Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın, Güney Kıbrıs’ın Doğu Akdeniz’de tek taraflı olarak parselleyip “münhasır ekonomik bölgesi” ilan ettiği deniz bölgesinde yeni hidrokarbon aramaları için imtiyaz hakkı vermek üzere çıktığı ihaleye başvuran şirketlere uyarı niteliğindeki açıklamasına Rum ve Yunan yetkililerden “cevap” geldi.

Simerini “Ankara’nın Tehditleri Geçmez... Delavekuras, Stefanu, Omiru, Karoyan ve Mavru Türkiye’ye Ne Cevap Verdi” başlıklı haberinde TC Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasına gelen tepkilere yer verdi.

Gazete Yunanistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Grigorios Delavekuras ve Rum Sözcü Stefanos Stefanu’nun Türkiye’nin, Rumların tek yanlı ilan ettiği MEB’indeki hidrokarbon aramalarıyla ilgili “tehdit ve korkutmalarının geçmeyeceği” açıklamasında bulunduğunu yazdı.

Rum Meclis (ve EDEK) Başkanı Yannakis Omiru’nun Güney Kıbrıs’ın BM Güvenlik Konseyi’ne başvurması konusunun incelenmesini istediğini belirten gazete DİKO Başkanı Marios Karoyan’ın da AB’nin ve BM’nin Türkiye’nin bu tavrında büyük sorumluluk taşıdığı görüşünü ortaya koyduğunu belirtti.

Habere göre Yunanistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Delavekuras, “Türkiye, Deniz Hukuku’ndan kaynaklanan egemenlik haklarını kullanması nedeniyle Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tehditte ısrar ediyor. Türk tezleri uluslararası camia tarafından kabul edilmiyor” ifadelerini kullandı. Delavekuras AB Dış Konular Konseyi’nin Aralık 2011’de; AB üyesi ülkelerin egemenlik haklarını teyit eden kararına atıfta bulundu.

Rum Meclis Başkanı Yannakis Omiru “Türkler uluslararası korsan gibi hareket etmeye ve Doğu Akdeniz’de kendi düzenini dayatmak için savaş gemisi politikasını kullanmaya devam ediyor” iddiasında bulundu, şöyle devam etti:

“Türkiye’nin gerek Kıbrıs Cumhuriyeti’ne gerek ikinci tur imtiyaz hakkı ihalesine olumlu yanıt veren şirketlere en resmi ağızdan yaptığı tehditler Doğu Akdeniz’deki barışa doğrudan tehdittir. Büyük bir ciddiyet ve sorumlulukla, Türkiye’yi sanık sandalyesine oturtacak siyasi ve diplomatik hareketlerde bulunulması gerektiğine inanıyorum.  Kıbrıs Cumhuriyeti’nin, bir bölgede barışın bozulması tehdidi olduğu durumlarda toplanması nedeniyle Güvenlik Konseyi’ne başvurmayı incelemesi gerekir.”

Rum İçişleri Bakanı Eleni Mavru Rumları teyakkuza geçmeye çağırdı ve “Türkiye’nin Kıbrıs Rum tarafına sorumluluk yükleme oyununa son verme, tehdit ve şantajlarını bir yana bırakıp Kıbrıs sorununa işleyebilir ve yaşayabilir bir çözüm bulunmasına katkı koymaya alışma zamanı geldi” dedi.

DİKO Başkanı Marios Karoyan Türkiye’nin, hidrokarbonlar konusunda Güney Kıbrıs’a sergilediği tavrında AB’nin ve BM’nin büyük sorumluluğu olduğu görüşünü ortaya koyarak “Ankara’nın tehdit savurmaya son vermesi söz konusu değildir. Bu nedenle bizim, doğru bir planlama temelinde, Türkiye’yi, süregelen işgalin, süregelen tehdit ve şantajlarının bedelini ödemeye zorlayacak ilave inisiyatifler ileri götürmeliyiz” dedi.

Rum Sözcü Stefanos Stefanu ise Türkiye’nin “savaş gemisi politikası yürüttüğü” iddiasında bulunarak bunun kabul edilemez olduğunu savundu. Rum yönetiminin diplomatik ve siyasi yoldan Türkiye’yi şikayet ettiğini de söyleyen Stefanu “aynı zamanda dikkatli ve hedefi belli eylemlerle; doğal zenginliklerinin araştırılıp değerlendirilmesinin sürmesi maksadıyla egemenlik haklarını güçlendirmeye devam ediyor” dedi.

Uluslararası camianın Güney Kıbrıs’ı ve uluslararası hukuku desteklemeye devam ettiğini de söyleyen Stefanu’ya Türkiye’nin uyarılarının ihaleye katılan bazı şirketleri etkileyip etkileyemeyeceği soruldu. Stefanu “ikinci tur ihaleye gösterilen ilgide böyle bir şey görülmedi. Türkiye’nin şantaj, korkutma ve bölgede gerilim yaratma politikası geçmiyor” ifadesini kullandı.

Politis “Şantajlar Geçmez” başlıklı haberinde Rum Savunma Bakanı Dimitris İliadis’in, Türkiye’yi “şantaj ve korkutma politikası izlemekle” suçlayarak kendilerinin aynı politikayı takip etmeyeceklerini söylediğini yazdı.

Habere göre Güney Kıbrıs’ın AB dönem başkanlığıyla ilgili “tehditleri” ile ilgili bir soruya karşılık ise İliadis şunları söyledi:

“Kıbrıs cumhuriyeti dönem başkanlığını sorumluluk ve tutarlılıkla yürütecek ve AB politikalarına hizmet etmek için Avrupalı ortaklarıyla iyi niyet ve uzlaşı ruhuyla işbirliği yapacak. Türkiye de dahil olmak üzere, aday ülkelerle de aynı olumlu ruhla işbirliği yapacağız. Türkiye yanıt vermez ve işbirliği yapmazsa Kıbrıs için sorun olmayacak, sorun Türkiye’nin Avrupa kurumlarıyla sorunu olacak ve Avrupa zafiyetlerini daha da artıracak. Ankara’ya, şiddet ve tehdit politikasını terk edip Kıbrıs’ın bütün yasal sakinleri için özgürlük, barış ve ilerleme adası, bölgede istikrar ve normalleşme unsuru haline gelmesi için özlü işbirliği çağrısı yapıyorum.”

Fileleftheros “Moliviatis: Her Tahriği Yöneteceğiz” başlıklı haberinde Yunanistan Dışişleri Bakanı Petros Moliviatis’in, Chicago’da gerçekleştirilen NATO zirvesinde söylediklerine yer verdi.

Habere göre Yunanistan’ın içerisinde bulunduğu krizin Yunanistan’ı değerli bir müttefik ve ortak haline getiren unsurları değiştirmediği görüşünü ortaya koyan Moliviatis, “ulusal çıkarlarımız konusunda ortaya çıkabilecek her türlü tehdidi yönetecek, bunu kararlılıkla ve etkin biçimde yapacağız” ifadesini kullandı.