Şanlıurfa'da 30 bin liralık kumar borcu yüzünden 13 yaşındaki ilköğretim öğrencisi kızı Ş.Ç.'nin kaçırılmasına göz yumduğu iddia edilen baba ile olaya karıştıkları belirlenen 3 şüpheliye ilişkin soruşturma tamamlandı. Adana 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde tutuksuz sanıklar baba A.Ç. (41) ve S.K.(22), M.K. (21), A.K. (55) hakkında, 'çocuğa nitelikli istismar, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma" suçlarından 29 yıla kadar değişik oranlarda hapis cezası istemiyle dava açıldı.

9 Nisan 2012 günü müşteki anne H.Ç. (41) kızı Ş,Ç.'nin üç gün önce kaybolduğunu ve sanıklardan M.K.'nin çocuğu kaçırmış olabileceğini belirtip, suç duyurusunda bulunmasıyla Şanlıurfa Cumhuriyet Savcılığı harekete geçti. H.Ç., eşi A.Ç.'nin 35 bin lira kumar borcu olduğunu, buna karşılık kızının kaçırılmasına müsaade ettiğini öğrendiğini önü sürüp, eşinden şikayetçi oldu. Koca A.Ç. ise ifadelerinde eşi H.Ç.'ye aldığı telefonu kızı Ş.Ç.'nin kullandığını, bu konuda bilgisi olup olmadığını sorduğunda kadının kızarak, evi terk ettiğini söyledi. Kaçırılan çocuğun bulunması için çalışmalarını sürdüren savcılık, Şanlıurfa Sulh Ceza Mahkemesi kararıyla zanlıların telefon konuşmalarını takibe aldı.

Cep telefonları dinlenen zanlı S.K., "O bizim kaçırdığımız kız var ya? Ne yapalım, güzeldi, hoştu, büyüktü, olgundu; biz bilmiyorduk ki kimliğinde küçük?" şeklinde konuştuğu, tespit edildi. Diğer şüphelilerden A.K. ise beyanlarında oğlu M.K. ile Ş.Ç.'nin şehirden ayrıldığını ve babası A.Ç.'den kızı istediğini belirtti. İddiaya göre, 30 bin lira başlık parası isteyen ve "Bu parayı verirseniz uzatmayız, barış sağlarız." diyen baba A.Ç.'nin bu teklifini A.K. kabul edip, söz konusu parayı iki taraf arasında aracılık yapan B.K.'nin yardımıyla kendisine teslim etti.

M.K. tarafından Adana'nın Karataş ilçesine kaçırıldığı belirlenen Ş.Ç. ise ilk açıklamalarında rızası ile kaçtığını kaydetti. Ş.Ç. daha sonra Adana Cumhuriyet Savcılığı'nda zanlı M.K.'nin kendisine öğrettiği şekilde beyanda bulunduğunu anlattı.

Bu arada Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı ve Adana Devlet Hastanesi'nce düzenlenen raporda mağdur Ş.Ç.'nin 16 yaş kız çocuk kemik yaşı ile uyumlu olduğu yönünde kanaat bildirildi. Ş.Ç. koruma altına alındığı bakım merkezi müdürlüğüne yazdığı dilekçede, M.K.'nin 35 bin lira karşılığından kendisini babası ve amcalarından satın aldığını öne sürdü.

"KIZIN RUH SAĞLIĞI BOZULMUŞTUR"

Cumhuriyet savcısı iddianamesinde, şu bilgilere yer verdi: "Şüpheli M.K. babası A.Ç.'nin bilgisi dâhilinde mağdure ile iletişime geçti. Kızın yaşının küçüklüğünden de faydalanarak hile yoluyla birlikte kaçmaya ikna etti. Diğer zanlılar A.K. ile S.K., M.K.'nin suçu işlemesine yardımcı oldu. Kızın şüpheli babası A.Ç. ise başlık veya başka bir ad altında 30?35 bin lirayı A.K.'den B.K.'nin aracılığıyla aldığı? Ç.Ü Tıp Fakültesi ve Devlet Hastanesi'nin yaş tespitine ilişkin raporuna cumhuriyet başsavcılığımızca itibar edilmemiştir. Cinsel istismar gibi yüz kızartıcı bir suça ilişkin kusurluluğu bu konuda en son merci olan İstanbul Adli Tıp Kurumu'nca yapılması gerekir. Bu kapsamda mağdurenin kimlik yaşının esas alınması lazım. Kız hileli davranışlarla bu suça maruz bırakılmıştır. Şüpheli M.K'nin 15 yaşından küçük mağdura cebir ve hile ile cinsel istismarda bulunmuş. Aynı suç kastı altında zincirleme şekilde gerçekleştirip, kızın ruh sağlığı bozulmuştur. Diğer şüpheliler ise bu eylemi kolaylaştıracak şekilde davranışta bulunarak, suça iştirak etmişlerdir."

Sanıklar önümüzdeki günlerde hakim karşısına çıkacak.