Sahibine Mesajlar

Sayın Özkan Yorgancıoğlu, sözünüzün eri olduğunuz için sizi kutluyorum. Başbakan olmadan evvel hatırlıyormusunuz ne demiştiniz? Hatırladığım kadarı ile UBP’nin emir altında hazırladığı protokolü hayata geçirmem. Elektrik Dairesi özelleştirilmeyecek aksine özerkleştirilecek. İnsafsız zamlara son vereceğiz. Mazbata denilen illeti ortadan kaldıracağız demiştiniz. Hakikaten seçimden sonra verdiğiniz sözleri bir bir yerine getiriyorsunuz.Protokolü revize edeceğiz demeniz eski protokol kaldırılacak ile eş anlamlıdır. Her on günde yapılan zamları her üç günde bir güne indi. Elektrik dairesini özelleştirmediniz doğru. Ama üretim ile tahsilatı özelleştirdiğiniz anda zaten özelleştirilmeye gerek kalmayacak çünkü kurum tuma gidecek. Mazbatalara gelince ‘Tutuklayın’ emriniz sonrasında hazır tek bir mazbata mağduru bile dışarda kalmayacaktı hepsi ya İngiltereye ve Avustralyaya yada hapishaneye girecekti. Vallahi ne diyeyim sizin gibi özü sözü bir başbakan bir daha buralara gelmez diye düşünüyorum.

Sayın Hamit Bakırcı, gezme ve teftiş işleri bittimi? Aksa, maksa derken denize dökülen açıklamaların bini de bir paraya satışa sunulmuştu. Aslında denize dökülen ‘Nayırlı’ petrol ile ilgili kesin ve net açıklamalarınız bizi sevindirmişti. Merak etmeyin denizde petrolün ‘P’si bile kalmadı derken sizin gözlerinizin içi bizim de yüreğimiz gülüyordu. Bukez bizim Minik Kuşlar değil Minik Balıklar, bize bak be ‘Gumbaro’ şu denizin dibindeki petrol atıklarının oluşturduğu tepecikler arasında su kayağı yapmak çok güzel oluyor. Bakırcı, Bakır satmayı bıraksın da gelip bizimle petrol tepeciklerinin arasında su kayağı yapsın diyor. Bir iki su altı görüntüsünü de bize posta ettiler. Ne dersin bir bakıra bir görüntüyü de sana verebilirim.

Sayın Hüseyin Cumaoğlu
, Çayırova köyünde depolara paslı su akıyormuş su denizden gelen arıtılmış suymuş diyorlar. Maşallah arıtılmış olarak gelen su ne ağızda diş, nede depoda metal bırakıyormuş. Çayırova bildiğim kadarı ile Mehmetçik Belediyesine bağlı bir köydür. Sahi oralarda bunları görecek bir belediye başkanı yokmu? Gözleri bozuksa Fago taksın Hüseyin’im. Milletin paslı su ve çöpten anası ağlarken birileri kırmızı mayocukları ile geride play back yapmaya devam ediyor. Eee barra deme zamanı gelmedi mi? Ne dersin?

Sayın Sunat Atun Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiades’in BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’a gönderdiği mektubun, Rum tarafının Kıbrıs Türk Halkı’nın temel hak ve hukukuna düşmanlığının yeni bir belgesi olduğunu” söylediniz. Doğru da bu söylem biraz eksik değilmi? Bu mektuba be efendi, biz Türkler de az hırlı değiliz. Bizde Rum’a eski tüfekler yani TMT’ciler tarafından yapmadığımızı bırakmadık. Oksidari Polis olduk imanlarını gevrettik. Komando yazıldık Rumları Banayiya’larına çağırttık. Gelin bu işi kökünden .çözelim ve ne olar bize nede biz onlara artık ilişmeyelim diye ilave yapsanız olmazmıydı? ne dersiniz?

