TARAFLARA 2 - 3 HAFTA İÇİNDE SUNULACAK FORMÜLLE RUMLARIN GERİ DÖNÜŞ VE KIBRISLI TÜRKLERİN TAZMİNAT YAKLAŞIMLARI “EVLENDİRİLECEK”

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER VATANDAŞLIK MESELESİNİ KAPANMIŞ ADDEDİYOR

HRİSTOFYAS BAN’A MEKTUP GÖNDEREREK “ŞARTLARINI HATIRLATTI”

BM MERKEZİNDE HAYAL KIRIKLIĞI... BAN’A MÜZAKERELERİN KASIMA KADAR DEVAMI TAVSİYELERİ...

STEFANU: “AB DÖNEM BAŞKANLIĞI İLE MÜZAKERELER ARASINDA HİÇBİR İLİŞKİ YOKTUR”

BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer’ın mülkiyet meselesine çözüm formülü ortaya koyacağı, formülünün reddedilmesi halinde Mart sonunda yapacağı değerlendirmede bunu not edeceği öne sürüldü.

Politis haberi; “BM’nin Son Kozu Mülkiyete İlişkin Genel Taslak... Mülkiyet İçin Downer Formülü... Hristofyas’tan BM Genel Sekreteri’ne Mektup” başlığıyla manşete çekti.

Kıbrıs doğrudan müzakerelerinin ortam ve içeriğinin artık çözüm hedefinden çıktığını belirten gazete, Downer’ın müzakere prosedürünü çok taraflı konferansa itelemek için son bir çaba olarak mülkiyet çözüm taslağını 2 - 3 haftaya kadar tarafların önüne koyacağını yazdı.

Gazete; tarafların, sunacağı taslağı reddetmesi halinde Downer’ın, Mart sonunda yapacağı değerlendirmede bunu kaydedeceğine işaret ederek, BM’nin; “vatandaşlık başlığını” halihazırda kapanmış addettiğini, mülkiyete ilişkin formülün kabul edilmesi durumunda; dönüşümlü başkanlık ve çapraz oy konularında ortaya çıkan anlaşmazlığın aşılabileceği inancında olduğunu yazdı, şu detayları verdi:

“Alexander Downer, çok taraflı konferans çağrılmasına ilişkin ön şartları zorla yaratmak için son bir gayretle Cenevre’de elde ettiği ve son aylarda nispeten muhafazakâr şekilde uyguladığı BM’nin yükseltilmiş rolünü Mart ayında meydana çıkarmak istiyor.

BM’nin iyi bilgi sahibi kaynaklarının gazetemize söylediğine göre, Avustralyalı diplomat yaklaşık 2-3 hafta içerisinde; genel mülkiyet çözüm taslağı sunmak ve bununla iki tarafın birbirine zıt yaklaşımlarının üzerine köprü kurmaya çalışmak niyetindedir.

Bu çerçevede Alexander Downer bugün iki tarafı bu dikenli başlığı; karşılıklı olarak teati edilen yeni veriler prizması altında yeniden incelemeye çağıracak. (Bugün yeni veriler verilebilir veya istenebilir.) Daha sonra Downer ve grubu; iki tarafın, BM’nin uluslar arası konferans çağrılıp çağrılmaması konusundaki mihenk taşı olarak nitelediği mülkiyet başlığının çözümüne bakış açısını yansıtan kriterleri ‘evlendirmeye’ çalışacak.

Önce BM’ye verilen, daha sonra da karşılıklı teati edilen; iki tarafın mülkiyetin çözüm ilkelerine ilişkin genel tezleri BM’nin elindedir. Bu tezler Alexander Downer’ın iki tarafın önüne koymaya niyetlendiği köprü kurucu paket açısından referans noktasını oluşturdu.

RUMLARIN GERİ DÖNÜŞ VE KIBRISLI TÜRKLERİN TAZMİNAT YAKLAŞIMLARI “EVLENDİRİLECEK”

Downer’ın grubu; Kıbrıslı Rumların mal sahiplerinin geri dönmesi yaklaşımı ile Kıbrıslı Türklerin tazminatlar yaklaşımı arasında dengelerle ‘oynamaya’ çalışacak.

Önerinin yazımı konusundaki ana vasıta, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Kıbrıs Rum mallarının bugünkü kullanıcılarının haklarının büyük ölçüde tesis edildiği (Dimopulos davasındaki kararı) son içtihatı olacak.

