Atatürk Ayasofya'yı Neden Camiden Müzeye Çevirdi?

Türkiye'nin kororonavirüse karşı mücadelesini sürdürdüğü bu günlerde eski bir tartışma yeniden gündeme geldi; Ayasosya'nın ibadete açılması... Konu; dini, tarihi, hukuki ve siyasi açılardan tartışılıyor. Gözler 2 Temmuz'da Danıştay'dan çıkacak kararda. 

İstanbul'un fethinin ardından Fatih Sultan Mehmet tarafından kiliseden camiye çevrilen Ayasofya, 1934 yılında Atatürk'ün direktifi üzerine Bakanlar Kurulu'nda alınan kararla ibadete kapatılıp müzeye çevrildi. Peki Atatürk'ü bu karara iten sebep veya sebepler nelerdi? Hürriyet gazetesinden Sedat Ergin, bu soruyu Koç Üniversitesi'nden Prof. Zafer Toprak' a sordu.

"Atatürk Türkiye’nin tarihini bütün uygarlıkları kapsayan bir derinlik içinde görüyordu"

Prof. Zafer Toprak 

Toprak şunları kaydetti:

"1930’lu yıllarda Cumhuriyet projesinin önemli bir boyutu Türkiye’nin yeni insanını inşa ederken onun geçmişle bağını güçlendirecek açılımlardan geçiyordu. Atatürk de Türkiye’nin tarihini, geçmişini bu topraklardaki bütün uygarlıkları da kapsayan bir derinlik içinde görüyordu. Bu bakış, Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşundan önce de Anadolu’da var olmuş bütün uygarlıkları, bu çerçevede Doğu Roma İmparatorluğu’nu da kapsayan bir bütünlük içeriyordu. O yıllarda arkeolojinin ve müzelerin önem kazanması çabaları hep bu bakış içinde değerlendirilmelidir. Müzeler bu bakışın önemli bir aracıydı. Ayasofya’nın müze yapılması kararı bu çerçevede görülmelidir.”

"Atatürk bu adımı ‘Batı ne der’ diye atmadı"

Alınan kararı “Atatürk’ün hümanist bakışı ve uygarlık anlayışının bir sonucu” olarak değerlendiren Toprak, “Atatürk bu adımı ‘Batı ne der’ diye atmamış, tümüyle kendi hümanist görüşü doğrultusunda hareket ettiği için bu kararı almıştır. Bu, kendi birikiminin, değerlerinin, felsefi bakışının bir yansımasıdır. Böylelikle, Ayasofya’yı insanlığın ortak mirasının bir parçası haline de getirmiştir" dedi.

Kararnamedeki imza sahte iddiası

Kararnamedeki imza sahte iddiası
 

Öte yandan, 24 Kasım 1934 tarihinde Ayasofya'nın müzeye dönüştürüşmesine ilişkin Bakanlar Kurulu kararı ve karardaki Atatürk imzasının sahte olduğu iddiası da yeniden gündeme geldi. Bu iddiayı dile getiren Türk Tarih Kurumu’nun eski başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, Milliyet'ten Mert İnan'a şunları anlattı:

“Söz konusu kararname hiçbir zaman Resmi Gazete’de yayımlanmadı. Tarih ve sayı numaraları da yok. Açık bir hukuksuzluk var. Atatürk’e ait olduğu söylenen ıslak imza sahte. Mustafa Kemal Paşa, Atatürk ünvanını almadan önce karananmeye Atatürk imzası atılmış. Ancak soyadı kanunundan sonraki imzaları ile kararnamadeki imzası birbirine hiç benzemiyor. 1934’te avludaki mozaiklerin ortaya çıkarılması için 9 kişilik heyet kuruldu. O dönem Ayasofya’nın etrafı dükkanlarla dolu ve çevresi harap haldeydi. 1931’de çevre düzenlemelerine başlandı. 1934’de sıva tozları nedeniyle halılar sökülünce kısa bir süreliğine ibadete kapatıldığı duyuruldu. Atatürk’ün ölümüne kadar açılması geciktirildi. Sonrasında ise sahte imza dayanak yapılarak müzeye dönüştürüldü. Ayasofya’nın müze yapılmasına ilişkin kararnamede ABD Büyükelçisi Joseph Grew ve Amerika Bizans Enstitüsü’nden Thomas Whittemore’un entrikaları olduğuna dair bulgular var.”

Atatürk Ayasofya'yı Neden Camiden Müzeye Çevirdi?
 

Sinan Meydan: "Atatürk'ün yeni soyadıyla attığı ilk imza"

 

Tarihçi Sinan Meydan, salı akşamı Habertürk'te Teketek programına Yusuf Halaçoğlu ile birlikte katılarak Ayasofya'nın müzeye çevrilmesine ilişkin iddiaları tartıştı. 

"İmzanın Atatürk'e ait olmadığı iddiası doğru değil" diyen Meydan, "Bu belge bizim elimizde ama nedense görülmüyor. Atatürk'e soyadı ne zaman verildi? TBMM, 24 Kasım 1934 tarihinde verdi Atatürk'ün soyadını. Bu tarih aynı zamanda Ayasofya'nın müze olmasına karar veren kararnamenin tarihidir. Mustafa Kemal Atatürk, bu kararın verildiği gün Atatürk soyadını alıyor. İmzasının bir günde oturması mümkün değil tabii ki. Ayasofya'nın müzeye çevrilmesi kararnamesi, Atatürk'ün ilk attığı imzadır yeni soyadıyla. Atatürk'ün 1934 yılının aralık ayından sonra atacağı o klasik imzanın ilk prototipidir bu imza" değerlendirmesinde bulundu.