Öncelikle kamu  ve kamu görevlilerini değersizleştirmediğimizi ve tenzih ettiğimizi bilgilerinize sunuyoruz. Şahsi olarak hepsi de bu ülkenin vatandaşı ve emekcisidir.  Burada yapılan bariz haksızlığı alabildiğine sistemsizliği  ve kırdırma projelerini anlatıyoruz. 
Ama öte yandan da acı gerçekleri  göz ardı edemeyeceğiz. 

 Öyle değil mi?...


İnsaf da dinin yarısıdır derler. Hoş kime neyi anlatıyoruz ki...


*Var mı bunun başka bir açıklaması?... 

*Var mı bunu başka şekilde anlatmak?...

*Var mı bu yapılana akıllıca bir izah?...

*Var mı bu bariz haksızlığın başka bir adı?...


Geberdi  be millet. Bitti  be insanlar. Artık borç harç almaktan, gün kazanıp gün bile yiyemiyor oldu. Aynı ülke içerisinde yaşayan tüm emekçileri,  iki  farklı toplum  gibi ayrımışsınız özel ve kamuyu. Bu nasıl bir ayrımcılıktır.  Bu nasıl bir göze bak baka, bu kadar sistemsiz yönetmektir. 

Kaç kez  yazıyor , gözlerinize vura vura vurguluyoruz. Halkın düştüğü durumu nasıl bu kadar görmezden geliyorsunuz. Halkın aç diyoruz kim dinliyor . Halkın yoksulaştı diyoruz kim dinliyor. Halkın ekmek alamıyor,  çocukları  eğitim alamıyor,  yaşlısı sağlık alamıyor diyoruz  kim dinliyor. 

Kışın soğuktan donan, yazın sıcaktan bunalan  bir halk var ettiniz. Marketler de ekmek çalanlara sebep oldunuz. İlaç bulamayanı ölüme terk ettiniz. Neyi var yok satıp adayı terk edenler yarattınız. İş yapan, üreten onca iş verenin, sanayicinin sonunu getirdiniz. Getirmeye de devam ediyorsunuz. 

Bir yağmur yağdı ülke felç oldu. Yolların ayrı dert, sokalarda sular içerisinde mahsur kalan araç ve insanlar. Her köyde yollar çökük, tepeler yerleyeksan oldu. Trafik kapandı. Elektirk sorunun hiç bitmeyen dert.  Hastanen rutubetten göçtü göçüyor. Sonunda çatısı da çöktü işte.  

Yeni hasta yatağın geldi koyacak odan yok.  Nasıl ve neye göre bu yönetim şekli. Nasıl ve neye istinaden bu kadar iki kesimi ayrı tutabiliyorsunuz.  Özelde çalışan da çalışıyor,  emekci ve bu ülkenin vatandaşı. Kamunda çalışan da bu ülkenin emekcisi. Nedir ikisi arasında ki fark.

 Ama evet bir kesim yıl on iki ay gece gündüz çalışıyor sadaka maaşı alıyor. Bir kesim Yaz aylarında 14.00'e kadar çalışıyor. Tekrar söylüyoruz kamu görevli her birey bizim eşimiz, dostumuz, ailemiz, arkadaşımız , doktorumuz , öğretmenimiz kısacası yurtaşımızdır. Burada Ahmet yüksek maaş alıyor fakat mehmet almıyor olayı değildir.

Burada bu kadar sistemsizlik ve hesaplarınızı neye göre yaptığınız söz konusudur. Burada ne kadar bir avuç insanı birbirinden ayrıma atılımlarınızdır. Burada tüm halkın aslında hak ettiği yerde olmadığını ve buna ön ayak olanların sizler olmasıdır. 

Yediniz bitirdiniz insanları. Verdiğinizi hep geri alma planlarınız ile  sağ cebinizden sol cebinizi doldurdunuz.  Patlamadı mı o cepleriniz. Bir kesime al 11.800 TL idare et bak başka yok diyorsunuz. Öbür yandan yiyin de yiyin diyorsunuz.  Yazık ki ne yazık! Doğup büyüdüğü ülkesinde borca harca muhtaç bırakılan halkın kaybettiği umudunu ne ERCAN HAVALİMANI ne 4.5 G ne  RO, RO gemisi ne borç harçla ödenen ve kesilmeyecek denilen ELEKTİRK geri getirebilir. Toplu taşımacılık yok. Gemi alıyoruz. Havalimanı yok uçak alıyoruz. Ayranımız yok içmeye atla gideriz çeşmeye...

Kalkacaksın sabahın köründe. Paran varsa aracına benzin alacaksın. Götüreceksin çocuğunu okula.  Tabi 1 tane çocuk sahibi isen.  Yine varsa paran vereceksin harçlığını. Gideceksin işe akşamlara kadar çalışacaksın. Elktirk, su telefon,  mutfak masrafı, eğitim masrafı,  sağlık masrafı evin kirasını  düşüneceksin. Hele o ev kiraları sanırsın ki satın aldınız taksit ödüyorsunuz. 

Ay sonu 11.800 TL alacak ve tüm bunlara yetemeyeceksin.  Üstüne üstlük bankalara  borçlanacaksın, neredeyse kendilerini ipotek edecek duruma gelecek insankar ve günün sonunda hakı  olanı asla alamayacak ve açlığa, ölüme terk edilecek. 

İşte siz bu ülkenin emekcisine bunu reva görüyorsunuz.  İşte siz bu ülkenin halkını ikiye ayırıp bariz haksızlıklar ile bölüyor ve parçalıyorsunuz.  İşte siz bu kadar gerçekleri görmezden gelip, onca çocuğun gencin geleceğini elinden alıyor yaşama hakkı veremiyorsunuz   bu ülkede.

Her türlü imkanı bir kesime kolaylıkla sağlayıp ,diğer yandan başka bir kesimi zora koymakla, koşmakla olmuyor yönetmek. Bunun adı bu değil. Gel de yönet beğenmiyorsan diyorsanız valla yeminle bundan daha  kötü yönetmeyeceğimiz de ayan beyandır. 

 Bir ülkenin yolunun , elektiriğinin , suyunun,  maaşlarının,  topraklarının, binalarının , okullarının , hastanelerinin ve ve dahi  bunun gibi ülkeyi ülke yapan her şeyi başka ellerle yönetiliyorsa, halkın üstüne basa basa geçmek tek çareniz zaten. Ne demiş eskiler emir demiri ezermiş...

Gelecek güzel günlerde, hellim 200 TL, Et 500 TL, Tavuk 300 TL, Ekmek 30 TL. Gelecek güzel günlerde elektirk sorunu hep var olacak. Gelecek güzel günlerde, yabancılar ile dolu bir Kıbrıs.  Azınlık yerli.. 11.800 TL ile muazzam Gelecek güzel günlere....

ON NUMARA OLAYLAR

YİYİN  EFENDİLER   YİYİN...


KARAKUŞ