Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile telefon görüşmesinde, iki liderin en kısa sürede yüz yüze görüşmeleri kararlaştırıldı.

İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un medya kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle yaptığı toplantıda, görüşmeye ilişkin bilgi verdi.

Altun, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Rusya Devlet Başkanı Putin ile saat 10.15'te yaptığı görüşmede, İdlib'de dün rejim tarafından Türk askerlerine yapılan hain saldırının ele alındığını bildirdi.

Fahrettin Altun, görüşmeye ilişkin şunları kaydetti:

"Sayın Cumhurbaşkanımız, şehitlerimizin kanlarının asla yerde bırakılmayacağını açık ve net şekilde vurgulamıştır. Doğrudan ülkemize saldırıldığı ortamda, rejimin her unsurunun Türkiye için meşru hedef olduğunu ve ateş altına alınacağını belirtmiştir. Bununla birlikte rejimin Soçi Mutabakatı'na uymaya mecbur edilmesini beklediklerini dile getirmiştir.

Sayın Cumhurbaşkanımız, bu tür saldırıların Türkiye'yi İdlib konusundaki yaklaşımından geri çevirmediği gibi tam tersine daha da kararlı hale getirdiğini belirtmiş, Astana sürecinin taraflarının ve uluslararası toplumun sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini vurgulamıştır. Rusya'nın bu anlamda çok açık şekilde Soçi Mutabakatı'nın 3'üncü maddesi gereğince rejimi durdurma sorumluluğunu hatırlatmıştır. Bu görüşmede karara bağlanan önemli bir husus da iki liderin en kısa sürede bir araya gelerek, yüz yüze görüşmelerinin sağlanması kararı olmuştur."

İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Türkiye'nin dünden beri rejim hedeflerine yönelik ciddi saldırı gerçekleştirdiğini belirterek, 10 Şubat'tan bu yana toplam 2 bin 38 rejim askerinin etkisiz hale getirildiğini, 78 tank, 29 zırhlı araç, 53 top obüs, 27 askeri araç ve 9 mühimmat deposunun bombalandığını bildirdi.

İdlib'de Türk askerlerine yönelik saldırının, "elim" ve "kahreden" bir hadise olduğunu belirten Fahrettin Altun, "Devlet olarak milletimize karşı sorumluluğumuz çerçevesinde metanetli davranarak ve beka mücadelemizi sürdürme adına atmamız gereken adımları atmaya devam ederek, burada verdiğimiz haklı mücadeleyi sürdürecek ve kararlılığımızdan hiçbir şekilde vazgeçmeyeceğiz." diye konuştu.

"MÜLTECİ SORUNUNUN ÇÖZÜMÜNE İLİŞKİN EN SOMUT PROJE"

Fahrettin Altun, Türkiye'nin terörle mücadelede bütün terör örgütleriyle ayrım yapmaksızın mücadelesini sürdürdüğünü ve uluslararası toplum içinde istisnai bir konum elde ettiğini belirtti.

 Güvenli bölge teziyle mülteci sorununun çözümüne ilişkin en somut, net ve uygulanabilir projenin ortaya konulduğunu anlatan Altun, "Sayın Cumhurbaşkanımız, bütün ikili görüşmelerinde, uluslararası temaslarında, mülteci sorununun çözümüyle, güvenli bölge tesisiyle ilgili buradaki imar süreçlerine kadar, bütün teknik çalışmalarla birlikte atılması gereken adımları ortaya koymuştur." dedi. 

"KARARLILIĞIMIZDAN HİÇBİR ŞEKİLDE TAVİZ VERMEDİK VE VERMİYORUZ"

Bu iki sorunun çözümü noktasında Türkiye'nin çok ciddi bir gayret gösterdiğini aktaran Altun, şöyle devam etti:

"Cumhurbaşkanımızın kararlılığı milletimizin irfanı ve kahraman Mehmetçiğin mücadelesiyle Suriye krizinin ülkemize taşmasını engellemeye dönük, milli güvenliğimizi, barış ve istikrarımızı tehdit etmesine dönük çok ciddi önlemler aldık ve bu sayede örneğin 6-8 Ekim olaylarında olduğu gibi, DEAŞ ve PKK'nın şehirlerimizde gerçekleştirdikleri terör saldırıları gibi, elim hadiselerin bir dönemden sonra önüne geçilmiş oldu. Eğer bu adımlar atılmasaydı kriz Türkiye sınırlarının içine şehirlerimize sıçramış ve gündelik hayatımızı çok ciddi anlamda tarumar etmiş olacaktı. Geldiğimiz nokta itibarıyla yine aynı kararlılıkla ülkemizin bütünlüğü, birliği, milli güvenliği için biz adımları atmaya devam ediyoruz. Kararlılığımızdan hiçbir şekilde taviz vermedik ve vermiyoruz."

"REJİM, TÜRKİYE AÇISINDAN MEŞRU HEDEF"

Türkiye'nin dünden beri rejim hedeflerine yönelik ciddi saldırı gerçekleştirdiğini, rejim hedeflerinin Türkiye Cumhuriyeti açısından meşru hedef konumunda bulunduğunu belirten Altun, dünden bu yana yapılan saldırıların rejime çok ciddi kayıplar verdirdiğini anlattı.

Altun, 10 Şubat'tan bu yana toplam 2 bin 38 rejim askerinin etkisiz hale getirildiğini, 78 tank, 29 zırhlı araç, 53 top obüs, 27 askeri araç ve 9 mühimmat deposunun kullanılamaz hale getirildiğini bildirdi.

İletişim Başkanı Altun, Türkiye'nin, Suriye krizinin başından beri uluslararası hukuk referanslarıyla hareket ettiğini, bütün muhataplarının da bu çerçevede hareket etmesini istediği mesajını verdiğini kaydetti.

"UÇUŞA YASAK BÖLGE UYGULANMASI SON DERECE HAYATİ BİR UNSURDUR"

Krizi sonlandırmak için uluslararası toplumun el birliğiyle hareket ederek sivilleri korumak için müdahalesinin şart olduğunu belirten Altun, şu ifadeleri kullandı:

"Uçuşa yasak bölge uygulanması son derece hayati bir unsurdur. İdlib'de iki yıldır katliamı büyük ölçüde engelleyen düzen yine Türkiye'nin katkısıyla kurulmuştur. Türkiye, Rusya ve İran gözetiminde, Astana Süreci'nde kurulan yapı, iki yıldır katliamların boyutunu ciddi anlamda düşürmüş, fakat engelleyememiştir. Bu noktada gerek Rusya gerek İran'a sürecin garantörleri olarak sorumluluklarını hatırlatıyoruz, hatırlatmaya devam edeceğiz. Bu süreçte, namlusunu, Türk askerine doğrultan Esed rejimiyle bir an önce diyalog çağrısına bizi çağıran aktörleri de milletimizin vicdanına havale ediyoruz.