Downer, Kıbrıs Rum tarafının, müzakerelerin Kıbrıs aidiyeti konusundaki hassasiyetinin bilinciyle mülkiyet çözüm formülünü, BM’nin danışmanlık hizmeti olarak ortaya koymak niyetindedir. Ancak koşullar ve zaman sınırı, Downer formülünün muhtemel reddinin; Mart sonunda yapacağı prosedüre ilişkin değerlendirmede; özellikle de çok taraflı konferans çağrılmamasına ilişkin sorumluluklar kısmında hesaba katacak.  Kısacası bu fikirler, BM’nin ‘take it or leave it’ nitelikli önerisi olacak.

BM VATANDAŞLIK MESELESİNİ KAPANMIŞ ADDEDİYOR

BM’nin hedefi Mülkiyet başlığında fazla teferruat olmadan, anlaşma yörüngesine girilmesidir. Vatandaşlık konusunu kapanmış addeden BM Kıbrıs Türk tarafının verdiği 210 bin ‘vatandaş’ sayısını (analiz edildiğinde, bunlardan 50 bini saf Türk vatandaşıdır) Kıbrıs Rum tarafınca reddedilemeyeceğine inanıyor. Bu çerçevede BM yönetimdeki anlaşmazlığın (dönüşümlü başkanlık-çapraz oy) aşılabileceğini ve aşılması gerektiğini; uluslar arası konferans çağrılması konusunda atılacak son rötuş olacağı inancındadır.

BM’nin bunun için de köprü kurucu öneri sunması da, ulusalar arası ilişkiler ve AB konularında askıda kalan yönleri halletmeye çalışması da ihtimal dışı görülmüyor. BM’nin projeleri gerçekleşirse, uluslar arsı toplantının çağrılmasıyla, toprağın haritalarla müzakeresi yolu da açılacak.

HRİSTOFYAS BAN’A MEKTUP GÖNDEREREK “ŞARTLARINI HATIRLATTI”

BM son günlerde, her iki tarafa da baskı yapılmak istendiğini gösteren bilgiler sızdırıyor ve bu yönde hareketlerde bulunuyor. Aslında çok taraflı konferansın çağrılıp çağrılmamasının değerlendirilmesine kadar kalan 5 haftalık süre içerisinde Downer mekik diplomasisini yoğunlaştırarak bütün kozlarını oynayacak.  Hafta sonunda Ban Ki Moon’un BM Güvenlik Konseyi’ne sunacağı raporun tamamen teknik olacağı değerlendiriliyor.

Bu rapor ışığında Başkan Hristofyas BM Genel Sekreteri’ne mektup göndererek, olası çok taraflı konferansın ön şartlarını ‘hatırlattı’ ve Kıbrıs Türk tarafını, şimdiden B planı ileri götürdüğü için ‘karaladı.’ Hristofyas Barroso’ya ve BM Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesine, Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın yeni tehditkâr açıklaması konusunda da mektup gönderdi.”

Aynı gazete, BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un Güvenlik Konseyi’ne raporunu sunmasından önceki son liderler görüşmesinin bu sabah gerçekleşeceğini, ancak görüşmede ilerleme kaydedilmesi beklentilerinin yine oldukça düşük olduğunu yazdı.

Haberi; “Müzakereler... Bugün de Mülkiyet” başlığıyla yansıtan gazete, edindiği bilgilere dayanarak Rum tarafının bugün, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun önceki görüşmede yazılı olarak sunduğu mülkiyet, mülkiyetin çözümünü düzenlemesi gereken kriterler ve mülkiyet anlaşmazlıklarının çözümüne ilişkin tezlerine yanıt vereceğini belirtti.

Aynı bilgilere dayanarak, Kıbrıs Türk tarafından da bugün, mülkiyet konusunda ilave veriler sunması isteneceğini yazan gazete, Türk tarafının bugüne kadar sunduğu verilerin “mülkiyet başlığının halliyle ilgili niyetleri açısından gösterge olduğunu, çünkü mülklerin iadesiyle değil maddi tazminatlar aracılığıyla çözmeyi güçlendiren veriler sunduğunu” kaydetti.

BM MERKEZİNDE HAYAL KIRIKLIĞI... BAN’A MÜZAKERELERİN KASIM’A KADAR DEVAMI TAVSİYELERİ...

Haravgi; “İlerleme Olmaması Konusunda BM’de de Hayal Kırıklığı... BM’den Kaynaklara Göre Uluslararası Konferans Görmüyorlar” başlıklı haberinde, BM’den kaynaklara dayanarak, Ban’ın Güvenlik Konseyi’ne hafta sonuna kadar sunması beklenen raporunun ‘tanımlayıcı’ ve ‘teknokratik’ olacağını aktardı.

