Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün, Kıbrıs sorununun çözümü yolundaki en önemli engellerden birinin Kıbrıs Türk halkı üzerinde ulaşımdan eğitime, yatırımdan spora kadar her alanda uygulanmakta olan haksız ambargolar olduğuna dikkat çekerek, İslam dünyasının ambargoların kalkması yönünde somut adımlar atarak çözüm sürecine de olumlu katkı koymuş olacağını belirtti.

Özgürgün, “Gönülden inanıyoruz ki, Kıbrıslı Rumların tüm engellemelerine rağmen, İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi kardeş ülkelerin desteğiyle KKTC’nin ekonomik kalkınması devam edecektir” dedi.

Dışişleri Bakanlığı ile İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) İslam Kalkınma Bankası ortak organizasyonunda “Fırsatlar Adası” sloganıyla düzenlenen “Kuzey Kıbrıs’ta Yatırım” konulu forumda açılış konuşmasını Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün yaptı.

Dışişleri Bakanlığı ile KKTC’nin gözlemci üye olduğu İslam İşbirliği Teşkilatı’na bağlı bir kuruluş olan İslam Kalkınma Bankası’nın ortak organizasyonunda düzenlenen “Kuzey Kıbrıs’ta Yatırım” konulu forum vesilesiyle katılımcıları ülkede ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu belirterek konuşmasına başlayan Özgürgün, “Öncelikle, İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Sayın Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu’na, Kıbrıs Türk halkına vermekte olduğu büyük destek ve bu önemli etkinliğin gerçekleşmesi için göstermiş olduğu değerli çabadan ötürü en derin şükranlarımızı sunmak istiyorum” dedi.

Özgürgün,  etkinliğin gerçekleşmesini mümkün kılan İslam Kalkınma Bankası Başkanı Dr. Muhammed Ali’ye de katkılarından ve sağladığı teknik destekten dolayı teşekkür etti.

Forum’un Kuzey Kıbrıs’taki yatırım olanakları konusunda bilgi edinilmesine ve Kıbrıs Türk işadamları ile İslam İşbirliği Teşkilatı’na üye kardeş ülke yatırımcıları arasındaki işbirliğinin daha da gelişmesine önemli katkı sağlayacağına inandığını ifade eden Özgürgün, şöyle devam etti:

“Hepinizin istediği gibi Birleşmiş Milletler kapsamlı çözüm planına ilişkin 2004 yılında Kıbrıs’ta gerçekleştirilen referandumun ardından, Kıbrıs sorunu yeni bir boyut kazanmıştır. Kıbrıs Rum tarafının büyük çoğunluğunun hayır oyu, BM  Genel Sekreteri’nin referandumun hemen ardından Güvenlik Konseyi’ne sunduğu 28 mayıs 2004 tarihli raporunda da vurguladığı üzere, sadece bir çözüm planı değil, adada kapsamlı bir çözümün de reddedilmesi anlamına gelmektedir. 

Adada bir çözüme ulaşmak iradesini sürdüren Kıbrıs Türk tarafının ilk adımı atmasıyla, eylül 2008’de kapsamlı müzakere sürecinin yeniden başlanması sağlanmıştır. Kırk yılı aşkın süreden beri devam eden müzakereler sonucunda temel çözüm parametreleri iyice yerleşmiş ve ilgili tüm taraflarca bilinmektedir.  Bu bağlamda, siyasi eşitlik ve iki kesimliliğe dayalı, eşit statüde iki kurucu devletten oluşan yeni bir ortaklık kurulacaktır. Kıbrıs Türk tarafı her zaman ortaya koyduğu yapıcı tutumu bu müzakere sürecinde de kararlılıkla sürdürmektedir. Ancak, mevcut süreç Rum tarafının sürdürmekte olduğu uzlaşmazlık politikaları nedeniyle şu ana kadar çözüm üretememiştir.

