Dün sabah Kanal T de Hakan Yıldırımın konuğu idik.

Gündemi değerlendirecektik güya. Ama “ Sağda Birlik” konusu açılınca diğer konulara pek giremedik..

Bu konuda özetle şunları söyledim;

Ülkenin menfaatleri açısından “Sağda Birlik” bir mecburiyettir.

“Sağda Dağınıklık” CTP’nin ekmeğine yağ sürmektedir.

“Sağda Dağınıklık” yüzünden CTP iktidar yüzü görmüş, büyük ilçelerde Belediye Başkanlıkları kazanmış ve hatta Cumhurbaşkanlığı mevkiini ele geçirebilmiştir.

Genel seçimlerin arkasından önce Cumhurbaşkanlığı arkasından yerel seçimler var.

Bu iki partinin işbirliği yapması halinde bu seçimlerde büyük bir başarı elde edilecektir.

Kimse kısa vadeli düşünüp, şahsi çıkarları için bu işbirliğine engel olmamalıdır.

Bu seçimlere gelince keşke sağdaki iki parti seçimler öncesi gelecekte işbirliği yapacaklarını açıklasalar.

Dünyanın pek çok demokratik ülkesinde siyasi partiler seçim öncesi koalisyon kurarak seçime girerken yin pek çok ülkede siyasi Partiler seçmenlerine seçimden sonra hangi siyasi parti veya partiler ile koalisyon kuracağını önceden deklere eder.

Seçmende bunu bilerek gider ve o partiye oy verir.

Daha bir kaç yıl önce bağımsızlığını kazanan ve demokrasiye geçen Kosova’da bile siyasi Partiler tek başlarına seçimleri kazanamamaları halinde hangi parti ile koalisyon kuracaklarını seçim öncesi seçmenlerine deklere ediyorlar.

Ki, seçmende ona göre bilerek oyunu kullanır.

Bu İtalya’da da Almanya’da da diğer ülkelerde de böyledir.

Bizde ise böyle bir alışkanlık yoktur.

Seçim sonrasında ortaya çıkan tabloya göre bir kaç parti koalisyon kurar ve kurulan o koalisyon gidebildiği yere kadar gider.

Bu durumda oy verdiğiniz partiniz, sizin asla iktidar olmasını istemediğiniz bir başka siyasi parti ile rahatça koalisyon kurabilir.

Mesela ben, 2002 de veya daha sonra Partim Demokrat Partinin CTP ile koalisyon kurmasını asla arzu etmezdim. Ama Partim bana sormadan rahatça CTP ile koalisyon kuruverdi.

Eminim ki,CTP’li bir seçmen de TDP gibi sosyal demokrat bir parti varken kendi partisinin sağ bir Parti ile koalisyon kurmasını hazmetmezdi.

Netice itibari ile, Demokrasilerde seçmenin Parti yönetimi tarafından bir oldu bitti karşılaşmasının önlenmesi gerekir.

Seçmenin oy verdiği partisinin yarın hangi parti ile koalisyon kuracağını veya kurmayacağını önceden bilme hakkı var.

Sevgili Hakan bana UBP’den kopan ve şu anda DP-UG de aday olan Milletvekillerinin bu işbirliğine engel teşkil edip etmeyeceğini sordu.

Ben de dedim ki: “Engel olmak bir yana, bu arkadaşlar iki partinin işbirliği yapmalarında tutkal vazifesi görürler. Siyasette ebedi dostluklar veya ebedi düşmanlıklar yoktur. Bu iki Partinin seçim sonrası işbirliği yapmaları herkesin menfaatine olacak bir şeydir..”









ERHAN ARIKLI