Sağlık Bakanı Sayın Pilli, tüm ülkenin ve insanlarının kaderini etkileyen kararlar aldı ve almaya da devam ediyor.

Zaten kendisi de söylemişti:

‘’Gemi batarsa, sadece Ali Pilli değil, herkes batar.’’

Peki, özellikle pandeminin başından itibaren, geminin dümeninde kim vardı?

Görünen Sayın Tatar olsa da, Sayın Pilli vardı.

Kapanma kararı yerinde idi.

Ancak, gereğinden uzun kapatan kendisi değil miydi?

Bıyığının altından her zamanki sempatik gülüşü ile, ‘’sıfır vakalı günleri’’ sayarken ve bunu başarı kabul edip övünürken, ilk vakada sıfırla çarpılacağını belki de kendisi de biliyordu.

Sayın Pilli, halkımızın, evlerine kapanarak, işlerinden, rızıklarından olarak Sağlık Bakanlığı’na, sağlık alt yapısını güçlendirmek için verdiği zamanı çarçur etmedi mi?

Bilmem kaç kere pandemi merkezi projesi yaptı.

Bilmem kaç kere pandemi hastanesi yaptı.

Hastane taşıdı.

Diş hastalıkları hizmetleri başta olmak üzere, devletin amiral hastanesini parçalara ayırıp halkın normal sağlık hizmeti almasına bile mani oldu…

Testlerin özel hastane ve laboratuvarlarda yapılmaması için genelge bile yayınladı. Test sayısını artırma ihtiyacı aşikar olunca, gerisin geriye geri adım attı.

Sağlık ihalelerini anlaşılmaz bir şekilde adeta tekele aldı.

Danışma, bilim kurulları kurdu, kararlarına uymadı.

Temaslı takibini hangi kriterlere göre yaptığını bir türlü açıklamazken, Covid-19 vakalarını ise hep kendi süzgecinden itina ile geçirerek açıkladı.

Uçuş sayılarını, karantina ve izolasyon uygulamalarını hayata geçirirken çevresindeki profesyonellerin uyarılarına hep kulaklarını tıkadı.

Devletin kritik kurumları arasında olması gereken istişare geleneğinden yoksunluğunu da son olarak, uçak ve gemi ile gelenlerle ilgili hesap hatasına ‘’ben de utandım’’ diyerek ispatlamış oldu.

Özeti, pandemi süresince Sayın Pilli ne yapmak istediyse onu yaptı.

Yeri geldi rest çekti, yeri geldi topu hükümete attı ama ne yaptı etti, hep yerinde kaldı, hep de kendi planlarını hayata geçirdi.

Sayın Tatar ise yaptıklarını bir gram eleştirmedi, Sayın Pilli, Sayın Tatar’ın kolunu defalarca kırsa da yen içerisinde bıraktı!

Sayın Tatar,  ekonomik sıkıntılara rağmen, sağlığın ülke gündeminin birinci konusu olduğunu ve olmaya da devam edeceğini aslında çok iyi biliyor.

Sağlıkla ilgili hemen her gün, inişli çıkışlı, kimi zaman tutarsızlıklarla dolu kararlar alındıkça, mantıksız uygulamalar ardı ardına gelince, icraatı Sayın Pilli de yapsa, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendi hanesine oy kaybı olarak yansıyacağını hesaplayamıyor.

Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile grip sezonu birlikte geliyor.

Okulların üniversitelerin açılması, havaların soğumaya başlaması ile birlikte hepimizi biraz daha zor günler bekliyor.

Sağlıktaki altyapı dağınıklığı ise hala devam ediyor.

Hal böyle olunca da, artması muhtemel vakalarla birlikte, sayın Pilli’ye karşı artacak olan tepkilerin, Sayın Tatar’a yönlenmesi, ihtimal dahilinde görünüyor.

Dolayısıyla geminin dümenini tutmaya çalışan Sayın Tatar, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar Sayın Pilli ile yola devam etmekte ısrar ederek hayatının kumarını oynuyor.

Tabii seçim tarihi, ‘’nabza göre vaka artışları’’ öne sürülerek ötelenmezse…

Dr. H. İlker İpekdal

İletişim: 0542-8529899