Sahibine Mesajlar


Sayın  Abdullah Korkmazhan, Birleşik Kıbrıs Partisi (BKP) Genel Sekreteri olarak "UBP delege yakınlarını kurultay kazanmak için kamuya geçici adı altında istihdam eden eski başbakan İrsen Küçük ve uygulamanın altında imzası olan tüm müdür ve müsteşarların yargılanmasını" talep ediyoruz açıklamasında bulundunuz. Ah sevgili Abdullah, bu açıklamandan sonra eski Başbakan seni aramak ve durumu izah etmek istemiş ama kontürü bittiği için seni arayamadı. Biz zahmet bir miktar kontür gönderirmisin? 7.5 yada 8 TL’lik kadar yeter sanırım.


 Sayın Mehmet Demirci, dikkat edin zorlu seçimde zorlu rakipler ile karşı karşıya kalacaksınız. Dipkarpaz da Suphi Coşkun, ilk nazarda CTP nin adayı gibi görünüyor. Suphi Kürt kökenli bir kardeşimiz .Ehh bayağı da o bölgede seveni olduğunu öğrendik. Sen ise Karadeniz kökenlisin. Tabi bölgede daha çok Karadeniz kökenli insanımız olduğundan sen hesapları hep bu denklem üzerinden yaparmuşsun. Ancak Karadeniz insanı merttir. Ve doğru hareket etmeyi sever. Eğer Karadenizliler’in bir bölümü şimdi söylendiği gibi Suphi kardeşimize doğru meyillenirse bence ‘Bandoflaları’ ağır ağır giy ve İrsen abimin yaptığı gibi ‘Mahallenin’ yolunu tut..


 Sayın Özay Öykün  bizim Minik Kuşlar senin bölgede belediye başkanlığı seçiminin tam bir arapsaçına dönüştüğünü söylüyor. Ve senin tek umudunun da senin ‘Gomman’ olan bakan Hamit Bakırcı olduğu söyleniyor. Ancak  mali durumu dibe vurmuş bir başka deyişle mali bataryası boşalmış Erenköy Belediyesinin işi de zor diyor. Başkan bak bölgede etkili Milletvekillerinden Biray Hamzaoğlu’nun desteğini almazsan işin zor olabilirmiş. Birde CTP aşırı uçtan bir aday göstermezse etkili olabilirmiş. Ne diyeyim? Galiba seçimin kaderini Ziyamet, Kalburnu hattı belirleyecek. Ne dersin?.



Sayın Sezai Sezen seçime az bir süre kala Büyükkonuk’ta CTP hızını artırmış diyorlar. Biliyorsun Büyükkonuk, Tarım Bakanı Önder Sennaroğlunun köyü ve oğlu da senin belediyenin Meclis üyesi. Ahmet Sennaroğlu’nun adı da adaylar arasında söyleniyor. Bak başkan geçen seçimlerde UBP nin bir kısım tabanı ile ters düşmen sonrasında onların kapsama alanı dışında kalmışsın. Kemal Yılmaz’ın ismi İskele Kaymakamlığı için anılmış ancak hiç bir görev almadığı için etrafına kırgın olduğunu söylüyor. Onun kırgınlığı sizin için bir avantaj. Kırgın olduğunuz UBP’liler ile arayı düzeltirseniz ve onların tekrar kapsama alanına girerseniz bu işi yağdan kıl çeker gibi kurtarırsınız. Haaa birde Çavuşoğlu’nun desteği de sizin için büyük avantaj olacak diyorlar.


Sayın Fuat Türköz Çiner, DP’nin alt yapısından yetiştim. Uzun yıllardır partiye bir birey olarak hizmet vermekteyim. Partinin eksisini de artısını da biliyorum. Eh artık partiyi de idare etme zamanı geldi diye düşünüyormuşsunuz. Güzelde siz ‘Buzdolabı’ tamirinden anlarmısınız? Partide bazı buzdolapları elektriklerin gidip gelmesinden dolayı kontak yapmış diyorlar. Buzdolabı tamirinde size kolaylıklar diler, ben parti içinde buzdolabı gibi soğuk, buz gibi hava dağıtma yerine kar taneleri gibi bir birine zarar vermeden yol almaya çalışacağım sözünüze sonuna kadar katılırım. Kolay gelsin.