Kıbrıs sorununun çözümü yolundaki en önemli engellerden bir tanesi de Kıbrıs Türk halkı üzerinde ulaşımdan eğitime, yatırımdan spora kadar her alanda uygulanmakta olan haksız ambargolardır. Kıbrıs Türk sporcular uluslararası spor etkinliklerine bile katılamamaktadırlar. Ambargoların kaldırılmasının, Kıbrıs sorununun çözüm sürecine yapacağı olumlu katkı göz ardı edilmemelidir. Kıbrıs Türk halkı olarak karşı tarafla eşit koşullarda masaya oturduğumuz takdirde, Kıbrıs Rum liderliği çözüm müzakerelerinde daha yapıcı ve uzlaşıcı bir tavır takınmaya mecbur kalacaktır. İslam dünyası ambargoların kalkması yönünde somut adımlar atmak suretiyle çözüm sürecine de olumlu anlamda katkı koymuş olacaktır.

Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Avrupa Birliği dönem başkanlığını üstleneceği 2012 yılının ikinci yarısından önce mevcut fırsat penceresi kapanmadan bir çözüm bulunmasını içtenlikle arzu etmekteyiz. Ancak, uluslararası camianın Kıbrıs Rum liderliğini müzakere sürecine samimi ve yapıcı bir anlayışla dahil olması ve Kıbrıs Türk tarafının yapıcı tutumuna karşılık vermesi konusunda teşvik etme zamanı gelmiştir.”

“İİT’NİN VERDİĞİ DESTEK ÖNEMLİ”

İslam İşbirliği Teşkilatı’na üye ülkelerin Kıbrıs Türk halkının haklı davasına İslam İşbirliği Teşkilatı kararları ve bildirileri uyarınca vermekte oldukları desteğin Kıbrıs Türkü açısından önemine dikkat çeken Hüseyin Özgürgün, “Bu karar ve bildiriler, üye ülkelerle başta ulaşım, ticaret, turizm, kültür, eğitim ve spor olmak üzere her alanda ilişkilerimizi güçlendirme hususunda çağrı yapmaktadır. Üye ülkelerin bu yönde somut adımlar atmaları şüphesiz ki en büyük beklentimizdir” ifadelerini kullandı.

“Gönülden inanıyoruz ki, Kıbrıslı Rumların tüm engellemelerine rağmen, İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi kardeş ülkelerin desteğiyle, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ekonomik kalkınması devam edecektir” diyen Özgürgün, foruma katılan işadamı ve yatırımcıların ülke insanıyla kuracakları iş ilişkileri ve geliştirecekleri ortak projelerin bu yönde atılacak somut adımları teşkil edeceğini vurguladı.

YABANCI YATIRIMIN TEŞVİKİ

Yabancı yatırımın teşvik edilmesinin hükümetin kalkınma programının en birincil amaçlarından olduğunu kaydeden Özgürgün, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde özellikle turizm sektöründe oldukça fazla imkanlar bulunduğunu,otel ve konferans turizmi, özel ilgi turizmi gibi olanakların da aralarında yer aldığı oldukça geniş yelpazedeki yatırım imkanlarının yabancı işadamlarına sunulmakta olduğunu vurguladı.

“Bu alanlara ilaveten, özellikle son dönemde büyük gelişme gösteren sağlık turizmi ve tarıma dayalı sanayi gibi sektörler önem kazanmaktadır” diyen Özgürgün şöyle dedi:

“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti hükümetinin desteğinin, ülkemize yatırım yapma arzusunda olan tüm yatırımcıların yanında olduğu hususunda sizleri temin etmek isterim. Bu çerçevede, İslam İşbirliği Teşkilatı’na üye ülkelerden yatırımcıları ülkemizde görmek bizlere büyük güç verecektir.  Hükümetimizin ilgili birimleri tüm sektörlerde mevcut geniş iş imkanlarını araştırmak isteyen tüm yatırımcı ve iş adamlarının  hizmetinde olacaktır.

Anavatan Türkiye’mizin sağladığı katkılarla gerçekleştirilen altyapı projeleriyle yatırım iklimi büyük ölçüde gelişmiş ve ülkenin altyapısı adeta bir transformasyon geçirmiştir. Devlet eliyle gerçekleştirilen bu projelerle birlikte özel sektör yatırımları da son yıllarda ivme kazanmıştır. Bu çerçevede, ülkemize büyük projelerle gelip yatırım yapan değerli işadamları ve şirketlerin eserleri de hepimiz için kıvanç kaynağıdır.

