“BAN’IN KIBRIS SORUNUYLA İLGİLİ RAPORUNUN SUNULMASI UZAYACAK”

“BM, MÜZAKERE SÜRECİNİN DEVAM ETMESİ İÇİN FORMÜL ARIYOR”

“HER ŞEY NİSAN’DA NETLEŞECEK”

BM Genel Sekreteri Ban’ın, Kıbrıs sorunuyla ilgili iyi niyet misyonu raporunun Güvenlik Konseyi’ne sunulmasının, Genel Sekreterin Kıbrıs Özel Danışmanı Aleksander Downer’in iki liderle yapacağı bir sonraki görüşmeye kadar, birkaç gün daha uzayacağı ifade edildi.

Haravgi gazetesi, konuya ilişkin haberinde, Rum Haber Ajansı KİPE’nin New York muhabirinden edindiği bilgilere dayanarak, haberde kim olduğunu belirtmediği BM yetkilisinin, raporun hafta sonuna kadar Güvenlik Konseyine ulaşmış olacağını teyit ettiğini yazdı.

Habere göre, bahse konu yetkili, rapor metninin birçok kez New York-Lefkoşa ve Lefkoşa-New York güzergâhında gidip geldiğini de söyledi.

Gazete, Güvenlik Konseyine başkanlık eden İngilizlerin, konseyin Mart ayında bilgilendirilmesi beklenen konulara ilişkin öngörüleri arasında Kıbrıs sorunuyla ilgili raporun da bulunduğunu, ancak konunun başlangıçta planlandığı gibi Downer’in de bulunduğu esnada görüşülmesinin planlanmadığını belirtti.

Haberde ismine yer verilmeyen Güvenlik Konseyi daimi üyesi ülkelerinden bir diplomatın, Kıbrıs sorununun Güvenlik Konseyi tarafından Mart ayında ele alınmasının beklenmediğini doğruladığını yazan gazete, bu durumun, liderlerin Lefkoşa’da gerçekleştirmekte oldukları görüşmelerde yaşanan “ilerleme eksikliğinden” dolayı; BM Genel Sekreterliğinin içerisinde bulunduğu hayal kırıklığı ve belirsizlikle ilişkilendirildiğini kaydetti.

Yine diplomatik bir kaynağa dayanan gazete, Downer’in bu durumdan dolayı uluslararası konferans toplanması meselesiyle ilgili niyetleri konusunda Güvenlik Konseyi üyelerinin sorularını yanıtlamak istemeyeceğini, böylece, Ban’ın raporunun Downer’in de bulunduğu esnada görüşülmesinin Nisan ayında gerçekleşeceğini savundu.

“BM; MÜZAKERE SÜRECİNİN DEVAM ETMESİ İÇİN FORMÜL ARIYOR”

Fileleftheros gazetesi ise “2013’e Kadar Karmaşa (Karambol)... BM Sürecin Başkanlık Seçimlerine Kadar Uzatılması İçin Reçete Arıyor” başlıklarıyla manşetten yayımladığı haberinde, BM’nin, Kıbrıs müzakere sürecinin 2012 yılının ikinci yarısında da devam etmesi için formül arayışında olduğunu yazdı.

Gazete, elindeki bilgilere dayanarak, doğrudan müzakereler sürecindeki bugünkü koşulları değerlendirmekte olan uluslararası örgütte; önümüzdeki Mayıs ayında Kıbrıs sorunuyla ilgili bir taraflı konferans toplanmasının “intihar olacağının düşünüldüğünü” ekledi.

Gazete, BM’nin, Kıbrıs sorunuyla ilgili çok taraflı bir konferans yapılması hedefine ilişkin başlangıçtaki planlamalarını terk etmeden; görüşmelerin Güney Kıbrıs’ın AB dönem başkanlığını sürdüreceği dönem içerisinde kesintiye uğramaması için yöntemler aramakta olduğunu kaydetti.