Sayın Kudret Özersay Toparlanıyoruz Hareketi Lideri olarak hükümetin şeffaflık gereği şimdiye kadar elektrik borçları ile ilgili ne kadar eski borcun yapılandırıldığını ve ne kadarının ödenmeye başlandığını açıklaması gerektiğini ifade ettiniz. Hocam kısacası bu hükümetin şeffaf olmadığını dile getiriyorsunuz. Allah aşkına yapmayın. Bu hükümet o kadar şeffaftırki, protokol adı altında kendisine verilen emirleri protokol aynen uygulanacak diyerek emir aldığını şeffaf olarak açıklıyor ve hasır altı etmiyor. Başbakan çıkıp Tüp Gaz zammını biz değil şirketler yaptı diyerek kendilerinin idare konusunda ‘Alakaya maydanoz’ olduğunu da söyleyebiliyor. 15 Milyon Euro’luk vergi bağışlamasını da inkar etmiyerek dünyada bir ilki gerçekleştirme babında şeffaflıktan örnekler sunuyor. Ve Ankara istedi biz yaptık diyerek ne kadar şeffaf olduğunu da bu suretle gösteriyor. Eeee daha ne yapsın hocam? 


Sayın Mehmet Özkardaş, 2005 Yılından beri gündemde olan ve gelen hükümetlerin üzerlerinde değişiklikler yaptığı yeni " Kamu Görevlileri Yasa Taslağı " ile ilgili , olumlu ve olumsuz bulduğunuz yönleri aktarıyorsunuz. Meclis Alt Komitesi aşamasında olumsuzlukları olumluya çevirmek için kitle toplantılar düzenliyorsunuz. Yani teşbihte hata olmasın bir yerinizi yırtıp başınıza giyiyorsunuz. Ama fanella örerken vatandaşın yüzüne bakmayan. 2 dakikada yapacağı bir işi bugün git yarın gel diyen bir memuru yola getirecekmisiniz? İnşallah diyelim ve başarırsanız da Maşallahı ilave edelim.


Sayın Hasan Sadıkoğlu, İskele belediye başkanlığı seçimi ile ilgili trafik ve tansiyon artıyor. Sizin bu kez kolay kolay geri adım atmayacağınız söyleniyor. İskele Belediyesinin Asbaşkanı olmanız bir avantaj. Ama Halil Orun’un sizin seçimde hangi sistemle oynayacağınızı ve gardını ona göre alacağını da bilmesi sizin için eksi. Vallahi ne diyeyim? Cesaretiniz övgüye değer. Ama seçim sonunda dikkat edin acemi desinler. Az farkla mağlup oldu o da başarıdır da desinler. Ama hoca son duayı okurken seçim mağlubu Hasan’ı nasıl bilirdiniz. Ruhuna el fatiha demesin.


Sayın Ayşe Öztabay, Face Book’ta yayınladığın ilginç yazında, yazıklar olsun çok yazıklar olsun. Kokuşmuş sistemi değişmeye geliyordunuz değil mi? Meğer, enkazın karanlık yıkıntılarında usulsüzlük biriktirmeye gelmişsiniz..Her dönemin adamlarının yarım kalmış işlerini tamamlamaya gelmişsiniz diyorsun. Uzaktan bakınca her şeyi daha bütünlüklü ve berrak görüyor insan. Aradan 13 yıl geçti. Hâlâ her işimiz yarıbuçuk. Yarım yamalak. Devletciliğimiz bile."Diyorsunda yazınızın adresi belli değil. Her ne kadar biz adresi tespit etsekde vatandaşın anlaması için daha açık bir adres versen. Evet gommalar, bariyalar ordusu bu ülkenin fıcırığını çıkarttılar. Ama sen ve senin gibi birkaç cesur yürek onların gözlerinin içine öyle bir çakıyorsunuz ki, gözlerinin şavkı (Işık) kaçıyor. Yola devam. Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın.



Sayın Beyazit Adalıer, eylem ve grev bitince ağır ağır başınızı evden dışarı çıkarttığınız ve bandoflalar yerine çizmeleri giydiğiniz söyleniyor. Bırakın evden  başınızı çıkartmayı ev ev gezip oy için yatırım yapmaya başlamışsınız. Eylem ve grevin sorumlusu da  Belediye Meclis üyeleridir diyormuşsun. Halka ağır vergiler getirmek için grev yaptıklarını da söylüyormuşsun. İlahi başkan, evinin bahçesini belediye işçilerine onlar düzenlettirmedi ki. Evlerinin duvarlarını da onlar belediye çalışanına yaptırtmadılarki. Bir trilyonu da otele onlar bağışlamadıki. Bafra-Pamuklu –Çayırova –Kumyalı ovalarını Dikmen Çöplüğüne onlar döndürmediki.


