Kıbrıslı Rum Lider Dimitris Hristofyas, Kıbrıs Rum tarafının Kıbrıs sorununa ilişkin hemen hemen tüm konulardaki görüşlerini içeren ve 15 Aralık’ta BM’ye sunmuş olduğu 23 sayfalık belgeyi önceki gün Rum siyasi parti başkanlarına gönderirken, 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’la “dört özgürlük” hakkında varılan uzlaşıları da içeren 29 Ocak 2010 tarihli belgeyi de gönderdi.
Güney Kıbrıs gazeteleri, Hristofyas’ın göndermiş olduğu “çözüm taslağı” belgesine ayrıntılarıyla yer verdiler.
Fileleftheros, “Hristofyas’ın Çözüm Çerçevesi – Genel Niyetler Taslağı – Kıbrıs Rum Tarafının 23 Sayfalık Belgesinin Temel Unsurları” başlıkları altında verdiği haberinde, Hristofyas’ın BM’ye sunmuş olduğu, dün de siyasi partilere gönderdiği belgenin, Kıbrıs Rum tarafının zaman zaman sunmuş olduğu önerilerin listelenmiş hali olduğunu yazdı.
Gazete; belgenin “Kıbrıs Rum Tarafının Tezlerinin Genel Çerçevesi” başlığını taşıdığını ve müzakere yönteminin sunulduğunu belirterek, “hedefin, uluslararası konferansın gerçekleştirilebilmesi için, geriye kalan iç konularda da uzlaşı noktalarına varılacak müzakerelerin yapılabilmesi ve uzlaşıya varılması olduğunun” vurgulandığını aktardı. Gazete ayrıca, belgede askerisizleştirmenin savunulduğunu, Türk, Yunan ordusunun çekilmeleri ile Kıbrıs askeri güçlerinin dağıtılmasına özel vurgu yapıldığını yazan gazete, BM’nin çözümün uygulanmasında rol üstlenmesinin önerildiğini belirtti.

DIŞ İLİŞKİLER

Fileleftheros,, belgede, uluslararası anlaşmalar imzalama yetkisinin federal hükümetin yetkisinde olacağının ifade edildiğini belirterek şunları yazdı: “Federal hükümet, federal birimlerin (states) yetkilerinin gasp edileceği uluslararası anlaşmalara imza atmayacak. Federal birimlerin yetkileriyle ilişkili olan dış ilişkiler konularında danışmanlık organı olarak faaliyet gösterecek Ortak Dış İlişkiler Komitesi kurulacak. Görüş ayrılıklarını çözmeye çalışacak ve çözüm bulamadığı durumlarda konuyu bakanlar kuruluna havale edecek. Dışişleri Bakanı, Federal birimlerin yetkilerine ilişkin konularda federal birimlere müzakere edecek. Federal birimler, federal hükümetin onayını aldıktan sonra, Kıbrıs’ın ilişki içerisinde bulunduğu devlet ve uluslararası örgütlerle anlaşmalar imzalayabilecekler. Boyunduruk altındaki ülkelerle dahi imzalanacak ticari ve kültürel anlaşmalar için onay gerekmeyecek.  Belgede; dışarıda bırakılma talebi gelmesi durumunda, çok taraflı bir anlaşmanın devletçiklerde uygulanmaması penceresi de açık bırakılıyor. Karasular, Münhasır Ekonomik Bölge, sınır bölgeleri ve kıta sahanlığına ilişkin anlaşmalar federal hükümet tarafından imzalanabilecek”.

SİVİL HAVACILIK

Belgede; “federal bir Sivil Havacılık Makamı oluşturulması, tek FIR ve iki hava trafik kontrol merkezinin olması” öneriliyor.“Havaalanlarının federal hükümet tarafından onaylanması ve devletçiklerin malı olması” öngörülen belgede, FIR dolaşımından elde edilecek gelirin ise, “Havacılık Dairesi tarafından toplanarak, devletçiklere, ihtiyaçları ve giderleri oranında dağıtılması” öneriliyor.

MÜLKİYET

Belgede; “Sunulan tezlerin, Kıbrıslı Rumların yüzde 60’ının Kıbrıs Rum idaresi altında geri dönmeleri koşuluyla geçerli olacağı” belirtilerek şu tezler ifade ediliyor:
“1. Mülkiyet hakkı tanınıyor.2. Mülkiyet hakkından mahrum eden bugünkü kullanıcıların çıkarları göz önüne alınacak.3. Mülklerinden mahrum olan herkesin, kriterlere uygun olmak koşuluyla, mülklerinin idaresi, tazminat ve takas hakları bulunacak.

