DP Genel Başkanı Serdar Denktaş, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’na yönelik olarak ortaya konulmaya başlanılan “Eroğlu çözümsüzlüğü körüklüyor” söylemlerini hayret ve esefle izlemekte olduğunu belirtti.

DP Genel Başkanı Serdar Denktaş konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, başlangıçta iç siyasi hesaplar nedeniyle ortaya atıldığını düşündükleri bu argümanların, son dönemde BM Genel Sekreteri Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer’in görüşme yaptığı kesimler tarafından daha yüksek sesle ifade edilmesinin, olayın sadece bir iç siyasi hesaplaşmadan öte bir noktada olduğu izlenimini verdiğine işaret ederek şöyle dedi:

“Dünya tarafından her türlü imkan verilerek, adanın tek temsilcisi olarak görülen Rum tarafının temel politikasının adayı bir Yunan adası yapma hedefinden hiç şaşmadığını gözardı ederek, sürekli kendi temsilcilerimizi  ‘çözümsüzlüğü desteklemek’ ile suçlayarak Rumun ekmeğine bal sürme yaklaşımı ilk kez yaşadığımız bir olay değildir.

Cumhurbaşkanı Eroğlu’nu çözümsüzlüğü körüklemekle suçlayanlar, ‘Talat olsaydı bu sorun şimdiye kadar çözülürdü’ diyenler, 2009’dan bu güne Talat görüşmeci olsaydı hangi konularda taviz vererek bu sorunu çözmüş olacağını da halkımızla paylaşmalıdırlar.”

“Rum tarafı Kıbrıs Türk halkını kendilerine eşit olarak görmemektedir. Attıkları her adım, toplumsal eşitliğimizi ortadan kaldırmak hedefiyle atılmaktadır. 1940’lı yıllardan beridir var olan iki ayrı demokratik yapıyı ortadan kaldırmaya yönelik olan ‘çarpraz oy’ düşüncesi de ayni hedefe doğru sıkılmış bir kurşundur. Görüşme disiplinini sürekli ihlal eden taraf yine Rum tarafıdır. Kendisini seçen iradenin istencine rağmen, kendisinden önce başlayan bir süreci devam ettirmek adına ‘çarpraz oya’ istenildiği gibi karşı çıkmayan Cumhurbaşkanı Eroğlu’nu, sırf Rumların eli rahatlasın, BM tek taraflı bir suçlama içine girmek zorunda kalmasın diye eleştirmek ve bunu yaparak Downer’e şirin görünmeye çalışmak, artık halkımıza yutturulabilecek bir hap olmaktan çıkmıştır” görüşlerine yer veren DP Genel Başkanı Denktaş, mevcut sürecin bir çözüm üretmeyeceği açıkça görülürken,  çözümsüzlüğün sorumlusu olarak Türk tarafını göstermenin yapılabilecek hataların en büyüğü olduğunu vurguladı.

Bunu gerçekleri bile bile yapmanın hiç bir mazeretle izah edilemeyeceğine işaret eden Denktaş “Kendi içimizden kesimlerin, Kıbrıs ile ilgilenmekte olan kesimlerden önce bu söylemi geliştirmesi, ve üstelik bunu kendilerine gelen bir talep sonrasında yapmaya başlamaları, BMGS’nin raporu hazırlarken bu argümanları da dayanak göstermesini sağlayacaktır. Rapor sonrasında ‘biz söylemiştik’ diyecek olanları şimdiden ‘siz bu suçlamaları yaptığınız için onlarda rahatlıkla bizi suçlayabildiler’ diyerek şimdiden cevaplamak isteriz” dedi.

Rum istekleri doğrultusunda hareket eden dünyanın “paşa gönülleri hoş olsun” diye Kıbrıs Türkü’nü belirsizliğe mahkum etme hakkını kimseye bırakmayacaklarını belirten Serdar Denktaş, açıklamasını şöyle tamamladı:

“Bu nedenle, Haziran ayından sonra KKTC içinde bir referanduma giderek mevcut zeminde görüşmelerin devam ettirilip ettirilmemesi halkımıza sorulmalı ve sonuca da her kesim saygı göstermelidir. İlgili tüm taraflar kendi geleceğimiz hakkında planlar üretirken, bu konuda en çok mağdur olan taraf olarak kendi geleceğimizle ilgili görüşümüzü dünyaya bildirmenin tek yolu budur.

Rum uzlaşmazlığı ayan beyan ortada iken, kendi temsilcimizi suçlayarak insanımızın mağdur edilmesine neden olanları tarih önünde sağduyuya çağırıyorum.”