<font size="4">Düğünlerimiz çoğunlukla havaların en sıcak olduğu dönemlerde yapılır.</font><br /> <font size="4">Neden olduğunu kimse bilmiyor.</font><br /> <br /> <font size="4">Genç çift ve ailesi dört hafta önceden ceplerinde bir tomar davetiye ile gezerek eşe dosta dağıtıyorlar.</font><br /> <br /> <font size="4">Bazen eşin dostun yanında bulunan insanlara da tanışmışlık olmasa bile bir davetiye verilip “sizi de bekleriz” denir</font><br /> <br /> <font size="4">Bu davetiyeler diğer torbadan olup zarfın üzerinde isim yazmaz. Bu acil durum davetiyesine “ayıp olmasın diye verilen davetiye” denir.</font><br /> <br /> <font size="4">Davetiyeyi veren, alanın o düğüne gitmeyeceğini bilir. Alan da gitmeyeceğini bildiği halde davetiyeyi alıp gidecekmiş gibi davranır.</font><br /> <br /> <font size="4">İki taraf da bilir ama bilmez.</font><br /> <br /> <font size="4">Düğün günü kuaförden “Gelin Başı” randevusu alınır ve bu en az 3 saat sürer.</font><br /> <font size="4">Dışarıda sıcaklık 45 derece.</font><br /> <br /> <font size="4">Damat’ın işi kolay. Güzel bir yaz traşı ve sinek kaydı. Ama takım elbise ise sauna yerine geçer. Hele damadın kilolar biraz fazla ise ter ayakkabıları doldurur.</font><br /> <br /> <font size="4">Düğün arabası ya kiralanır yada aile veya arkadaşlar arasında uygun bir araba temin edilir.</font><br /> <br /> <font size="4">Üstünde de bir çiçek. Plaka “evlendik mutluyuz”.</font><br /> <br /> <font size="4">Bütün aile birkaç saatliğine fotograf çekmek için birkaç saatliğine stüdyoya gider.</font><br /> <br /> <font size="4">Gün batımından sonra davetliler ve “ayıp olmasın” diye davet edilenler açık hava düğün salonuna gelirler.</font><br /> <br /> <font size="4">Bayanlar aşırı yüksek ayakkabıları ile yürümekte büyük bir zorluk çekerken, başlarında kuaförlerin başarılı bir şekilde oturtmuş olduğu Eyfel kuleleri, Zafer Anıtları ile dengeyi sağlamaya çalışıyorlar. Giyilmiş olan elbiselerin bazıları gerçekten çok zevkli seçilmişken bazıları ise doğaya aykırıymış gibi durur.</font><br /> <br /> <font size="4">Görmek ve görülmek yarışı.</font><br /> <font size="4">Bayanlarımızın şık giyimi ve güzel makyajlarına zıt olarak erkeklerimizin çoğu bir pantolon ve gömlek ile durumu idare ederler.</font><br /> <br /> <font size="4">Ortalık henüz sakinken, arkadaş misafirler masalara oturup konuşurlar.</font><br /> <font size="4">Ve beklenen an gelir.</font><br /> <br /> <font size="4">Damat ve Gelin’in arabası görünür.</font><br /> <br /> <font size="4">Genç çift arabadan inip alkışlar arasında içeriye girerken sağlı sollu toprağa sokulmuş maytaplardan kıvılcımlar fışkırır.</font><br /> <br /> <font size="4">Nikah masasına oturulur ve mutluluğa imzalar atılır. Şahitler genelde yüksek rütbeli siyasetçilerden olur.</font><br /> <br /> <font size="4">Ardından bir gürültü kopar ve genç çift gürültü eşliğinde dansa başlar. Astronomik bir fiyata tutulan videocu da bütün tekniklerini gösterek olayı filme çeker.</font><br /> <br /> <font size="4">Danstan sonra tebrik için çift ,yerini alır. Yanlarında aile ve kutucu.</font><br /> <br /> <font size="4">Önce anneler babalar ve en yakın akrabalar takılarını takıp tebrik için yerlerini alırlar.</font><br /> <br /> <font size="4">Damat giymiş olduğu takımın içinde suppa sucuk terlerken gelin de akmaya başlayan makyajını kontrol etmeye başlar.</font><br /> <br /> <font size="4">Aile fertlerinin durumu da farklı değildir.</font><br /> <br /> <font size="4">Müzik diye adlandırılan gürültü eşliğinde gelen misafirler gelin ile damadı tebrik ederken söylenenleri dudaklardan okumaya çalışırlar.</font><br /> <br /> <font size="4">Kutucu ise verilen zarf ve hediyeleri alıp hemen kutuya atar.</font><br /> <br /> <font size="4">Bu olay video kayıtları ile belgelenip ileride kullanılır.</font><br /> <br /> <font size="4">Hava sıcaklığının yanında projektörlerin verdiği ısı durumu daha da zorlaştırır.</font><br /> <br /> <font size="4">Işığa gelen sinekler, kelebekler, yarasa ve baykuşlar alçak uçuşa geçerler.</font><br /> <br /> <font size="4">Gelin ve damadın yüzlerinde öpülen misafirlerin parfümleri yanında yüzlerce değişik makyaj malzemesinin değişik renkleri de belirmeye başlar.</font><br /> <br /> <font size="4">İlk elli kişiye kadar genç çiftin hareketleri normal olarak seyreder. </font><br /> <br /> <font size="4">Sayı arttıkça haraketler de otomatik pilota ayarlanarak her gelene ayni program uygulanır.</font><br /> <br /> <font size="4">Zaten müzik gürültüsünden sadece dudakların hareketinden okunuyor söylenmeye çalışılanlar.</font><br /> <br /> <font size="4">Misafirler ortaya konmuş sandalyelere oturarak kimlerin geldiğini ve ne giydiklerini baştan aşağıya süzerek kendilerine göre yorumlarlar.</font><br /> <br /> <font size="4">Müzik kimsenin konuşamayacağı ses yüksekliğinde ayarlanmış olup herkes gidene kadar gürültüye devam eder.</font><br /> <br /> <font size="4">Kışın veya ilkbahar’da neden düğün yapılmadığını biraz anlatmaya çalıştım.</font><br /> <br /> <font size="4">Zoru varken neden kolayını seçelim?</font><br /> <br /> <font size="4">Mutluluklar dilerim.</font><br /> <br /> <strong><font size="4">Turgay Hilmi</font></strong>