Dün gündem festival gibiydi...
Malumun ilanına hep birilte şahtlik ettik. Sayın Faiz Sucuoğlu artık YETER diyerek kim bilir belki sağlığı için, belki var olan durumun yarattığı stres ile son noktayı koydu. Açıkçası kendisi için sevindik diyebiliriz. Çekilecek dertler değil bunlar.
İstifa gündemi bayağı meşgul etti. Zaman kaybedilmeden bakanlar kurulu toplandı, ardından toplantılar devam etti. Kurultay gün , saat, ve yeri belirlendi. Sayın Başbakan parti başkanlığını da sırtlanrak yola devam kararı ile günü geceye kavuşturdu..
Asgari ücretin saptanması haftalar sürmüştü. On kez o toplantıya girip girip çıkıldı. O muhteşem sonucu haftalarca belkedi vatandaş emekci. Ama nedense dün her şey ışık hızı ile yapıldı. Bir anda toplantılar ve kararlar alındı.
Devlet bacağında bu kadar süratle gelişirken kararlar. Öte yandan vatandaş en ucuz defter , kalem , çanta nereden bulabiliriz derdi ve telaşı ile sokaklarda dükkan dükkan geziyordu..
Boşa koysan dolmaz, dolu artık almaz misali her şekilde mağdur edilen vatandaş iki yakasını bir araya getirme derdi ile kredi kartları, kredili, borç harç evlatlarını servetlik eğitime hazırlama ile meşguldü.
Çok da içler acısı manzaralara şahitil ettik ne yazık ki...
"Geçen yıl kullandığın çantayı kullan babam bunlar çok pahalı"
"Kolu koptu baba onun"
"Ben onarırım babam"
Bu sadece bir örnektir gördüğümüz ve duyduğumuz. Kim bilir kimler neler yaşıyordur bu günlerde ...
İnsanlar artık ne yapacağını nereden alıp nereye koyacağını bilmiyor. Her şeyin ateş topuna döndüğü ve denetimzilik sayesinde kim kime, dum duma fiyat anlayışı ile ne mutfaklarına, ne eğitimlerine, ne sağlıklarına yetemiyorlar.
Bu insanların ne istifalar umrunda ne kurultaylar ne koltuklar. Geçim dertleri her geçen gün, çığ gibi büyüyüp derinleşen vatandaşın derdi artık sizler değilsiniz. Ben aç kalayım ama eşim evladım tok olsun diyen kesim çoğalıyor sayenizde.
Bir kolu olmayan , bir bacağı opmayan, bir gözü görmeyen bir kulağı duymayan elbete ki yaşayabilir . Fakat hakkı elinden alınan, boğazı sıkılan, yaşamı kısıtlanan hiç kimse yaşayamaz ya ölür ya kaçar.
Her zaman söylediğim bir söz var "GECE OLUNCA HERKES KAPISINI KAPATIR EVİNE GİRER" kim kimin ne yediğini, ne içtiğini, aç mı, tok mu , mutlu mu, mutsuz mu bilemez.
Fakat bu ülke yönetmenliğini üstlenen yetkiler , vatandaşının ne yaşadığını çok iyi biliyor çünkü yaşatan her zaman bilir yaptığını.
ZAMLAR KEYFE GÖRE...
MAAŞLAR KAFAYA GÖRE...
KARARLAR CEBİNİZE GÖRE...
KARAKUŞ