YOL AYRIMI…

İnsanımızın artık tahammül sınırı kalmadı.

Problemler kartopu gibi büyüyor. Memlekette her gün eylem var. Şikâyetçi olmayan tek bir toplum kesimi yok…

CTP, Hükümette ne iş yapıyor, ne de DPUG’ye iş yaptırıyor.

Anlaşılan o ki CTP, DPUG’nin “Hükümeti yıkan taraf biz olmayacağız” sözünü bir zafiyet olarak algılamış. Kutlay Erk’in deyimi ile CTP, oynanan tiyatronun hem yazarı, hem yönetmeni, hem rol dağıtıcısı, hem de eleştirmeni havalarına iyice kendini kaptırmış gidiyor...

DPUG’yi ÖRP benzeri bir konuma sokup “Edilgen Ortak” yapma sevdasından kurtulamadı CTP…

Sağda ki Yerel Seçim ittifakını tehdit ve şantajlarla engelleyememenin verdiği kızgınlıkla, seçim öncesi DPUG’li Bakanlıkların icraatlarını kilitleme konusunda son derece kararlı.

Bunun için Hükümet programını da, koalisyon protokolünü de artık takmıyor...

Mesela Kalkınma Bankası, ekonomi için çok önemli bir kurum değil mi?

CTP, uzun süredir bu Bankanın çalışmasını engelliyor. Aylarca Banka Yönetim kurulunun oluşmasını engelledi… Şimdi ise Yönetim Kurulu Başkanlığına atanacak şahısla ilgili problemler çıkarıyor.

Bankada yüzlerce dosya birikti.

İş dünyası, bu duruma tepkili. Yatırım dosyaları yıllardan beridir bekleyen insanlar var… Yatırımlar durdu. Oysa bu dosyalar sonuçlandırılsa piyasa az da olsa canlanacak.

Ama CTP’nin umrunda değil.

Aynı şeyi Lefke Avrupa Üniversitesi yönetiminde de yapıyor.

Oysa DPUG, ortağının hiçbir atamasına karışmadı şimdiye kadar. Hatta Vakıflar idaresine, Vakıflarla mahkemelik bir şahsın atanmasına bile sesini çıkarmadı. Ama CTP, neredeyse DPUG’nin atamalarını bile kendi MYK sına götürecek.

Başta Serdar Denktaş olmak üzere DPUG’yi yöneten arkadaşlar, sinirlerini aldırmış olsa lar gerek ki hala tahammül ediyorlar bu duruma. Sabır taşı olsa şimdiye kadar çoktan çatlardı insan…

Bakınız bu Hükümet ilk 6 ay içerisinde 23 konuda reform nitelikli yasal düzenleme yapacağını vaad etmişti.

Bunlardan sadece Kamu Reformu ile ilgili yasal düzenleme yapılabildi.

Hafızalarda ise iki icraat kaldı. Biri kamuoyunda” ib.. lik yasası” diye bilinen yasayı çıkarmak. Diğeri ise 366 geçicinin ekmeği ile oynamak.

Kamuda 366 kişinin benzeri konumda binlerce kişi varken, sırf CTP MYK’sı istedi diye, bu insanların sokağa atılmasını DPUG lilerin büyük kısmının vicdanı kabul etmiyor.

Tamam. Bu insanlar UBP Kurultay döneminde adaletsiz bir şekilde işe alınmıştı. Ama aynı usul ve aynı mantıkla daha önceden kamuya alınan binlerce kişi varken, yalnızca bu 366 kişiyi işten atmak, herhalde sadece CTP’nin adalet anlayışına uygun bir davranış olsa gerek.

Oysa “Adalet”, herkes için uygulanırsa adalettir ve gün gele herkese lazım olacak bir kavramdır.

Ben, siyaseti idealleri için yapan birisiyim. Ama ülkemizdeki siyasetin giderek beni ideallerimden uzaklaştırdığını hissediyorum.

Üzülerek itiraf etmeliyim ki, siyasette yaşananlar ve yaşadıklarım, beni bir yol ayrımına getirdi.

Vakti ile Orbay Deliceırmak’ın Cumhurbaşkanlığında ki sözleşmesi uzatılmamıştı. Üzüntümü bildirmek için odasına gitmiş, ama onu son derece neşeli bulmuştum. “Hayırdır” dedim. “Erhan’cım çok mutluyum. Artık özgürce sövebileceğim. Özgürlüğü özlemişim…” diye cevap vermişti.

Galiba ben de muhalefeti özledim dostlar…