Yaklaşık 9 ay sonra özgürlüğüne kavuşan teknik direktör Bülent Uygun, Metris'teki yaşantısını, parmaklıklar ardından dış dünyaya bakışını anlattı. Uygun, cezaevinde geçirdiği süreye tepkisini ilginç benzetmelerle dile getirdi.

Uygun'dan inciler


Fatmagül'e tecavüz edenler tahliye oldu...
Kerim cinayetten tahliye oldu...
Küzey cinayetten tahliye oldu...
Ali Kaptan cinayetten tahliye oldu...
İffet'in babası, Cemil'i vurmaktan tahliye oldu...
Behzat Ç. tahliye oldu...
Polat'ın çiçeği burnunda karısı tahliye oldu...
IMF Başkanı tecavüzden tahliye oldu...
Yer-Gök Aşk'ta Cüneyt uyuşturucudan tahliye oldu...
Firar'da nadir baktı ki tahliye yok, O da firar etti...

ONURSUZLUK ONURSUZLUKTUR

Teşvik almadım, alamm da mümkün değil. Onursuzluk onursuzluktur, adının ne olduğu hiç önemli değil.

ALLAH O GÜN CANIMI ALSIN

Hayatımın hiçbir döneminde ne şike yaptım, ne şike yapmayı aklımdan geçirdim. Hayatımın bundan sonraki bölümünde şike yapmayı aklımdan bile geçirirsem Allah o gün canımı alsın.

O KADAR ÇOK KES YAPIŞTIR VAR Kİ

Yemin ediyorum; iddianameyi okurken yahu, 'acaba ben bir şey yaptım da, haberim mi yok' dedim. Çünkü o kadar çok kes-yapıştır var ki! Fakat hepsini okuduktan sonra anladık ki, 10 küsur yıllık dostla yenilen yemekler var suç kapsamında...

NEFSİMİ KÖRELTMEK İÇİN TUVALET TEMİZLİYORDUM

Çiğ et yemedim ki karnım ağrısın... Suçsuzluğunu bilince insan, güçlü oluyor. Fakat yine de bazı uğraşlar içine girdim. Nefsimi köreltmek için tuvalet temizliyordum. İçimdeki sıkıntıyı atmak için badminton kursuna katılıyordum. Beynimi zinde tutabilmek, özgürlüğe daha güçlü kavuşabilmek için kitap okuyordum.

AKLANANA KADAR YATMAYA RAZIYIM

Herkes 'kanun değişecek, suçlular çıkacak' falan diyordu. Bir isyan, bir isyan... Masaldı tüm bunlar... Ne kanunun değişmesini, ne cezaların inmesini bekleyen vardı Metris'te. Kendi adıma konuşayım; benim böyle bir şekilde çıkmayı ne gönlüm ne onurum kabul ederdi. Hep aynı şeyi söyledim; aklanana kadar razıyım yatmaya, ister hücrede, ister koğuşta