Sigortalı hastalar ilaçlarını devlet hastanelerinden veya İlaç ve Eczacılık Dairesi’nden alıyorlar. Eğer kullandıkları ilaç buralarda yoksa, dış eczanelere yönlendiriliyorlar.

Devletin elinde bulunan ilaçlar, ihale ilaçlarıdır.

Devletin ilaç ihtiyacını kimlerin, ne şekilde, hangi kriterlere göre belirlediği konusu hala gizemini koruyan bir konudur.

İlaç ihaleleri ise, sözüm ona, şeffaf ve devleti zarara uğratmayacak şekilde yapılıyor.

Konumuz bunlar değil.

Bugün ele alacağım konu, kronik hastalıklarda kullanılan ilaçlar.

Bu ilaçlar da ihale yolu ile alınıyor.

Hasta da, gerekli prosedürleri tamamlayıp ilacına kavuşuyor.

Ancak bazı kronik hastalıklarda, hastanın kullandığı ilaç ile ihale ilacı her zaman aynı olmuyor.

‘’İhaleyi her zaman aynı firma, aynı ilacı ile alacak değil ya!’’ diyenler olabilir.

İtirazım buna değil.

İtiraz ettiğim konu, ihale yoluyla alınan ilacın etken maddesi aynı olsa da, dozu veya takdim şekli farklı olabiliyor. Bu durumda, hastanın ilaç kullanım şemasında değişiklikler yapılması gerekiyor.

Bazen bu değişiklikler, ilacın yapısı gereği, tam de etkili bir şekilde yapılamıyor.

Bazen de, kronik hastalığı olan bir hasta, ki genelde ileri yaşta olanlar çoğunluktadır, yeni ilaç kullanma takvimine uyumda sorunlar yaşıyor. Bu da, her zaman kullandığı ilacın dozunu yanlış alması riskini doğuruyor.

Somut bir örnek verecek olursak, piyasada bildik bir Parkinson ilacının 125 mg’lık formülü varken, ve hastamız bunu kullanıyorken, devletin elindeki bu ilaç bitiyor ve 50 mg ya da 250 mg olan başka ilaçlar ihale yolu ile alınabiliyor. Doz ayarında karışıklık olmasın diye, hastaya eksik ya da fazla dozlar verilebiliyor veya hasta ilacını unutup eski usül ile alırsa, farklı yan etkilere maruz kalabiliyor.

Örnekler çoğaltılabilir.

Peki ne yapılmalı?

Devlet, ilaç ticaretini bırakmalıdır!

İlaç ihalelerinden elini çekmelidir.

Devlet hastanelerinde bulundurulması ve kullanılması gereken ilaçları temin etmeli, diğer ilaçların ise eczanelerden doğrudan alınmasını sağlamalıdır.

Üstelik, bunun başarılabilmesi için birkaç haftalık alt yapı çalışması yeterli olacaktır.

Bu basit değişiklik bile, kamyonlar dolusu ilacın atılmasını da engelleyecektir.

Ama her şeyden daha önemlisi, devlet, hastasını elindeki ilaca göre tedavi etmeyecek; hastaya, ihtiyacı olan ilaç ile tedavi olabilme şansını tanımış olacaktır.

Bu da önemli bir hasta hakkı ihlalidir!

Devlet, ülkemizdeki ilaç trafiğini, ihalelerinin kral ve kraliçelerinin istekleri doğrultusunda değil, halkımızın ihtiyaçları doğrultusunda yeniden düzenleme yoluna ivedilikle gitmelidir!

Dr. H. İlker İpekdal

İletişim: 0542-8529899