Gazete, BM yetkililerinin böyle bir formülün diyaloğu bir şekilde komaya sokacağının farkında olduklarını, bununla birlikte, bu durumun 2013 yılının Şubat ayında Rum tarafında gerçekleştirilecek olan başkanlık seçimlerinin ardından diyaloğun dinamik bir şekilde yeniden başlaması konusunda BM’nin icraatlarını kolaylaştıracağının düşünüldüğünü ekledi.

Rum kesiminin böyle bir formülden yana olduğunu yazan gazete, bugün mevcut olan koşullarla, çok taraflı bir konferans toplanmasının ve sürecin sonlanmasına ilişkin senaryonun Rum tarafını korkutmakta olduğunu belirtti.

Konuyla ilgili bilgisi olan kaynaklara dayanarak, sürece ara verilmesi durumunda BM’nin hangi ifadeleri benimseyeceğini kimsenin garanti edemeyeceğini yazan gazete, meselenin, Genel Sekreterin müzakerecilerden görüşmelerin 2012 yılının ikinci yarısında da devam etmesini istemesi halinde; Türk tarafının buna nasıl tepki vereceği olduğunu ekledi.

“ÜÇÜNCÜ FORMÜL ARAYIŞI”

Haberine iç sayfalardan da devam eden gazete, BM’nin son dönemde ciddi anlamda Kıbrıs sorunuyla ilgili üçüncü bir formül arayışında olduğunu yineledi.

BM’nin, doğrudan müzakerelerin Güney Kıbrıs’ın AB dönem başkanlığını yürütecek olduğu 2012 yılının ikinci yarısında da devam etmesi için bir senaryo şekillendirilmesini gözden geçirmekte olduğunu yazan gazete, diplomatik kaynaklara dayanarak, BM grubunun daha önceden 2 olasılık üzerinde çalıştığını kaydetti.

Bu iki olasılığın, Mayıs ayında çok taraflı bir konferans toplanması veya çıkmaz ilan edilmesi olduğunu yazan gazete, sürecin devamı için şu an bu ikisinin dışında bir ara yol/formül bulunmasının ihtimal dâhilinde olduğunu belirtti.

Ara formül için iki müzakerecinin de buna razı olması gerektiğini vurgulayan gazete, Türk tarafının 1 Temmuz’dan sonra “kepenkleri indireceğini açıkladığını” savundu.

BM Genel Sekreteri Ban’ın “oyunun sonuna” ilişkin açıklamalarını elinde tutan Türk tarafının, müzakere sürecinin 1 Temmuz’a kadar tamamlanmasında ısrar ettiğini belirten gazete, Türk tarafının, KKTC’nin yükseltilmesi hareketlerine gönderme yapmakta olan bir B planı hazırlığında olduğunu iddia etti.

İlk adımın, doğrudan ticaretle ilgili tüzüğün ileriye götürülmesi olacağını kaydeden gazete, elindeki bilgilere dayanarak, şimdiden bazı hamleler yapıldığını öne sürdü ve Kıbrıs müzakerelerinin çökmesi veya kesintiye uğraması durumunda, doğrudan ticaretin ileriye götürülmesine ilişkin yolun açılacağını savundu.

Gazete, bütün her şeyin, Downer’in önerilerini Ban’a ileteceği ve Kıbrıs sorununun da Güvenlik Konseyi’nde görüşüleceği Nisan ayında netleşeceğini savundu.

“DOWNER’DE İKİ BELGE VAR...”

Gazete yukarıdaki ara başlıkla yayımladığı haberinde ise, BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Danışmanı Aleksander Downer’in KKTC’de de tepki çekmeyi “başardığını” yazdı.

Downer’in çabasının bir blok meydana getirmek ve Kıbrıslı Türklerin 2004 yılındaki faaliyetlerinin tekrarlanması yönünde olduğunu öne süren gazete, Downer’in “nasihatlerinin” gizli kalmadığını ve KKTC’de tepkilere yol açtığını yineledi.

