Zamlardan  Ağlayanlar Sabahın Görmeyen Saattinde  Sandığa Koştu...  Yollardan, çöplerden, giden gidişatı beğenmeyenler şikayet edenler hepsi yine koştu. Günlerdir festival havasında 25 Aralık heycanla beklendi. O gün geldi çatı ve sonuç vizyonda. 

Bir hedef koyuldu ortaya, adaylar belirlendi ve istikrar ile verilen tarihe kadar bıkmadan, usanmadan, yılmadan köy köy mahalle mahalle gezilip alacaklarını almak için canla başla çalıştılar. Yalan mı? HAYIR buna hep birlikte şahit olduk.  

Demek ki neymiş istedikleri zaman hiç bir engel tanımıyorlar. Kendilerini sokaklara atıp soğuk demeden, yorgunluk demeden kapı kapı köy köy dolaşıp alacaklarını isteyebiliyorlar. 

 İŞİN ENRESAN YANI NE BİLİYOR MUSNUZ? ONLAR SOKAĞA DÖKÜLÜNCE İSTEDİKLERİNİ ALABİLİYOR.

Peki halk?...

*Halk süre gelen asgari maaş mağdurlar  sokağa çıkınca istediğini alabilmiş mi?

*Halk sokağa dökülünce karşısında muhatabını bulabildi mi?

*Halk evinde aç yaşıyorken kapıları çalındı mı?..

*Halk elektirk faturasını yatıramayıp karanlıkta kalınca el uzatıldı mı?...

*Halk ilaç alamıyor  kapısına ilaç bırakıldı mı?..

*Halk eğitimde inanılmaz noksanlık yaşıyor  çözüm buldu mu ?...

*Halk marketlere giremiyor bunlar için bir şey  yapıldı mı?...

Bunun gibi yüzlerce madde sayabiliriz sizlere. Tüm bunlar için ne yaptınız.

 KOCA BİR HİÇ...

Ama kendiniz için, kendi geleceğiniz,  kendi sevdikleriniz için günlerdir canla başla çalıştınız. Gezdiniz halka gülücükler ve La Fontaine masalları anlatıp durdunuz.  Sizler yalan söylüyorsunuz, bizler bunun yalan olduğunu biliyoruz, sizler bizlerin bunların yalan olduğunu bildiğimizi biliyorsunuz. Aynı terrane ile yıllar birbirini kovalayıp duruyor bu ülkede. 

Gidin bakalım bir market ile iki adım ötede diğer marketin fiyatları arasındaki fizan kadar farkını ve uzaklığını görün.  Gidin bakalım okullarda okuyamayan onca çocuğun sanayilerde çalıştığını görün.  Gece şöyle bir çıkın mahalle mahalle gezin bakalım kaç kişi faturasını yatıramamış diye evi karanlık bir görün.

Gidin bakın  ilaç alamayan yaşlılar evlerinde neler çekiyor. Gidin bakın  köşe başları, sote yerlerde kimler bedeninden para kazanıyor. Gidin bakın bakalım yasaklı maddeleri çekenlerin yaşı kaça inmiş.

Öyle 5 yılda bir çıkıp gezmekle onu da çıkarlarınız için yapmakla olmuyor.  Öyle konvoy halinde ağızlar kulaklarda hadi artık değişelim demekle de olmuyor. Öyle vaatler vererek de olmuyor arkadaşlar. Yalancı çoban hikayelerinize  de kimse inanmıyor artık. En azından kalmamıştır diye düşünüyoruz. Her ne kadar yine aynı hatayı yapmış olsalar bile.

Siyasetin hayatımda asla olmadığı bir ortamda büyütüldüm.  Baba tarafından farklı bir uyruğa,  anne tarafından farklı bir uyruğa sahip biri , halkın içinden bir olarak diyorum ki, ne ağzımla istedim ne medet umdum, ne talep ettim ne de bekledim. 

Sahip olduğum herşeye ellerimin sağlam olduğu zamanlarda,  sağlam olmaya devam ettiği sürece de sahip olacaklarım tamamen bana aittir. Sadece mağdur olan onca vatandaşın hikayeleri , yaşam şeklileri ve çareszlikleri için yazma ihtiyacı duyuyorum. Ve en önemlisi insanca yaşamayı talep etmek istemek sanırım hakkımız. 

Yaşadığımız ülkenin iyi olmasını istemek hakkımız. Bu hakkımı kullanıyorum ve diyorum ki "HEP BANA HEP BANA" diyerek gelecek beş tünel sonunda bile asla görünmeyecek. Eleştiri ve öz eleştiri her şey serbest ülkemizde. Fikir özgürlüğü de o kadar serbest olmalı değil mi hükümet edenler. 

Yeni yılı bekleyen bu halkın aslında kendilerinin neyi beklediğini bilmemeleri ne acı. Asgari ücret toplantıları'nın aslında zam habercisi olduğunu artık ilkokulu öğrencileri biliyor durumda. Halkın mücadele ettiği hastalıklar, zamlar, ani ölümler ve göçler ile 2022 yılını tamamen zihinlerinden kazımak istiyor. 

Bu halkın, bu emekcinin,  bu gençlerin, bu yaşıların bu ülkenin her bir vatandaşı artık 

MUTLU YILLAR DİLEKLERİNE  DEĞİL MUTLU, HUZURLU, SAĞLIKLI VE İNSANA YAŞANIR BİR K.K.T.C 'YE  İHTİYAÇLARI VAR...

KARAKUŞ