Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP), Yedikonuk sahiline yapılacak petrol dolum tesisine ilişkin Bakanlar Kurulu kararının iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurduğunu açıkladı.

TDP Genel Başkanı Mehmet Çakıcı, bugün, genel sekreter Cemal Özyiğit, MYK üyesi avukat Boysan Boyra ve Kadın Örgütü Başkanı Seval Oyaltan ile parti binasında konuya ilişkin basın toplantısı düzenledi.

Çakıcı, konuyla ilgili davayı 9 Şubat’ta dosyaladıklarını, ancak yurtdışında bulunmaları nedeniyle basın toplantısını bugün gerçekleştirebildiklerini söyledi.

Konunun Meclis gündeminde de bulunduğunu anımsatan Çakıcı, Bakanlar Kurulu kararıyla ilgili Anayasa Mahkemesi’ne iptal başvurusunda bulunma süresinin dolduğunu ve “kararın iptali için konuyu yargıya götürenin bir tek kendileri olduğunu” belirtti.

İstatistiklere göre dünyada her yıl 6 petrol dolum tesisinde kaza meydana geldiğini kaydeden Çakıcı, her gün hükümetin bu türde yeni bir kararıyla karşı karşıya kaldıklarını, bir gün Gemikonağı’na tesis yapılacağı açıklanırken, ertesi gün Yedikonuk’a yapılacağının açıklandığını savundu.

“Hükümetin doğayı yok etme konusunda bir numara olduğunu” ileri süren Çakıcı, “Bu hükümet Anayasa’ya, yasalara, hukuka uymuyor” dedi.

Hükümete yönelik eleştirilerde bulunan ve koltuktan gitmesi gerektiğini öne süren Çakıcı, “zengin turist hedefliyoruz” şeklinde açıklamalar yapılırken, neden eko - turizm bölgesine petrol dolum tesisi yapıldığını sordu.

Petrol dolum tesisinin yapılması halinde Karpaz bölgesinde çevrenin durumunun ne olacağını ve bir kaza olursa bedelini kimin ödeyeceğini de soran Çakıcı, “Bedelini Belediye Başkanı mı, Enerji Bakanı mı, Turizm Bakanı mı, yoksa Başbakan mı ödeyecek” dedi.

Çakıcı, böyle bir kazanın Kıbrıs’ta turizmin sonu anlamına geleceğini ve bu nedenle bölgeye tesis kurulmasının sadece buradaki insanları değil tüm Kıbrıs’ı ilgilendirdiğini savundu.

Konuyla ilgili Bakanlar Kurulu kararında Anayasa’ya ve yasalara birçok konuda aykırılık bulunduğunu öne süren Çakıcı, iddialarına ilişkin örnekler sıraladı.

Çakıcı, ÇED raporunun da bir sivil toplum örgütü tarafından mahkemeye verildiğini söyledi.

BOYRA

TDP MYK Üyesi ve avukat Boysan Boyra ise konuşmasında, serbest liman tespit etmenin Meclis’in görevi olduğunu ve Bakanlar Kurulu’nun böyle bir karar alamayacağını savunarak, bunun Anayasa’ya aykırı olduğunu öne sürdü.

Kıyıların korunmasının Anayasa’yla güvence altına alındığını belirten Boyra, “ancak burada kıyıların özel bir şirkete kiralandığını, bunda kamu yararı bulunmadığını” savundu.

Boyra, Bakanlar Kurulu kararının, “mülkiyet, toprak, eşdeğer ve kamulaştırma” konularında da Anayasa’ya aykırı olduğunu savunarak, “böyle bir tesiste kaza olması halinde denizin temizlenmesinin maliyetinin 100 milyar dolaylarında ABD dolarından başladığını” kaydetti. Boyra, böyle bir durumda kirliliği kimin temizleyeceğini sorarak, “İlgili şirket ‘sorry’ deyip gidecek. ABD’liler bile bunu, kazanın sorumlusu şirkete temizletemedi” dedi.

Boyra, tesisin bölgeye, iddia edildiği gibi, bir gelir de bırakmayacağını savunarak, tüm bu nedenlerden dolayı yasal süre içerisinde Anayasa Mahkemesi’ne dava dosyaladıklarını, bu mahkemeye başvuru süresinin dolmasına rağmen birçok önde gelen sivil toplum örgütünün Yüksek İdare Mahkemesi’ne dava dosyalamaya hazırlandığı bilgisini aldıklarını söyledi.