 günde sadece şekerleme var.
Halkın makamı tapulu mal havasında.
Biri Maraş’la Cumhurbaşkanlığı rüyasında.
Diğeri hala Başbakan olduğuna inanamıyor.
Vur patlasın çal oynasın.
Haliyle 100 günde naptıklarını anlatamadılar.
Ve ne yaptılar?
Halk geri zekalı ya.
Onlar ise dahi ya.
100 gün icraatını es geçtiler.
300 gün projeksiyonunu konuştular.
*****
Velakin ne 300 günü beyler!
O makamda kaç gün kalacağınız belli değil.
300 gün değil, 30 gün deseniz ehh!
Kimi kandıracağınızı düşündünüz mesela?
Ilkokullu çoçuklar mı?
Neyse geçelim bu aklıevvelliğinizi.
Dönelim 300 gün maskaralığına.
Cek ve caktan başka bişey yok.
Masallar, hikayeler.
Ve eminim kendileri bile gülmüştür hallerine.
Bir artistlik kıvamında.
Bir tiyatro tadında.
Bir piyes edasında.
Açıkçası üzerinde durmaya değmez.
****
Hükümetin bu oyunu tutmadı.
Kimse bu maskaralığa inanmadı.
Kimse bu tiyatroyu izlemedi..
Akılda kalan tek şey kabine değişikliği sorusu.
Oyuna gelmek istemeyen Tatar reddedemedi.
Yalan diyemedi.
Çünkü Tatar da alabora halinde.
Zaten boşversin bu 300 gün masalını.
Koltukta 30 gün daha kalmak için uğraşsın.
Kabinedeki çürükleri temizlesin.
Özgürgün konusunu kazığa bağlasın.
Cumhurbaşkanlığı vartasını da atlatsın.
Sonra gelsin halkın karşısına.
Belki o zaman 300 günü konuşma hakkı doğar.
Ama bugün için böyle bir hakkı yok.
Çünkü önce 23 Nisan Hükümeti olmadığını göstermeli.

Kendisinin de 23 Nisan Başbakanı olmadığını.
Ardından KKTC Başbakanı olduğunu ispat etsin.

Şimdilik esas vazifesi bu olmalı.