“BAĞIMSIZ TAŞINMAZ MAL KURUMU”

Gazete, farklı isimle yansıttığı ancak “Uluslararası Bağımsız Mülkiyet Komitesi’ni” kastettiği anlaşılan kurumun nasıl işleyeceğinin belgede şu şekilde yer aldığını da yazdı:
“Kıbrıslı Rumların, Kıbrıslı Türklerin ve görevlendirilmiş yabancıların eşit temsil edileceği kurum, bu günkü mülk kullanıcılarının başvurularını kabul edecek, başvurulara ilişkin karar alacak, mülklerin değerini belirleyecek, mülklerin kalkınmaları yönünde adım atacak, konutlar inşa etme sorumluluğunu yüklenecek.
Mülkiyet konusundaki kriterlere ilişkin olarak ise öne çıkan ilkeler şunlardır: iade, takas, tazminat ve istisnalar (örneğin: mülkün kamu yararına kullanılması, ortak mülk sahiplerinin anlaşamaması, mülkün 3 yıl boyunca aranmaması, beş yıllık sürede ortak mülk sahipliği konularının netlik kazanmaması). Mülkünden mahrum olan kişinin iade seçeneğini seçmesi ve iade bedelinin mülkün bedelinden fazla olması durumunda, bugünkü kullanıcı mülkü elinde tutamaz. Mülklerin kalkındırılması ve değerlendirilmesi ve bağışlar aracılığıyla fon oluşturulacak ve Türkiye maliyetin büyük bir kısmını üstlenecek. Komite, Toprağın Yeniden Paylaştırılması Birimi gibi diğer örgütlerden yardım alacak. Toprak: Hedef 1974 rakamları temelinde, Kıbrıslı Rumların yüzde 60’ının geri dönüşünü garanti altına almak (100 bin olarak hesaplanıyor). İade edilecek bölgelerdeki mülklerin tümü tam olarak iade edilecek. Etkilenenler, yeniden ikamet edebilmek için yardım alacaklar. Bu bölgelerin yönetimi, hemen ancak geçici bir süre BM tarafından üstlenecek.
Vatandaşlık: 31.12.1963 tarihine kadarki sürede Kıbrıs Cumhuriyeti kimliğine sahip olanlar ve onların evlatları (soyları) dışında, bu konuda geçerli olacak şey hakkında, çözümden önce uzlaşıya varılacak. 29 Ocak 2010 tarihinde (Hristofyas ile Talat arasında) uzlaşıya varılan oranlar geçerli olacak. Kıbrıslı Türkler yüzde 20’yi geçmeyecek.
Güvenlik-Garantiler: İç güvenlikte uzlaşılar vardır (polis, rakamlar, yetkiler, polis müdürü ve yardımcısının yetkileri). Güvenlik konusunun Uluslararası Konferansta ele alınacak olmasına karşın, uzlaşılara varmak için müzakere edilmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Kıbrıs Rum tarafının tezleri şunlardır:
1- Güvenlik AB şemsiyesi altında olacaktır.2- Askersizleştirme.3- Garantiler AB üyesi devletlerle bağdaşmamaktadır.4- En kısa sürede askersizleştirme ve geçmişte geçerli olan takvimlerin kısaltılması.5- Güvenlik Konseyi’nde rol üstlenecek, çözümün uygulanması mekanizmasının oluşturulması.6- Yeni UNFICYP’in (Kıbrıs askeri güçlerinin dağılması, Türk ve Yunan askerlerinin çekilmesi ve çözümün uygulanmasındaki) rolü belirlenecek.7- AB’nin tam üyesi olarak Kıbrıs, Yunanistan, İngiltere ve gelecekte AB’ye üye olduğunda Türkiye ile Ortak Dışişleri ve Güvenlik Politikası ve diğer tüm Güvenlik Kurumlarına katılacak, eşit olarak topraklarını kullanıma sunarak, barışçıl ve insani operasyonlara personel gönderebilecek”.

TEPKİLER BEKLENİYOR

Simerini gazetesi ise; Hristofyas’ın gerek Rum tarafının görüşlerini gerekse Talat’la varılan uzlaşı belgesini partilere dün göndermesinin ardından yoğun tepkilerin beklendiğini yazarak, her iki belgeye ilişkin yorumlarda bulundu. Gazete, partilere gönderilen ve Talat’la varılan uzlaşılara yer verilen küçük belgede, Kıbrıs Rum tarafının dört temel özgürlüğün Türk vatandaşları için de uygulanmasını kabul ettiğinin görüldüğünü yazdı. Belgede; Kıbrıslı Rumlarla Kıbrıslı Türklerin, diğer devletçikteki daimi ikametgah haklarının, siyasi haklarını kullanma (ör: sadece yerel ve AB seçimlerine katılma) gibi sınırlamalar getirilerek düzenlenmesinin de yer aldığını ancak “iç vatandaşlık” sahibi kişilerin, tüm haklarını kullanabilecek olmalarına karşın parlamento seçimlerinde ait oldukları toplum temelinde oy verebilmelerinin öngörüldüğünü yazdı. Belgede, ikamet konusuna getirilen kısıtlamaların serbest dolaşımı, çalışmayı, ticari ve ekonomik faaliyetleri sınırlandırmayacağı da belirtiliyor. Gazete, Hristofyas’ın önerilerinden anlaşıldığı üzere ise, Kıbrıs Türk idaresi altında kalacak topraklardaki mülküne dönmek isteyen bir Kıbrıslı Rum’un, siyasi haklara tam olarak sahip olabilmesi için, elbette nüfus oranı çerçevesinde kendisine bu hak tanınabilirse, Kıbrıs Türk devletçiğinin “iç vatandaşlığı” almasının gerekeceğini vurguladı.