Prostatın, yaşın ilerlemesi ile vücuttaki hormonal dengenin değişmesi sonucu büyüdüğünü belirterek, ’’Eğer hastanın bir yakınması yok ise (idrarda incelme, sık idrara gitme, idrarı rahat boşaltamama, idrar kaçırma gibi) ve yapılan incelemelerde idrar kesesi veya böbreklerde etkilenme yoksa tek başına prostat büyümesi hastalık olarak kabul edilmez, hatta tedavi gerektirmez’’ dedi.

Uyan, hastalığın tedavisine şu yakınmalarda başlanması gerektiğini belirtti:

’’- İdrar akışında zayıflama

- Gece idrara çıkma (1 den fazla)

- Sık idrara gitme

- İdrara başlarken bekleme

- Kesik kesik ya da çatallı idrar yapma

- İdrarını tam boşaltamama

- İdrar tutamama’’.

Uyan, ilaçlarla tedaviyle hastanın yakınmaları düzelmiyorsa ya da hastanın yakınması olsun olmasın, mesanede taş oluşması, böbreklerde bozulma, ilaçla geçmeyen idrar yolu enfeksiyonu, hiç idrar yapamayıp sonda takılmasına gereksinim duyulması gibi durumlarda ameliyatın gündeme geleceğini kaydetti.

Uyan, prostat ameliyatlarındaki gelişmeleri şöyle anlattı: ’’Bundan bir kaç yıl öncesine kadar yalnızca 70-80 gr altındaki prostatlarda kapalı (TUR) ameliyatları uygulanabilmekteydi. Çünkü daha büyük prostatlarda operasyon süresi uzamakta, vücut sodyum seviyesinde düşme ve buna bağlı beyin ödemine yol açabilen ciddi bir komplikasyon olan Tur sendromu görülmekteydi.

Günümüzde ise plazma vaporizasyon teknolojisi ile her boyuttaki prostata kapalı ameliyat yapmak mümkün. Bu teknoloji ile yapılan kapalı prostat ameliyatlarında Tur Sendromu olasılığı 0’ dır.

Ayrıca kanama, idrar kaçırma, ereksiyon (sertleşme) kaybı gibi komplikasyonların hemen hiç görülmemesi ve patolojik inceleme için doku örneği alabilme avantajlarının olması da plazma vaporizasyon ile prostat ameliyatını güvenli ve tercih edilir kılmaktadır’’