Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu (Kıb-Tek) Çalışanları Sendikası (El-Sen), Kıbrıs Türk Ticaret Odası (KTTO)’nun kendisine göre özelleştirme karşıtı olan eylem ve grevlere bildiri yayımlayarak karşı çıktığını belirtip buna tepki gösterdi.

El-Sen Başkanı Tuluy Kalyoncu, bugün yaptığı yazı açıklamada, Ticaret Odası’nın çalışanların ülkenin elde kalan ender toplumsal varlıklarına sahip çıkmasının önemini kendi kâr hesaplarıyla karıştırmaması gerektiğini belirterek, “Özelleştirme yolunda adım atılırsa bizim tepkimiz bildiri yayımlamakla sınırlı kalmayacaktır” dedi.

Kalyoncu, KTTO açıklamasında “Avrupa Birliği başta olmak üzere, dünyanın gelişmiş ekonomilerinde özelleştirme daha verimli, daha rekabet edebilir bir ekonomik yapı kurmak için en önemli araçtır. Devletin üretimden elini çekmesi ve yalnızca denetleyici olması; hem adil rekabetin sağlanması hem de tüketiciye daha ucuz ve kaliteli mal ve hizmetlerin sunulması demektir” ifadesini kullandığına işaret ederek, bunun dünyanın gerçeği olmadığını ileri sürdü.

Tuluy Kalyoncu, AB’de pek çok sektörün; tarım ve enerji sektörü dâhil, kamu veya kooperatif kuruluşlarının mülkiyetinde olduğunu anlatarak, aynı şekilde Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’de pek çok kamu kuruluşu ekonominin önde gelen üretici kesimleri oluşturduğunu hatırlattı.

Kamu sektörünün ne AB ne de ABD’de üretim alanından kaldırıldığını;  bunun en kısa yoldan AB istatistik kuruluşuna ait EUROSTAT internet sitesi ziyaret edilerek hangi sektörde kamu kuruluşlarının ne kadar büyük ağırlığa sahip olduğunun görülebileceğini belirten Kalyoncu, “Bilgi kirliliğiyle gerçekleri gizleme dönemi artık çok gerilerde kalmıştır” dedi.

Kalyoncu, Kıbrıs Türk toplumunun elindeki varlıklar bir bir elden çıkarılırken buna alkış tutan KTTO ve diğerlerinin  46 tesis; bin 500 işçisiyle özelleştirilip yok edilen Sanayi Holdinge ait tesislerden geriye ne kaldığını izah etmesi gerektiğini vurgulayarak cevaplanması gereken soruları şöyle sıraladı:

“Özelleştirilen tesislerden kaç tanesi aktif haldedir? Bu tesislerde yapılan üretimin değeri nedir? Eğer geriye bir şey kalmışsa bu tesislerde bugün toplam kaç kişi çalışmaktadır? Turizm İşletmeleri aynı yöntemlerle yok edildi. Aynı soruları sormak mümkündür. Salamis Bay Hotel özelleştirildi. Şimdi kaç kişi sosyal güvenlik kapsamında çalışıyor? Devlete veya genelde ekonomiye kaç kuruşluk katkıda bulunuyor?”

El-Sen Başkanı Tuluy Kalyoncu, enerji sektörü konusunda ise yaşananların daha da ilginç olduğunu anlatarak, AKSA isimli özel şirkete garantili alım içerecek şekilde yapılan sözleşmenin hangi rekabet ortamı oluşturduğu sorusunun sorulması gerektiğini söyledi.

Kalyoncu, özelleştirme yanlılarının serbest rekabet dediklerinde anladıklarının “ne üretirsen üret (özel sektör) ben satın alacağım. Kamu kuruluşu KIB-TEK daha ucuza üretiyor olsa bile KIB-TEK’i batıracağız” anlayışı olamayacağına işaret ederek, bu yaklaşımla hangi AB direktifi veya normuna uyum sağlanacağı sorusunu sordu.

AB’nin  KKTC gibi küçük ölçekli ülkelerde elektrik enerjisinin özele açılmasını dahi tehdit olarak gördüğünü anlatan Kalyoncu, “AB, Polonya örneğinde olduğu gibi garantili alım anlaşmalarının rekabeti ortadan kaldırdığını ve haksız imtiyaz sağladığını karara bağlamış ve Polonya’ya söz konusu anlaşmalarını iptal ettirtmiştir”  ifadesini kullandı. Kalyoncu, bunların birer iddia  değil, belgelenmiş gerçekler olduğunu hatırlattı.

Kalyoncu, El-Sen’in özelleştirme karşısında tavrının, KKTC’deki siyasi durum, bölgemdeki gelişmeler, Kıbrıs Türk halkının çıkarlarıyla kendi ekmek kapılarının yok edilmesi girişimlerini değerlendirdikten sonra özelleştirmeye karşı çıkmak olarak  ve elbette ki, kendi ekmek kapılarının yok edilmesi girişimlerini değerlendirerek özelleştirme girişimlerine karşı çıkma olarak belirlendiğini vurguladı.

Tulun Kalyoncu, konunun kâr ve zarar meselesi olmadığına işaret ederek, konunun, Kıbrıs Türk halkı ve çalışanlarının  var veya yok olma meselesi olduğunu kaydetti.