Gazete, Rum Haber Ajansı’nın (KİPE) New York’taki muhabirine dayandırdığı haberinde, Ban’ın raporunda, geçen Temmuz ayından bugüne kadar gelişenler, yani iki liderin Greentree görüşmesi, konulan hedefler ve bu müzakerelerde hangi noktada bulunulduğu bilgilerinin yer alacağını yazdı, özetle şunları aktardı:

“BM merkezinde Kıbrıs sorunuyla ilgilenen yetkililer hayal kırıklığı içerisindedir. Downer’ın değerlendirmesine göre en azından yönetim başlığının kapanabileceğini düşünüyorlar. Buna paralel olarak liderlerin Lefkoşa’ya dönmelerinin ve gerçekleştirdikleri ilk görüşmenin ardından; özlü ilerleme kaydedilebileceğini gösteren veriler de yoktur. 

Aynı kaynak, müzakerelerde; büyük bir iyimserliğe imkân tanımayan bir siyasi çatışma var olduğunu belirtti ve Genel Sekreter’in istediği bütün verilerin henüz teati edilmediğini teyit etti. Kıbrıslı Türk lider Derviş Erğolu da verdiği her şeyin ‘Kıbrıs Rum basınına sızdığını’ savundu.

BM merkezinden kaynağın söylediği üzere ‘durum çıkmazdadır’. Downer’ın uluslar arası konferans toplanmasını öngörüp öngörmediğine dair raporunu Genel Sekreter’e sunacağı Mart sonuna bir aydan biraz fazla bir süre kalmışken Güvenlik Konseyi üyesi bir ülkeden bir diplomat KİPE muhabirine; bugünkü olgularla, Avustralyalı diplomatın önerisinin olumsuz olmasını beklediğini söyledi.

Güvenlik Konseyi’ndeki ortak payda, 3,5 yıllık müzakerelerde başarılan her şeyin yitirilmemesi gerektiğidir. 5 Daimi üyenin Genel Sekreter’e yönelik gayrı resmî tavsiyeleri de prosedürün kasım ayına kadar devam etmesi, görüşmelerin özellikle lider temsilcileri düzeyinde yapılması, Eroğlu ve Hristofyas’ın seyrek görüşmesi yönündedir.

Aynı diplomat Türk tarafının, 1 Temmuz’da müzakerelerin sona ereceğine ilişkin açıklamalarını yorumlaması istendiğinde ‘Genel Sekreter’in talep etmeyeceği ve Güvenlik Konseyi’nin katılmayacağı bir şey söylemenin bedeli büyüktür’ ifadesini kullandı.

STEFANU: “AB DÖNEM BAŞKANLIĞI İLE MÜZAKERELER ARASINDA HİÇBİR İLİŞKİ YOKTUR”

Hükümet Sözcüsü Stefanos Stefanu RİK’e yaptığı açıklamada, Lefkoşa’nın; suni takvimlerin kabul edilmemesiyle müzakerelerin devam etmesi konusundaki tavrının net olduğunu belirtti. Sözcü özellikle Türk tarafının 1 Temmuz’u takvim olarak koymaya çalıştığına işaret ederek şunları söyledi:

‘Başkan’ın tutumu nettir. Bu tutumunu BM Genel Sekreter’in huzurunda söyledi ve uluslar arası camianın bütün oyuncularına da iletti. Avrupa Birliği Dönem Başkanlığı’nı Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devralmasından sonra da Kıbrıs sorununun çözüm müzakerelerine devam etmeye hazırdır. Kıbrıs’ın dönem başkanlığı ile Kıbrıs sorununun çözüm müzakereleri arasında şu veya bu şekilde hiçbir ilişki yoktur.’

Uluslararası konferans konusuna da değinen Stefanu bu konferansın Kıbrıs sorununun iç yönlerinde anlaşmaya varıldığında çağrılacağını ve sadece Kıbrıs sorununun uluslar arası yönlerinin ele alınacağını tekrarladı. O zaman da, BM’nin himayesi altında yapılması gereken konferansa, Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesi, AB, garantör güçler, Kıbrıs Cumhuriyeti ve iki toplumun katılması gerektiğini ekledi. Sözcü Kıbrıs Rum tarafının iyi niyetine işaret etti ve Kıbrıs Türk liderliğinin ve özellikle Türkiye’nin de aynı iyi niyeti göstermesi gerektiğini sözlerine ekledi.”