Sayın Erkut Yılmabaşar,
bakıyorum büyük emek verdiğiniz ve bölgede ismini yüceltiğiniz partiniz İskele, Mehmetçik, ve Yenierenköy'de Belediyelere talip olma kararı almış. Bak sevgili Erkut, bu ne demektir bilirmisin? Bu yine senin Evliya Çelebi gibi yola düşmen demektir.Kısacası işin büyüğü sırtımızda olacak demektir. Eeee bugüne kadar ofiste ve evde ayaklarını ısıtması için giydiğin bandoflacıkları giyiğ soba başında yeteri kadar oturdun. Bundan sonrası için sana kolay gelsin diyelim..

Sayın Sami Özuslu, bıraktığın sakallar yakıştı. İmam Ebusultan efendi hazretlerine tıpa tıp benzemişsin. Millet bizim Sami galiba kulvar değiştirdi ve İmam Hatip Lisesine ‘Hoca’ oldu demeye başladı. Haa birde Sunat Atun’un yaptığı açıklamada KKTC şaka olsun diye kurulmadı sözüne göndermede bulundun. Sevgili Sami, KKTC doğrudur şaka için kurulmadı. Kurulma nedeni otur arap kalk arap modunda, birilerinin emir erliğini layıkı ile yapması için kuruldu. 50 kişiye Ceylan Derili, bir kişiye Kaplan derili, Bir kişiye de İmparator Aslan derili koltuk sağlamak için kuruldu. Ve tabiki Ananın yavrucuğunun ensesinde lingiri ile pirili oynaması için kuruldu. Do you understand.

Sayın Sami Dilek, Vatan Millet, Sakarya Nurlu Ufuklar edebiyatı kitabından sonra şimdi de önderimiz. Varoluş Mücadelemizin Milli Lideri, kitabını okumaya başlamışsın. Sevgili Sami, artık Zamlara son. Asgari Ücret sürünme ve açlık ücreti ile ilgili kitabı da okumaya başlasanız desem kırılırmısınız? Bak gardaş haçana beş ayni kitapları okuyacağız dersin? Noktasına ve virgülüne kadar ezberledik. Rum bizi Piskot gibi yiyecek kitabını bir tarafa bıraksan ve Dağ başını duman almış yürüyelim arkadaşlar sözcüklerinden birazcık egonomiye yapsan? Ne dersin?

Sayın Hasan Sadıkoğlu,maşallah çizmeleri giyerek köy köy dolaşmaya başlamışsınız. Gece yatarken Tanrım beni mahçup etme diyerek dua ile yatırken, gece rüyanızda Belediye Koltuğuna oturmuş bir vaziyette bakın çocuklar Halil Orun, bisiklet yolları yaptı. Yürüyüş parkurları da bu yolların yanına ilave etti. Biz daha iyi işler yapalım diye emirler yağdırıyormuşsun. Sayın Sadıkoğlu bizim minik kuşlar bu seçimde çok iddialı olduğunuzu söylüyor. Ya karnı yada sırtı diyerek girdiğiniz seçimde siyasetin de tursu suyu gibi olduğunu ve içenin midesinin bulandığını, içmeyenin ağzının sulandığını unutma.

Sayın Osman Şendil, Mehmetçik belediyesi ile ilgili elimize son günlerde yaptırılan bir anket geldi. Bağımsız aday olarak her kesimin desteğini arkanıza aldığınız ve yarışı da bir iki isim ile önde götürdüğünüz görülüyor.Bana göre son 100 metre de finişi iyi yapan koşucu ipi göğüsleyecek. İpi göğüsledikten sonra birisine giy kırmızı mayocuğunu ve hade ‘Mahalleye’ torunlar ile pirili oynamaya diyecek. Senin gumbarolar, gatsot (Cimri) davranmazlar ve oycuklarını sana verirlerse bu iş olacak gibi Osman gardaş.

Sayın Özay Öykün,
Yeni Erenköy’de havalar nasıl. Yerel seçimlere 5 ay kala çalışmaların iyi gittiğini umut ediyorum. Bak Başkan bizim minik kuşlar bukez karşınızda dişli rakiplerin olduğunu söylüyor. Almanya’dan Leopar 3 tankları gibi donanımlı olduğunu söylüyor. Aman dikkat et geçen sefer dimyata giderken yani Milletvekili olacayım derken az daha evdeki bulgardan da oluyordun. Bukez bulgur küflenmesin yazık olur değilmi?

