ASIL PEŞKEŞCİ CTP'DİR

Önceki gün Bağımsız Vekil Hakan Dinçyürek ile birlikte Kanal T de Dilek Kırıcı’nın programındaydık.

Konu döndü dolandı. Ekonomik pakete ve özelleştirmeye geldi.

Özelleştirme konusunda bazı sendikaların, sivil toplum örgütlerinin ve özellikle CTP’nin karşıtlığı konusunda şunları söyledim; “Bu Memlekette özelleştirmeye değil peşkeşe karşı çıkılması gerekiyor. Maalesef bu konuda CTP nin ve özelleştirmeye karşı çıkan diğer sivil toplum örgütlerinin sicili bozuktur. CTP’nin geçmişinde peşkeş vardır.”

Örnek olarak ülkemizdeki iki GSM hattının, 2007 ve 2008 yılında CTP tarafından Türksel ve Telsime nasıl peşkeş çekildiğini anlattım.

Programı izlemeyenler için bir kez de buradan anlatayım bu peşkeş olayını.

Türksel ve Telsim 2007 yılına kadar ayda ortalama devlete 8 ila 10 milyon dolar kar payı veriyordu.

Her iki şirketin lisanları 2009 yılında bitecek ve devlete geçecekti.

Devletin 2009 yılında bu lisansları açık artırma usulü ile satması ve/veya devretmesi halinde, hazineye yüz milyonlarca dolar para girmesi ve bu sayede KKTC ekonomisinin büyük ölçüde düzlüğe çıkması sağlanabilirdi.

Türksel ve Telsim, 2009 yılını beklemeden CTP ve zamanın Ulaştırma Balkanı Salih Usar nezdinde girişimlere başladı.

Her 2 Şirket, lisansları 18 yıllığına almak istiyordu. Pazarlıklardan pis kokular yükseliyordu.

Bu konuda bir tek gazeteci Hasan Hastürer işin üzerine gidiyor ve toplumu aydınlatmaya çalışıyordu.

28 Mayıs 2008 de Kıbrıs gazetesinden Hasan Hastürer ; “Ben Unutmadım… Siz Unuttunuz mu?” başlıklı makalesinde şunları söylüyordu:

“Bizdeki GSM operatörlerinin mevcut izinleri yap-işlet-devret modelidir.

Mayıs 2009’da yap-işlet-devret süreci DEVRET noktasına varacak.

Yani iki sene sonra hem Turkcell hem de Telsim, tüm alt yapısı ve aboneleriyle beraber KKTC’nin malı olacak.

Peki iki sene sonrasına ulaşana dek devletin gelir durumu nedir?

Sıkı durun 2006’nin 11 ayının, yani Kasım 2006’ya kadar devletin payı olarak elde edilen geliri yazıyorum: 44 milyon 4 yüz bin Amerikan doları.

2006 yılının ay be ay geliri milyon dolar olarak şöyle: Ocak 4.2, Şubat 4.1, Mart 3.8, Nisan 3.9, Mayıs 3.7, Haziran 3.6, Temmuz 3.9, Ağustos-Eylül birlikte ödendi 7.9, Ekim 4.7, Kasım 4.6.

Aralık ayının da yaklaşık 4.6 koysak bir yıllık gelir 50 milyon dolar civarında.

Yani hiç bir değişiklik olmadan bu gelir düzeyi devam ederse iki yıl sonra iki GSM operatörü tüm varlıklarıyla devletin olurken, geçen süre içinde de devletin kasasına en az 100 milyon dolar girecek.

Bu arada ayrıntı gibi görünen bir bilgiyi daha sizlerle paylaşayım.

Yine Kasım 2006 verilerine göre Kuzey Kıbrıs Turkcell’in 197 bin 400, Telsim’in ise 102 bin 596 abonesi ya da müşterisi var. Toplam 299 bin 596 aboneden bir kısmı aktif olmayabilir. Ama bu arada yeni abonelerle toplam sayı yine 300 bin dolayındadır.

Elde ettiğim ve kesin olmayan bir bilgiye göre ise Kuzey Kıbrıs Turkcell’den elde edilen aylık gelir 4 milyon dolar civarına ulaştı.

Bunun anlamı salt Turkcell’den iki yılda elde edilecek gelir toplamı 96 milyon dolar.”

* * *

Perşembe gününden beri konuyla ilgili yoğun temaslarım oluyor.

Başbakan Soyer’le telefonda, Maliye Bakanı Ahmet Uzun’la da makamında görüştüm. Ama görüşmeleri, - pazarlık sözcüğünü bilerek kullanmıyorum- sürdüren Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı’ndan tıs çıkmadı.

Kamuoyunun merak ettiği sorular çok basitti aslında.

1- Gelir ortaklığına dayalı mevcut sistemin iki yılı daha varken ne oldu da alel acele lisans devri gündeme geldi?

2- Ayda ortalama 4.4 milyon dolar gelir elde edilen Kuzey Kıbrıs Türkcell’e lisans devri için benimsenen 30 milyon dolar hangi kritere göre belirlendi?

3- Üç yıl önce teklif edilen 15 yıl için 25 milyon dolar, abone sayısı ve gelir yaklaşık üç kat artmasına (abone sayısı 65 binden 197 bine, devletin gelir payı iki milyon dolar civarından 4.4 milyon dolara) rağmen nasıl oldu da aynı kaldı?

4- İki yılda en az 96 milyon dolar gelir elde edilecek bir yapıyı 30 milyon dolara devretmenin mantığı nedir?

5- Uluslararası tanınmış, konunun uzmanı bir kuruluşa değer belirlenmesi için bir çalışma yaptırıldı mı?

6- Bu konuda izlenen süreç ŞEFFAFLIK, AÇIKLI VE HESAP VEREBİLİRLİK ilkelerine uygun mudur?

7- Lisans devriyle gündeme getirilmeye hazırlanılan ÖZEL İLETİŞİM VERGİSİ vatandaşa külfet getirmeyecek mi?”

Lisanslardan birini 30 milyon dolara Türksele devreden CTP, 7 Temmuz 2008 Telsim ile anlaşma imzalayarak ikinci lisansı da 18 yıllığına 40 milyon dolara peşkeş çekti.

Böylece 18 yılda Devlete ortalama 1. 5 Milyar dolar gelir getirecek iki lisans, CTP tarafından sadece ve sadece 70 milyon dolara Türksel ve Telsime peşkeş çekildi.

Bu sebeple özelleştirme konusunda en son söz hakkına sahip Parti, CTP dir.