Sayın Türkay Ilıcak; usta bir şair olduğunuzu bilmeyen yok. Geçen günlerde Lefkoşa Otobüs terminalinden şehir merkezine kadar yürümüş, yolda gördüklerimi yorumlamıştım şiirde diyordunuz. Vallahi ne gördüğünüzü ben söyliyeyim mi? Terminalden Saray Önüne gidene kadar 200 kişiden sadece 4 tane Kıbrıslı Türk gördüm. Lahmacun, döner, kokoreç gördüm ama Kıbrıs yemekleri yapan bir lokanta görmedim diyeceksin. Yasemin ve yasemin kokusunu aradım ama bulamadım diye de ilave edeceksin. Boş ver be Ustam, keşke sen prestijini ‘^Gutsilli ‘ kadar bıraktığımız Diyanellos Sigara Fabrikasından Mecliste doğru yürüseydin. Orada dikkat deyince hazırola geçen. Tırnak kontrolü için saf tutan ‘Emir erlerini’ görürdün ve biraz gülerdin.


Sayın Kartal Harman, dün Kurtarılmış Bölge olarak nitelendirilen surlar içinde Haberal Kıbrıslı ile başladığınız yolculukta çok yol kat ettinizi gördüm. 4-5 kişilik muhabir ordusunu bugün Kanuni’nin görkemli ordusuna dönüştürmüşsün. Köşklü Çiftlikteki merkez binanın vitrinini çok iyi dizayn ederek al benisi yükseltmişsin. Gerek Hasan gardaş gerekse Şule hanım ile mesafeleri son model araba ile kısa sürede almayı başardınız.  Mezardakilerin pişman oldukları şeyler için, dünyadakiler birbirlerini yerken sen mesafeleri yutarak sürat rekoru kırdın.


Sayın Tügen Çelik, Onur çelik ile birlikte Gemikonağı Lefke Kıbrıs'ta tarihi Xero Limaninı gezmişsin..Gezerken de her noktasinda gecmisi hissettiğinizi belirterek çok değişik duygulara gittiğinizi söylediniz. Üretken bir toplumken ne hale getirildik, bunlari sorguladim, huzunlendim dediniz. Ah be Tügen kız ah. Biz sokak kedisinin özgürlük felsefesini hiç öğrenemedik. Sokak kedisini küçümserken, Sokak Kedisi olmak yerine ciğercinin kedisi olmayı seçtik. Camdaki ciğere bakıp yalandık. Ciğerciden tekmeyi yiyince de sırnaştık.   


Sayın Hüseyin Avkıran Alanlı,  bölgeyi turlayıp duruyor ve nabız yokluyormuşsunuz. Gezerken de.hep ayni soruyu soruyor ve "Belediye Başkanlığına aday olursam ne düşünürsünüz" diyormuşsun. Bak bizim Minik Kuşlar sizin için  Sayın Alanlı galiba dereyi geçene kadar ayıya dayı,geçtikten sonra ayı demeye başlayacak. Hesapları, Hasan sadıkoğlu’nun bu kez kolay kolay geri adım atmayacağı üzerine kuruyormuşsun.Burda çıkacak çatışmanın arasından sıyrılmak.ve dört sene önce bağımsız aday olduğunuz dönemde aldığı oyları alarak finiş çizgisini geçmek istiyormuşsunuz. Bu hesap güzel de acaba sizin o oylar yerinde duruyormu? Bir baksanız diyorum.


Sayın Cenk Seren geçen hafta içindeki yemeğe 60 kişi katıldı. Ama yemeğe Çevre köylerin örgüt başkanları ve delegeleri pek rağbet etmemiş diyorlar. Bizim Minik Kuşlar yemeğe sadece bir köyün örgüt başkanı gitti diyor..Delegelere de bir göz atsanız 5 köyden sadece 5 delege yemekte vardı diyorlar. .Bu arada aranmayan delegeler ile Köy Muhtarları da aranmadıkları için biraz buruklaşıp kızmışlar. Aman Cenk, dikkat et filler züccaciye dükkanına bir dalarsa olacakları bir hesap et. Senin beygir ilk üçte finişe doğru giderken birden art sıralara düşmesin. Koşuyu kaybetmek mesele değil ama ahaliye meram anlatmak çok zor be Cenk.