Edindiği bilgilere dayanarak, Downer’in Kıbrıs Türk tarafındaki sendika temsilcilerini müzakerelerin kötü gidişatı hakkında bilgilendirdiğini yazan gazete, Downer’e bizzat kendisinin inisiyatifler alması gerektiğinin vurgulandığını ileri sürdü.

“YAKINLAŞTIRICI ÖNERİLER İDDİASI”

Downer ve çalışma arkadaşlarının çok önceden yakınlaştırıcı öneriler içeren belgeler hazırladıklarını kaydeden gazete, belgelerden birinin mülkiyet, ikincisinin de yönetim başlığıyla alakalı olduğunu belirtti.

Downer’in belgeleri önce Türk tarafına göstermeye çalıştığını kaydeden gazete, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun, Downer’e “Belgelerin kendisinin uygun gördüğü bazı fikirleri içermemesi halinde,  yakınlaştırıcı önerilerin sunulması gerektiğini düşünmediğini söylediğinden bahsedildiğini” öne sürdü.

BM’nin en nihayetinde bu belgeleri ortaya koymadığını savunduğunu kaydeden gazete, böyle bir konunun Downer’in geçtiğimiz Perşembe akşamı Rum Başkanlık Komiseri Yorgos Yakovu ile yaptığı görüşmede ortaya konulmadığını ekledi.

Yakınlaştırıcı önerilerin hazır olduğunu ve BM yetkililerinin bunları ortaya koymak için uygun zamanı beklediklerini kaydeden gazete, Rum kesiminin “yakınlaştırıcı öneriler sunulmasının BM Genel Sekreterinin görev ve yetkileri dâhilinde bulunmadığını hali hazırda vurguladığını” ekledi.

“BM’NİN HAVADA KALAN ADIMI”

Alithia gazetesi ise yukarıdaki başlıkla yayımladığı yorumsal haberinde, Kıbrıs sorunuyla ilgili uluslararası konferans toplanmasının, New York’taki BM merkezinde mümkün olarak görülmediğini yazdı.

Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak, içerisinde bulunduğumuz dönemde BM’de ağır bir kış havası yaşanmakta olduğunu yazan gazete, Lefkoşa’daki Downer grubu ile New York’taki genel sekreterliğin, Kıbrıs sorunuyla ilgili bir sonraki adımları gözden geçirmekte olduklarını kaydetti.

Gazete, Lefkoşa’daki Downer grubu ile New York’taki genel sekreterliğin, Kıbrıs sorununun temel boyutlarında; çok taraflı bir konferans toplanmasının tetiklenmesi için en azından umdukları ölçüde görüş birliğine varılmasının mümkün olmayacağını artık anladıklarını savundu.

BM yetkililerinin, mevcut koşullarla çözüm sürecinin doruğa ulaşması için, müzakere masasında hızlı gelişmeler yaşanması gerektiğinin farkında olduklarını ancak bunun olmasının olanaksız olarak kabul edilmekte olduğunu iddia eden gazete, BM yetkililerinin büyük bir ikilemle karşı karşıya bulunduklarını kaydetti.

Müzakerelerden Mart sonuna kadar hiçbir sonuç çıkmaması halinde, Downer grubunun aslında süreci sonlandırmayı istediğini belirten gazete, New York’ta ise farklı bir düşünce bulunduğunu belirtti.

Ban’ın Kıbrıs’taki misyonuna Temmuz ayında son verilmesinin, çözecek olduğundan daha çok probleme yol açabileceğine dair düşünceler bulunduğunu yazan gazete, böyle bir durumun Güney Kıbrıs’ın AB dönem başkanlığı sırasında, Türkiye ile bir gerilim ortamına yol açacağının aynı zamanda Rum tarafının doğal gazla ilgili 2’inci tur ihaleleri ışığında, Ankara’yla yeni ve ciddi anlaşmazlıklara düşülmesinin ihtimal dâhilinde olduğunu belirtti.

