Öncelikle sorumlu, tam anlamıyla evebeyin, bilnçli eğitimciler, ve sağlıklı evlat yetiştiren herkesi bu yazının dışında tutuyoruz. 

Kurunun  yanında yaşı ateşe vermiyoruz. 

16 yaşında bir  çocuğumuzu , gencimizi, bir gelecek  toprağa. Öbür yandan 21 yaşında yine bir çocuğumuzu , gencimizi başka bir gelecek  karanlığa mahkum edildi. Onlarla birlikte iki aile de perperişan oldu. 

*Hangi birey, çocuk ve insan katil doğar?...

*Hangi çocuk uyuşturucu batağına kendi hür iradesi ile batar?...

*Hangi insan şiddet ve öfke eğilmli doğar ve bunu icraa eder?...

*Hangi o yaştaki çocuk birini öldürme güdüsüne sahip olabilir?...

*Hangi insan evladının bu denli yoldan çıkışını ister?...

*Hangi canlı başka bir canlının canını yakma düşüncesini kurabilir?...

Bunlar gibi bir çok örnek verebiliriz. Ama derdimiz örnek vermek değil. Çünkü bitmez bunlar. 

Asıl soru şu...

*Bu hale gelen insanlarımız, ve de ne acı ki çocuklarımızın geldiği nokta da  suç sadece onların mı?... 

* Siz yönetirim diyenlerin ve ardından bu bireylerin ve çocuklarımızın geçtiği tüm eller ne kadar sorumlu?...

*Bu kadar suç potansiyel ve oranının artışının  sorumlusu suçu işleyenin mi? Yoksa ülke olarak devlet olarak yönetirim diyen  sizlerin mi?...

*Ülkede her geçen gün katlanarak , devam eden  suçları  görmezden gelmek devlet olarak bir o kadar da sorumsuz olanların  suçu değil mi?...

*Uyuşturucu, alkol, siğara kullanan çocuklarımıza gözlerini ve kulaklarını kapatan sadece evebeyinler mi? Yoksa bazı eğitim bacağı da mı susuyor?...

Ülkede son zamanlarda gelişen ve hızla tırmanan suç olaylarının, baş sorumlusu suçu işleyen kadar başı boşluk, sorumsuzluk, denetimsizliktir. Bir yerde eğitimsizlik, bir yerde ilğisizlik,  bir  yerde göz kapatmak , kulak tıkamak. 

İstismar, tecavüz , darp ve tacizi TUTUKSUZ yargılarsanız ve dışarı sallarsanız gerisi tabi ki CİNAYETTİR. 

Onca darp, istismar, tecavüz ve uyuşturucu ağır suçların mimarları olarak soruyoruz sizlere tüm bunları engellemek için gücünüz mü yok? Gösterin bizlere hangi birim darp edilenlere, istismara ve tecavüze uğrayanlara,  el uzatıp tedavi edip  ve koruyabiliyor?...

Polis değil bunun çözümü? Polis değil bunları önleyecek olan.  Polis insanların güvenliğinden sorumlu kılınabilir ama önlemi onlardan önce yönetenlerindir. Yasayı yapanların ve kabul ettirenlerindir. 

Öncelikle bu ülkede bu tür suçların işlenmemesi için sizlere görev düşüyor sayın yetkiler. Gerekirse bilinçli evebeyinler, bilinçli eğitimciler, destek veren proğramlar,  sorgulayıcı ve denetimli takipler yapmalısınız. 

Verilen cezaların limitleri belli. 3 yıl, 5 yıl hadi bilemedin 6 yıl.. Komik rakamlar değil mi? Malesef öyle ve aynı zaman da cesaret verici. Korkmamayı,  bilakis cesaret verecek şekilde devamını getiriyor. İstismar edilen onca çocuğun faileri nerede? Şimdi içeride cezasını çekiyor diyecektiniz. Peki ne kadar çekecek bu cezayı. İşte gıyabi karar 3 yıl, sonra iyi hal sonra 3/2 çekti sonra sal gitsin. 

Taciz, istismar ve tecavüze mağruz kalan bireylerimizin travmalarını, neler yaşadıklarını, nasıl hayatlarını sürdürdüklerini hiç merak etmiyor musunuz yetkiler? Psikoloğa  psikiyatriye gidilmesi bu olaylar unutulmuyor. Tekrar soruyoruz öncelikle bu tür vakaların yaşanmaması gerekiyorken bu kadar küçük bir adada, yaşanması halinde ki son sürat yaşanılıyor. Ne yapıyorsunuz bunlarla ilğili SAYIN HÜKÜMET EDENLER...

HİÇ BİR ŞEY...

Kimin  nerden, nasıl, neden geldiği asla sorgulamayan bir ülke  olduk. Bir taraftan şu kadar deport diyerek , öbür yandan iki katına izin vererek olmuyor işte. Üç beş yıl cezalar ile caydırıcı olmuyor işte. Görmedim, duymadım , konuşmuyorum'la da asla ülke yönetilmez. 

Adaya mülteci gelebiliyor. Adaya eli kanlı katiler geliyor. Adaya uyuşturucu geliyor. Adaya siyahı, beyazı, çekik gözlüsü,  Hindistanı,  Pakistanı her türlüsü geliyor aile kuruyor ve yaşamını kaçak  göçek devam ettiriyor. Sonra istismarın,  darpın,  tecavüzün ve cinayetin bitmek bilmiyor. Ne kadar insan o kadar bela. Ne kadar yabancı o kadar sıfır güvenlik. Atla deve değil ki ya bunu anlamak. 

KKTC sizlerden, koltuklarınızdan, makamlarınız'dan  ve  maaşlarınız'dan İBARET DEĞİLDİR.  

Kısacası ey yetkiler 

Bu bir AŞK CİNAYETİ değil...

Bu sorumsuz, denetimsiz, banaeciliğin,  halkını değersiz kılmanın,  bu olayların normalleşmesindeki rahatlığınızın yolunda gidilmesinin CİNAYETİDİR...

DOĞURDUKLARINIZ TARAFINDAN ÖLDÜRÜLÜYORSUNUZ....

AMA UNUTMAYIN!

HEPİMİZ SUÇLUYUZ , HEPİNİZ SUÇLUSUNUZ...

KARAKUŞ