AB’nin son zirve toplantısında, Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas ile Fransa Cumhurbaşkanı Nikolas Sarkozy arasında Suriye konusunda anlaşmazlık yaşandığı ileri sürüldü.

Fileleftheros gazetesi “Sarkozy-Hristofyas Anlaşmazlığı... Farklı Tezler ve Başkan’ın İzahatı... Son Zirve Toplantısında Ne Söylendi” başlıklarıyla aktardığı haberinde, Hristofyas ile Sarkozy arasında Suriye ve AB’nin tutunması gereken tavır konusunda anlaşmazlık yaşandığını ancak bunun, diplomatik olay yaratmak ya da Paris-Lefkoşa Rum kesimi ilişkilerini kuşkuya düşürmek için yeterli olmadığının görüldüğünü kaydetti.

Gazete elde ettiği bilgilere göre Hristofyas’ın, zirve toplantısında söz alarak Suriye meselesi konusunda açıklamalarda bulunduğunu belirtti.

Habere göre Hristofyas, değişikliklerin olduğu Arap rejimlerinden çoğunun, zor durumların oluşmasına yol açacak “köktendinciliğe” dönmeleri olasılığını savunarak, AB’den dikkatli olmasını istedi.

Hristofyas, Ayrıca Suriye meselesine değinerek, AB üye devletler ve ortaklarından “mahalle polisi” olmaktan kaçınmasını ve bu konuda dikkatli olmasını istedi.

Hristofyas’ın tezlerinin Sarkozy’nin tepkisine neden olduğunu yazan gazete, bilgilere göre Sarkozy’nin söz alarak Hristofyas’la hemfikir olmadığını belirtti ve kendi tezlerini aktardığını belirtti.

Gazeteye göre bu “mahallenin”,  harekete geçirilmesi için her türlü sebebe sahip olan AB’yi ilgilendirdiğinden bahsederek, Esad rejimi tarafından işlenen suçlara işaret etti.

Gazete bunun hemen ardından Hristofyas’ın Sarkozy ile herhangi bir uzlaşmazlığının olmadığını söyleme ihtiyacı hissettiğini ve Suriye’deki suçlar konusunda “ben de dehşete düştüm” dediğini aktardı.

Simerini gazetesi de “Nikolas Sarkozy ile Avrupa Konseyindeki Uzlaşmazlığının Ardından... Hristofyas’ın AB’de Geri Çekilişi...” başlıklarıyla verdiği haberinde, Avrupa Devlet ve Hükümet Başkanları Konseyi’nin son toplantısında Hristofyas ile Sarkozy arasında anlaşmazlıkların çıkması üzerine, Rum kesiminin (Hristofyas’ın) “Arap Baharı” isyanları, Suriye ve AB’nin rolü konusunda tezini açıklığa kavuşturmak zorunda kaldığını yazdı.

Gazeteye göre konuyla ilgili konuşan Hristofyas, AB’nin, “polislik yaptığı” izlenimini vermemesi için “Arap Baharı” ülkeleri ve Suriye’nin meselelerine yönelik müdahale şeklinde dikkatli olması gerektiğini, çünkü her zaman istenmeyen durumlara sürüklenme tehlikesinin bulunduğunu savundu.

Bu sözler üzerine Sarkozy de, Hristofyas’la aynı fikri faylaşmadığını belirterek, AB’nin bölgede etkin role sahip olması ve önleyici bir şekilde hareket etmesi gerektiğini, ayrıca özellikle Suriye’de, ülkeyi kana bulayan antidemokratik bir rejimin olduğunu ifade etti.

Sarkozy, AB’nin bu gerçekliği görmezden gelmesi ve masum vatandaşların haklarını savunmamasının “nasıl mümkün olacağını” sordu. 
Habere göre tüm bunların ardından Hristofyas, Fransız Başkan’ın şahsına yönelik saygı ve dostluğuna değinerek, Güney Kıbrıs’ın AB çizgisiyle hemfikir olduğunu, ayrıca Başkan’ın bizzat kendisinin (Hristofyas) tüyler ürpertici suçların işlendiğini saptadığını vurguladı.

Gazete Rum Yönetimi Başkanı Hristofyas’ın tutumunun, Fransa ve diğer Avrupa ortakları tarafından bir sola dönüş hareketi daha ve Suriye rejimine yönelik dolaylı yardım olarak çevrildiğini (yorumlandığını) belirtti.

Haberde ayrıca bu olumsuz eğilimin, Avrupa Parlamentosu düzeyi ve diğer kurumlarda da var olduğunu, zira Hristofyas hükümetinin, Suriye, Küba ve komünist profili olan ülkeleri kayıran uzun süreli bir politika benimsediği kaydedildi.