Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas’ın, Ulusal Konseyin önümüzdeki dönem içerisinde izlenmesi gerekecek olan politikayla ilgili olarak oybirliğiyle bir karara varması için, dört noktadan oluşan somut bir öneride bulunduğu açıklandı.

Haravgi’nin haberine göre, Rum hükümeti Sözcüsü Stefanos Stefanu, Hristofyas’ın ortaya koyduğu dört noktayı şöyle özetledi:

“Hristofyas’ın Ulusal Konseye yönelik önerisi ilk olarak 18 Eylül 2009 ortak açıklamasının yeniden teyit edilmesiyle ilgilidir. İkincisi yapılan müzakerelerle ilgilidir. Üçüncüsü Kıbrıs Cumhuriyetinin uluslararası alandaki faaliyetlerinin; Türkiye’nin olumsuz ve kışkırtıcı tavrının şikâyet edilmesi ve bununla başa çıkılması için, hükümetin Meclis ve partilerle yapacağı işbirliğiyle devam etmesi ve yoğunlaşmasıyla alakalıdır. Dördüncüsü ise, Rum tarafının yararlı olacağını düşündüğü takdirde kullanabileceği genel bir çözüm çerçevesi oluşturulması için çabalar üstlenilmesiyle ilgilidir.”

Gazete Stefanu’nun, Ulusal Konsey’in ortak bir açıklamaya varma konusundaki başarısızlığını haklı çıkarmak için, Hristofyas’ın Ulusal Konsey üyeleriyle güya kavgaya tutuştuğunu öne süren bazı siyasi partilerin iddialarını kabul etmediğini de yazdı.

Habere göre Stefanu, “çeşitli siyasi partilerin, Ulusal Konseyin sadece Rum tarafının görüşleri ve Eroğlu’nun reddetmekte olduğu görüşleriyle ilgili makul bir azınlık ve çoğunluk oluşturmasını amaçladıklarını” savundu.

Habere göre Stefanu, Hristofyas’ın “Ulusal Konsey’in 18 Eylül 2009 tarihli ortak açıklamasına tutarlı kalarak, Kıbrıs sorununa, BM’nin Kıbrıs’la ilgili kararları, uluslararası ve Avrupa hukuku ilkeleri aynı zamanda 77-79 Doruk Anlaşmalarına dayanacak olan bir çözüm bulunması için çabalarına devam edeceğini” vurguladı.

Bazı siyasi partilerin Hristofyas’ın Ulusal Konsey üyeleriyle kavga ettiğine dair söylemleri konusunda ise Stefanu “tam aksine” yanıtını verdi.

Stefanu “Hristofyas’ın, akşamki oturumda görüşlerini ifade edebilmeleri için Ulusal Konsey üyelerine sabahki oturumda dört noktadan oluşan bir öneri sunduğunu; bunun çeşitli gelişmeler ışığında neler yapılması gerektiğiyle ilgili ortak bir tutum belirlenmesi amacı taşıdığını” belirtti.

Ulusal Konseyin makul bir azınlık ve çoğunlukla değil, oybirliği koşuluyla her daim bir danışma kurumu olarak işlev gösterdiğini dile getiren Stefanu, bazı siyasi partilerin Ulusal Konseyin şu an makul bir azınlık ve çoğunlukla işlev göstermesini istediklerine dikkat çekti.

Stefanu, Ulusal Konseyin danışmanlık rolünün, Konseyin işleyişiyle ilgili olarak 2008 yılının Kasım ayında yapılan özel bir toplantıda, tüm üyeler tarafından teyit edildiğini anımsattı.