Gazete, BM yetkililerinin bu çerçevede, ya müzakerelerin geçici bir şekilde dondurulmasıyla, ya da liderlerin temsilcileri Yakovu ve Özersay’la daha düşük bir seviyede devam etmesiyle; mevcut sürecin kurtarılmasına dair yöntemleri gözden geçirmekte olduklarını ekledi.

Nihai kararların henüz alınmadığını yazan gazete, bundan dolayı Genel Sekreter Ban’ın Güvenlik Konseyine yönelik raporunun da gecikmekte olduğuna işaret etti.

Bununla birlikte gazete, BM’nin, tarafların Kıbrıs sorununun çözüm mantığından uzaklaştıklarının ve farklı gündemler takip etmekte olduklarının farkında olduğunu da ekledi.

Downer’in, şu an müzakere masasında hüküm süren durum göz önüne alındığında, çok taraflı bir konferans toplanmasının mümkün olduğuna artık inanmadığını ve gerçekleştirdiği temaslarında da bunu artık net bir şekilde söylemekte olduğunu yazan gazete, Mart ayı sonuna kadar, Toprak, mülkiyet ve yürütme gücü konularında mucize yaşanmazsa, çok taraflı konferansın neredeyse imkânsız olduğunu savundu.

Gazete, BM Genel Sekreterinin çok taraflı konferans toplamaması halinde; bir sonraki hareketlerinin ne olacağı konusunda ortada 3 seçenek bulunduğunu belirtti.

Gazete “Bunlardan birincisinin çözüm sürecinin Ban’ın kararıyla sona erdirilmesi, ikincisinin çözüm sürecinin Güney Kıbrıs’ın AB Dönem Başkanlığı ve Rum tarafındaki başkanlık seçimleri tamamlanana kadar dondurulması, üçüncüsünün de bir şekilde sürecin kurtarılması” olduğunu savundu.

Üçüncü seçenekle ilgili olarak, liderler arasındaki görüşmelerin dışlanması eğilimi bulunduğunu yazan gazete, Hristofyas’ın programının Temmuz itibarıyla yoğun olacağını, öte yandan esas sebebin liderler arasındaki görüşmelerin verimsiz olmasından kaynaklandığını savundu.

Müzakerelerin 2012 yılının ikinci yarısında, liderlerin temsilcileri Yakovu ile Özersay arasında devam etmesine dair bir düşünce bulunduğunu kaydeden gazete, bunun tamamen sürecin korunmasıyla alakalı olduğunu ekledi.

Gazete, ABD ile İngiltere’nin de bu perspektifi desteklemekte olduklarını belirtti.

Rum tarafında sadece Pazar günleri yayımlanmakta olan Kathimerini gazetesi ise “Eroğlu Şimdi Anastasiadis’i Bekliyor” başlığıyla yayımladığı yorum haberinde, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun “Rum tarafının müzakerecisinin değişmesini (yani Nikos Anastasiadis olmasını) umarak, şu an kendisini, 2013 yılının Şubat ayında Rum tarafında gerçekleştirilecek Başkanlık seçimlerine kadar olan zamanı yiyip bitirmeye adadığını” iddia etti.

YUNANİSTAN’IN ABD BÜYÜKELÇİSİ VASİLİS KASKARELİS

Yunanistan’ın ABD’deki büyükelçisi Vasilis Kaskarelis, Amerikalıların, Kıbrıs sorunuyla ilgili çok taraflı bir konferans toplanmasında ısrar etme niyetinde olmadıklarını, bununla birlikte Washington’un şu ana kadar Doğu Akdeniz bölgesindeki politikasını esaslı bir şekilde değiştirmeye yönelik herhangi bir niyet belirtisi göstermediğini söyledi.

Fileleftheros gazetesine demeç veren Yunanlı büyükelçi, önümüzdeki aylarda Kıbrıs sorununda yaşanacak gelişmeler hakkında ise, Long Island’da gerçekleştirilen müzakerelerin sonuçları ve “Türk tarafının” ileri sürülen tutumu göz önüne alındığında, somut bir şey beklenmediğini söyledi.