Ülkemizin çehresini baştan aşağıya değiştirecek nitelikte olan bir başka büyük proje olan KKTC’nin uzun vadeli içme, kullanma ve sulama suyu ihtiyacının karşılanması maksadıyla anavatan Türkiye’den KKTC’ye boru hattı ile su iletimi projesinin 2014 yılında tamamlanması için çalışmalar yoğun bir biçimde devam etmektedir. Ayrıca, Türkiye’den yatırımcılar Bafra bölgesinin kalkınmasını hızlandırmak amacıyla bölgede çok büyük turizm yatırımları yapmaktadır. Bu bağlamda, İslam İşbirliği Teşkilatı’na üye ülkelerden gelen işadamlarının da benzer yatırımlar yapmalarını temenni etmekteyiz.”

İŞBİRLİĞİ

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile İslam İşbirliği Teşkilatı arasında tesis edilen çeşitli seviyelerdeki işbirliğine büyük önem atfetmekte olduklarını kaydeden Özgürgün,  İslam işbirliği Teşkilatı’na üye ülkeler ile yıllar içerisinde yeni ve önemli ilişkiler kurmuş olmaktan da büyük memnuniyet duyduklarını söyledi.

İslam İşbirliği Teşkilatı toplantılarında üye ülkelere Kıbrıs Türk halkı ile temas ve ilişkilerini geliştirmeleri çağrısında bulanan kararların üretilmesine devam edilmesinin Kıbrıs Türk halkı  için önemine dikkat çeken Özgürgün, şöyle dedi:

“Sayın cumhurbaşkanımızın Cidde’ye yaptığı resmi ziyaret vesilesiyle, 7 nisan 2012 tarihinde İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreterliği’nin yayınladığı basın bildirisinde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin gözlemci üye olarak İslam İşbirliği Teşkilatı nezdinde Cidde’ye temsilcilik açması düşüncesini  İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu’nun memnuniyetle karşıladığı ve  temsilcilik açılmasının İslam İşbirliği Teşkilatı ile KKTC arasındaki ilişkileri genişletmek için bir fırsat sunacağı ifade edilmiştir. İslam işbirliği teşkilatı ve üye ülkelerle ilişkilerimizi daha da geliştirecek olan temsilciliğin Cidde’de açılması yönünde çalışmalarımız devam edecektir. Sayın genel sekretere bu girişimimize vermekte olduğu destek için de ayrıca teşekkür etmek istiyorum.     

İslam işbirliği teşkilatı ile gelişen ilişkilerimiz çerçevesinde, ülkemizin üye ülkelerde gerçekleşen birçok İslam İşbirliği Teşkilatı etkinliğine katıldığı gibi, teşkilatın bazı önemli etkinliklerine de ev sahipliği yaptığını vurgulamak istiyorum.

Bu bağlamda, İslam İşbirliği Teşkilatı’na üye ülkelerde yüksek öğrenim hizmetleri konulu forum ve sergi etkinliği geçtiğimiz yıl dışişleri bakanlığımızın ev sahipliğinde gerçekleştirilmiştir. Sözkonusu etkinliğin ülkemizdeki üniversitelerin tanıtımı ve yüksek öğrenimimizin gelişmesi açısından olduğu kadar teşkilatımıza üye ülkeler ve eğitim kurumları arasındaki işbirliği imkanlarının gelişmesi açısından da çok faydalı olmuştur. Bu gibi etkinliklere ülkemiz ev sahipliği yapmaya devam edecektir.”
 

Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün konuşmasının sonunda, İİT’ye ve kurumlarına katkılarından ötürü teşekkürlerini yineleyerek, yatırım forumunun Kıbrıs Türk halkı ve İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi kardeş ülke halkları arasındaki dayanışmayı ve işbirliğini daha da güçlendirmesini diledi.