14 Ağustos tarihli başyazımızda bugün olacakları, yapılan anlaşmaları tam 1 ay önce yazmıştık. Dün de Özgür Volkan’ın manşetinde konuyu gündeme getirmiş ve yapılan anlaşmalar gereği Kooperatif Merkez Bankası Yönetim Kurulu Başkanlığına Hüseyin Çavuş Kelle’nin getirileceğini yazmıştık.

İşte 14 Ağustos 2017 tarihindeki Özgür Volkan başyazısı :

Kod Adı: HANEDAN- II

Geçtiğimiz Cuma günü gazetemiz Özgür Volkan’ın Başyazısı ile gündeme taşıdığımız ve “Kod adı: HANEDAN” adıyla nitelendirdiğimiz, siyaset oyunları senaryolarını yazmaya devam ediyoruz.

Operasyon, ne Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıtma operasyonudur ne de kamudaki günden güne içinden çıkılmaz bir hal alan çarpık yapılaşmasının düzeltilmesi ile ilgilidir.

Operasyon, uzun yıllardan beridir, Kıbrıs Türk halkının milli duygularını kullanarak kurulan hanedanlığın, KKTC siyasetini domine ederek devamlılığını sağlamaya yönelik bir operasyondur.

Ortak paydada buluşan ne Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bekasıdır ne de KKTC yurttaşlarının daha refah ve daha huzurlu bir yaşama erişebilmesidir. Ortak paydada buluşan kişisel gücün ve siyaset sahnesindeki varlığının devamı ile birlikte, hukuksal anlamdaki beraat halinin devamını sağlamaktır.

İşte bu amaca ulaşabilmek amacıyla, operasyonun ayrıntılarını netleştirmek, izlenecek yol ve kullanılacak piyonların belirlenmesi amacı ile 3. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, geçtiğimiz hafta Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı ve DP Genel Başkanı Serdar Denktaş ile kendi evinde bir araya geldi.

Görüşmede bağımsız milletvekillerinin yeniden Demokrat Parti listelerinden aday gösterilerek, her geçen gün güç kaybeden Demokrat Parti’nin bir nebze olsun güçlenerek, 2018’de gerçekleştirilecek olan genel seçimlerde en azından baraj altı kalma ihtimalini minimize edilmesi sağlanacak. Bunun akabinde 2020 yılında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de Serdar Denktaş'ın milliyetçi cephe adayı olarak seçimlere katılması konuları masaya yatırıldı.

Operasyonun ilk adımı olarak, bağımsız milletvekillerinin yeniden DP’den aday olmalarını sağlamak amacıyla, hem UBP’de arzu ettikleri sıra numaraları ile aday listelerinde yer bulamayacaklarına karşın DP ya da HP’de istenilen sıra numaralarını alabilecekleri yanında şu anki mevcut hükümet yapısı içerisinde de bağımsızları ikna edecek değişikliklerin de yapılması kararı alındı.

Alınan kararlar arasında, Serdar Denktaş'a çok yakın olup üst düzey mevkilerde bulunan Demokrat Partili isimlerin yerine, operasyonu yürüten 3. Cumhurbaşkanı Eroğlu'na yakınlığı ve sadakati tartışılmaz isimlerin atamasının yapılası var.

Her ne kadar da Maliye Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığı Genel Koordinatörlüğü görevinden alınması durdurulmuş olsa da, Çelebi Ilık bu mutabakatın ilk halkasıydı.

K.T. Kooperatif Merkez Bankası’ndaki Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Tosunoğlu ile Başak Tekerek'in istifa ettirilmesi de ikinci halkası oldu. Hanedan operasyonunun ikinci halkasında gündeme gelen Ersin Görsay'ın, Hasan Tosunoğlu’ndan boşalan Yönetim Kurulu Başkanlığı hamlesi ise tamamen Başak Tekerek'in de istifa ettirilmesine yönelik bir hareketti.

Böylelikle Demokrat Parti kanadındaki banka içerisindeki isimlerin kendiliğinden istifasını sağlamak, Ersin Görsay'ın da atamasını Kooperatif Şirketler Mukayyitliği’nden engelleyerek, bağımsızların istedikleri kişiyi yönetim kurulu başkanlığına atamak.

Bu noktada, Derviş Eroğlu'na yakınlığı ve sadakati tartışılmaz olan Çiftçiler Birliği Başkanı Hüseyin Çavuş Kelle, operasyonun başarıya ulaşması için biçilmiş kaftan adeta.

Demokrat Parti Genel Başkanı Serdar Denktaş ise bu noktada partisine “biz Ersin Görsay dedik ama madem uygun değil en azından bağımsız bir sivil toplum örgütü başkanı olsun” noktasındaki manevrası, partililer tarafından olumlu bir savunma olarak karşılanabilecek.

Operasyonun Kıbrıs Türk Kooperatif Merkez Bankası bacağının başarılı olabilmesi için, bütün olumsuzluklar dikkate alınmış, herhangi bir olumsuzluğun yaşanmaması adına da Hasan Taçoy’un oynayacağı rolün de tebliği yapılmış. Bu noktada Hasan Taçoy, Kooperatif Merkez Bankası Yönetim Kurulu Başkanlığı’nın bağımsızların belirleyeceği bir isim olmaması halinde, operasyonun ilerleyişine engel olacak olan yaramaz çocuk rolünü oynayacak.

Operasyonun başarıya ulaşabilmesi için Halkın Partisi’ne de bazı görevler tebliğ edildi tabii ki. Bu da, Kudret Özersay’a Toparlanıyoruz’dan kalma moda bir söylem olan “yıpranmışlar bizim partimizde olamaz” noktasındaki duruşunu devam ettirmesi serbesiyeti verilerek, yine hanedanın belirleyeceği ve hanedana yakın olan kişilerin HP listelerinden aday gösterilerek desteklenmelerini sağlamaktır.

Bunun karşılığında da Kudret Özersay, KKTC genelinde bir türlü gerçekleştiremediği örgütlenme faaliyetini de hayata geçirmiş olacak.

Anlayacağınız “Win Win” parolası, yine toplum menfaatlerinin üzerinde olacağı görülüyor.

bekleyip göreceğiz….