Futbol. 22 kişinin bir topun peşinden koştuğu herkesin de hastası olduğu kadar sevdiği bir oyun.


Bu oyun sahada koşan 22 oyuncu 3 hakemle yetinmiyor. Milyonlarca kişiyi peşinden koşturuyor.


Hem de ne koşturuyor.koşturmakla da yetinmiyor birde hasta ediyor.


Uğruna adam öldürebilecek kadar hastalık,bu tedavisi yok.


İşte bu hastalık, pardon futbol hayatımıza ne zaman nasıl girdi ?


Ayakla oynanılan top oyunlarının MÖ 3000'li Asya Hun Devleti'ne kadar ulaştığı bilinmektedir.


Ayrıca Hunların oynadığı bu oyunu Çinliler görerek daha da geliştirmiş ve Cuju adlı oyunu çıkarmıştır.


Yani ilk futbol oyununu, Asya'da Hunlar ve Çinliler çıkarmıştır.


Mısır'da mezarlardaki duvar resimlerinde ayakla top oynayan insan figürlerine rastlanmıştır.


Hatta bu zamandan kalma 7,5 cm çapında deri veya ketenden yapılmış toplar, 2500 yıl önceden günümüze kadar ulaşmıştır ve kimi müzelerde sergilenmektedir.


Homeros da Odysseia'da top oyunlarından bahseder. MÖ 2500 yıllarında da Çin'de yere dikilmiş iki mızrak arasından bir topu tekmelemek suretiyle geçirmeye çalışarak talim yapıldığı bilinmektedir.


Orta Asya Türkleri'nin de kız ve erkeklerden kurulu karma takımlarla, topa elle dokunmadan, sadece ayak ve kafa ile vurularak rakip kaleden içeri atmaya çalışarak bir oyun oynadıkları kaynaklarda yer alıyor.


İçlerinde Kaşgarlı Mahmut'un da bulunduğu pek çok tarihçinin kitaplarında da Türklerin oynadığı "Tepük" isimli bir oyundan bahsedilir.


Bu oyunun söylenen kuralları günümüz futboluna oldukça benzer.


Elle oynamak yasaktır, faullü hareketler tespit edilmiştir, top oyun alanının dışına çıkamaz.


Günümüz modern futbolunun temeli ise Romalı askerler arasında oynanan “harpastum” adlı oyundur. Futbolun Avrupa’daki tarihi ise büyük bir tartışma konusudur.


Fransızlar, İngilizler ve İtalyanlar futbolun ilk defa kendi ülkelerinden diğer ülkelere yayıldığını iddia etmektedirler. Lakin futbol tarih boyunca hemen hemen bütün medeniyetlerde benzer biçimlerde boy göstermiş olsa da bugünkü haline en yakın şeklini 19. yüzyılda İngiltere'de almıştır...


İşte FURBOL hayatımıza böyle girdi. Sevildi,sevdirdi. Bu hastalığa tutulanlardan biride benim hem oynadım hem taraftar oldum hem de ekmeğimi futboldan kazandım.


(25 yılı aşkın Spor muhabirliği ve Spor yazarlığı yaptım) Kısacası futbol hayatımın bir parçası oldu. Ama artık futbolu sevmiyorum,şu şike olayı ve yaşananlar beni futboldan soğuttu.


Bu konuda bakın ehli kişiler ne diyor. UEFA, 2010-2011 sezonunda şike yaptığı için yöneticileri ceza alan Beşiktaş ve Fenerbahçe ile ilgili kararını geçtiğimiz günlerde açıkladı.


Bu karara göre; Fenerbahçe 2+1, Beşiktaş ise 1 yıl Avrupa’dan men cezası aldı. Bir ülkede futbola siyaset bulaşmışsa o ülkede futbolun temiz kalması imkansızdır.


Temiz futbol için, siyasilerin futboldan ellerini çekmeleri ve futbolu yönetenlerin tarafsız ve adil davranmaları gerekmektedir.Yoksa, bu ülke futbolu yerinde saymaya, hatta gerilemeye devam eder.


Türkiye'deki milyonlarca sporseverin son zamanlarda yaşanan şike iddialarından dolayı futbolu yönetenlere karşı güvenleri sarsılırken, Fenerbahçe taraftarının yaşadıkları travmanın ürkütücü boyutlara ulaşılabileceği uyarısında bulunuldu.


Ülkemizde en çok sevilen ve takip edilen spor dallarının başında gelen futbolda, son zamanlarda yaşanan şike olaylarından ötürü sporseverlerin bu spor dalına güvenlerinin sarsıldığı gözlemleniyor.


Ankara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu'nda görev alan Doç. Dr. Perican Bayar, Türk futbolunda, Fenerbahçe ve birçok kulübün adının karıştığı şike iddialarından sonra oluşan mevcut durumdan dolayı futbolseverlerin ''psikolojik sarsıntı'' yaşadığını söyledi.


Türk spor tarihi boyunca futbolun her zaman insanların gözünde farklı bir yerde durduğunu belirten Bayar, ''Türk insanı için böylesine önem taşıyan bir spor dalında yaşanan bu kaos ortamı, bütün sporseverleri olumsuz etkilemiş durumda.


Ülkemizde bir futbolsever, artık izleyeceği her maça belli bir şüpheyle yaklaşacak.


Bundan sonraki süreçte insanların güveni nasıl kazanılacak bilemiyorum, ancak futbolseverlerin büyük bir psikolojik sarsıntı yaşadığı gerçek'' dedi.


Türk futbolunu yöneten insanların bundan sonra çok dikkatli davranması gerektiğini kaydeden Bayar, ''İlerleyen dönemlerde bütün yöneticilerin daha dikkatli davranması gerektiğini düşünüyorum.


Çünkü artık herkes futbola genel anlamda şüpheyle yaklaşacak. Yeniden bir güven ortamının oluşması için futbol camiasının her konuya çok hassas yaklaşması gerekiyor.



Türk futbolu umarım, insanların gözündeki eski prestijini ve saygınlığını geri kazanır'' diyor.



Acaba kazanır mı ?



Kazanır mı,bilmiyorum.