Sayın Kemal yılmaz, İskele Kaymakamlık koltuğu sana teslim edilmeyince bukez rotayı Büyükkonuk Belediye başkanlığına doğru döndürmüşsün. Geçen defa Kaymakamlık elimden kuş olup uçtu ama bu defa destek atışı yapında bunu da kaçırmayalım diyormuşsun. Ama bizim Ahmet’i unutma. Hangi Ahmet’i mi? Bizim Önder gardaşın oğlu ahmet’i Kemal gardaş. O da koltuğa bakıp iç geçiriyor da. Haaa birde Ceryan, Tüp, Petrol (CTP) sevenler partisi içinde rahatsızlıklar var bilgin de olsun. Bu iyiliğimi de lütfen unutma olurmu?.

Sayın Ahmet Güneş, Yenierenköy kıyılarında balık avlama işleri nasıl gidiyor? Tarım dairesinde yaptığınız çalışmalar ile ilgili teşekkürü hak ediyorsunuz diyor bizim minik kuşlar. Ama dikkat edin. Yenierenköy’den daha aşağılara gelip balık avlarsanız Kalecik yöresindeki Petrol Balıkları size aman vermez bilesiniz. Siz bizim Bakırcıya falan pek inanmayın. Malum o barbun ve lagos sever. Yaaa!

Sayın Mustafa Gülcan,
Face Book’larda sizin tombala reklamlarını sık sık görüyoruz. Sahi ama tombala geceleri nasıl gidiyor? İlk yarıyı 3. sırada bitirdiniz. Ancak 80. yılda İskeleliler sizden şampiyonluk bekliyor bilesiniz. Tombala falan derken şampiyonluk elden giderse başkanlık koltuğunu tombalaya koyarak ilk iki sırayı dolduran ‘Başkanlık’ koltuğuna sahip olacak diyecekler. İkinci yarıda ‘Sellos’ (Gevşemek) edip işi boş vermeyin. .

Sayın Salih İnce, maşallah İskele Trabzon Spor’un hocası olarak takınınızı ilk maça mental olarak iyi hazırladığınızı ve ilk maçta galip gelerek 3 puanı dağarcığınıza koyduğunuzu öğrendik. Dünya güzeli şampiyon isimli kızı İskele Trabzon Spor’a getirmek için uğraş veriyormuşsunuz. İşte bu nedenle ilk maça hırslı başladığınızı ve bir teknik adam olarak futbolcularınızı iyi motive ettiğiniz söyleniyor. Bak salih Hoca, bu yıl da şampiyonluk gelirse yandı gülüm keten helva, yer Salih Gök İnce diye bağıracak değil mi? Vallahi ne diyeyim ilk maçta seyirciler size ve takımınızın oyununa hayran, rakip takımda hırsınıza hasta olmuş diyorlar. Eee bundan sonraki haftalarda da dağlar Mehmetali, çağırsın be hocam.

Sayın Oktay Güney, nasılsınız? Malum aylar önce geçirdiğin iş kazası sonucunda elini kaybetmiştin. Nasıl oldun her şey yolunda mı? Sayın Güney, evet bir trafik kazası insanın bazı uzuvlarını almasına alır. Ama içindeki yaşam sevincini alamaz değilmi? İnsan dünyada ancak dünyaya boş verdiği zaman mutlu olur unutmayın.

Sayın Halil İbrahim Orun, Belediye Başkanlığı seçimine 5 ay kaldı. Yani geri sayım başladı. UBP’nin muhalefette olduğu dönemlerde seçim kazanmakta çok zorlandığınız söyleniyor. UBP şimdi muhalefette. Rakiploer de çok dişli. Dün akşam Kadir Gecesiydi ve bizim Minik Kuşlar Koalisyon Hükümetinin düşmesi için duaya başladığınızı söyledi. Birde kazanırsam kul hakkı için ‘Umreye’ bile gideceyim demişsiniz.