Sayın Ali Çelebi, senin Mehmetçik Belediye Başkanı kolları yeniden sıvadı ve beni seçin diye kapı kapı dolaşmaya başladı. Mehmetçik dışında pek etkin olmamakla beraber Mehmetçik içerisinde hatırı sayılır bir sevenler grubu olduğunuz söyleniyor. Örgüt Başkanı ile olan yakınlığınız sizi başkanlık koltuğunu düşünmeye mi? yoksa diğer adaylardan birine destek vermeye mi zorlayacak. Deveye cilve yap demişler 9 dükkanı yerle bir ederek yıkmış. Sizin başkana da şov yap demişler bölgeyi .çöp denizine çevirmiş. Siyaset turşu suyu gibidir. İçenin midesi bulanır, içmeyenin ağzı sulanırmış. Aman seninkine destek vereceksen bulanan midesinin çıkartacaklarından uzak dur. Üstün başın darmaduman olmasın.


Sayın Olsan Bora, Geçitkale Günay Spor Kulüp Başkanlığından Geçitkale Belediye Başkanlığı koltuğunu göz, gez, arpacık diyerek hedef yaptığın söyleniyor. Vallahi eli yüzü düzgün birisi diyorlar. Eh serde Belediye Meclis üyeliği de var diye ilave de ediyorlar. Kulüp başkanlığı dolayısıyle popülarisi de yüksek diyorlar. Yani, Yannisi, Nikolisi yok,  Geçitkale Belediye Başkanlığı koltuğuna çok yakındır diyorlar.UBP iyi seçim yaptı derken sende köy köy dolaşmaya başlamışsın. Bak başkan, mal kaybeden bir şey kaybetmemiştir, onurunu kaybeden birçok şey kaybetmiştir. Ama bu yolda cesaretini kaybeden her şeyini kaybetmiştir. Bunu unutma ve cesaretli ol.


Sayın Hasan Ertaş, geçen dönem kıl farkı ile kaybettiğiniz Geçitkale Belediye Başkanlık yarışına bukez çok iyi hazırlandığınızı öğrendik. Hocam çizmeleri giymiş, kolları sıvayarak yola revan olmuşsunuz diyorlar. Öğretmen oluşunuz ailelerin size sıcak bakmasına neden oluyor. Bu sizin bir artınız. Ama dikkat edin Kulüp Başkanı Olsan Boran’da sporculuğun getirdiği kondüsyona sahip. Çalım atınca karşısındakinin belini kırıyor. Ancak sizin de kolay çalım yemeyen birisi olduğunuzu biliyor. Bilek güreşinde her iki tarafta eşit güce sahip gibi. Bu bilek güreşinde kimin galip geleceğini merakla bekliyoruz.


Sayın Hasan Tosunoğlu, geçtiğimiz hafta içerisinde itina ile seçip Müteahhitler Birliği başkanına gönderdiğiniz buketin içindeki şerefsiz güller ile namusuz demeti içerisindeki karanfiller güzel tütmediği için kabul görmemiş. Kabul görmeyen çiçek yerine bukez bestesi ham hum şorolop  güftesi de itibar kalmadı makamından beste yaptığınızı öğrendik. Hazırladığınız CD’yi Müteahhitler Genel Kurulunda piyasaya süreceğiniz söyleniyor. Bence bu şarkı çok tutacak. Hayırlısı.


Günün Sözü
Mal cimrilerde, silah korkaklarda, karar da zayıflarda olursa, işler bozulur.

 
Fıkra
Temel  gölde balık avlamaktadır. Yanına jeepiyle yabancı bir adam yaklaşır ve Temel’e şöyle der: - Ağabey  su çok derin mi? der. Temel cevap verir: - Yok uşagum  senin jeep geçer der. Temel’lin sözü üzerine adam jeepi göle sürer ve sonra jeep batmadan adam kapıyı açar boğulmaktan güç bela kurtulur, sinirli bir şekilde Temel’in boğazına atlar: - Hani geçebiliyordu ulan ölüyordum bee! der. Temel: - Ne bileyum ben, biraz öncesinde bir ördek geçiyordu, vallahi su boynuna celiyordu da.