Sayın Beyazit Adalıer meclis kararına rağmen Belediyenin işletmesi olan pake ocağını açmış ve dağıtıma başlamışsın. Huylu huyunda vaz geçmez değil mi? Vallahi Milletvekili seçimleri,parti kurultay seçimleri Belediye seçimleri derken inan seçimler arasında ‘Maççez’ (Sıkıştık) olduk. Birde bu kadar çok iş yaptım. Bölgeyi derleyip topladım ve güzelleştirdim ama kimseye yaranamadım. Birde en yakın mesai arkadaşlarım bana karşı aday oldular diye ağlaşıyormuşsun. Bak başkan göz yaşlarını silecegine seni aglatanı sil. Yoksa seni silecekler bilesin.

Sayın Baraka Kültür Merkezi yetkilileri, Taşkent yolu üzerindeki “Yeşil Kuşak” bölgesine, fidan dikme etkinliği gerçekleştirdiğinizi öğrendik. Kutlarız. Çevreye ekilen fidanlar ile doyumsuz bir güzellik veren yeşile ‘Evet’ ama başka yeşile hayır derken ülkede Yalnız bizi yönettiğini sananların, vatan millet, nurlu ufuklar kitabını okurken faiz, mazbata ve bunların getirdiği hapislikler ile bircoğumuzun ocağına diktikleri ‘İncir’i de bu bağlamda sökmeniz gerektiğini hatırlatırım. Ağaç kesmek doğru değil ama ocakların kökünü kurutan bu ‘İncir’lerin sökülmesine de evet demenizi bekleriz.



Günün sözü
Paylaşmanın asaletini hiç bir zaman bencilliğin çirkinliğine tercih etme,ve öyle bi arkadaş seçki sen onun için ölümü düşündüğünde o senin için çoktan ölmüş olsun...


Kaykay ile gidiyordu

Üç adam ölür ve cennete giderler. Sorgu meleği birincisine sorar, "Seni cennete yollamadan önce sana bir sorum var: Karına karşı sadık oldun mu?" Adam yanıtlar; "Evet, asla bir başka kadına bakmadım." Sorgu meleği, "Şuradaki Rolls-Royce'u görüyor musun? O senindir. Cennetteyken kullanabilirsin.." Sorgu meleği ikinci adama da aynı soruyu sorar ve şu cevabı alır; "Bir kez karımı aldattım ama bunu ona itiraf ettim. Beni bağışladı ve mutlu yuvamızı kurtardık." Bunun üzerine sorgu meleği, "Şuradaki Mercedes'i görüyor musun? Cennetteyken onu kullanacaksın.." der ve üçüncü adama da sorar, "Karını hiç aldattın mı?" Adam yutkunur ve şöyle der; "itiraf edeyim ki; bulduğum her kıza asıldım ve her fırsatta onlarla yattım, birçoğu ile beraber oldum. Üzgünüm." Sorgu meleği; "Ehh" der, "Ama temelde iyi bir adamsın. Şuradaki eski vosvos'u görüyor musun? Cennette onu kullanacaksın." Bunun üzerine üç adam vedalaşır, arabalarına atlar ve kendi yollarına giderler. Birkaç hafta sonra ikinci ve üçüncü adam birlikte gezerlerken barın önünde birinci adamın Rolls-Royce'unu görürler. Bara girdiklerinde adamın perişan bir halde, etrafındaki boş şişelerin arasında salya sümük oturduğunu görürler ve şaşırırlar. "Heyy! ne oldu sana?" der ikinci adam, "Cennettesin, altında bir Rolls-Royce var, hersey mükemmel ama sen niye bu haldesin?" "Bugün karımı gördüm!" der birinci adam. Diğerleri; "Aaaa! ne kadar güzel, peki derdin nedir?" diye sorarlar. Adam içini çekerek konuşur, "Kaykay'la dolaşıyordu..."