Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Kıbrıs müzakerelerinin bir zaman limitine bağlanması gerektiğine işaret ederek, bu zamana limiti içinde bir anlaşma olmaması halinde alternatiflerin ortaya çıkacağını söyledi.

Müzakerelerin ancak yeni koşullarda devam ettirilmesi gereğine vurgu yapan Eroğlu, uzlaşmaya niyeti olmayan Rum tarafının her istediğinin verilmesi halinde Kıbrıs Türkü’nün adada yaşama şansı kalmayacağını belirtti.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, bugün KKTC'yi Koruma Derneği Başkanı Nejat Kocaismail ve beraberindeki heyetle görüşmesi öncesinde yaptığı açıklamada, Güney Kıbrıs’ın AB Dönem Başkanlığı konusunda endişe edecek bir durum bulunmadığını söyledi.

Müzakerelerin teknik düzeyde devam ettirileceğini kaydeden Eroğlu, “Çünkü 1 Temmuz’dan sonra görüşmelerin devam etmesinden bir sonuç almak mümkün değil. Bu görüşü BM Genel Sekreteri de ortaya koymuştur” dedi.

Eroğlu, Türk ve Rum üyelerden oluşan 7 teknik komitenin güven artırıcı önlemlerle ilgili çalışmaları müzakere etmesini sağlayacaklarını kaydetti.

Güney Kıbrıs’taki seçimde seçilecek başkanın politikasını da bekleyeceklerini kaydeden Eroğlu, “Yıllardan beridir müzakereler ucu açık şekilde devam ediyor. Müzakerelerin ucu açık şekilde devam etmesiyle bir sonuca varmak mümkün değildir. Ambargolar altındayız” dedi.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, AB ve BM üyeliğinin yanı sıra AB Dönem Başkanlığı’nı üstlenecek Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin ucu açık bir şekilde Türk tarafının müzakere masasında 40 sene daha tutma gayretinde olabileceğini söyledi. Eroğlu, şöyle devam etti:

“Halkımızın artık öyle bir tahammülü yoktur. Ucu açık şekilde değil, bir zaman limiti konularak müzakerelerin devam ettirilmesi gerekir.. Kıbrıslıca bir çözümse bu, o zaman sadece Rumlar’ın ‘hayırlarına’ göre müzakere edecek değiliz. Bizim de hayırlarımız vardır. Dolayısıyla iki tarafın evet diyeceği noktalarda buluşalım. Buna göre müzakereleri devam ettirelim”

Rumların garantörlerin de katılacağı çok taraflı toplantıya karşı olduklarını hatırlatan Eroğlu, “Bir noktada buluşmamız lazım ki bunun adı Kıbrıs’ta bir çözüm olsun. Rumların her hayır dediğini, BM kabul edecek ve öyle bir çalışma temposuna sokacaksa, o tempo içine girmek ve anlaşmaya varmak mümkün değil” dedi.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, müzakerelerin 1968’den beri devam ettiğini ancak bir anlaşmanın olmadığına işaret ederek, bugüne kadar ortaya çıkan bütün anlaşma metinlerine hayır diyen Rum tarafının, bundan sonra ortaya çıkacak metne evet diyeceğine kimin kefil olacağını sordu.

Eroğlu, müzakereleri “iki toplum lideri” olarak sürdürdüklerini ancak karşıda tanınmış bir devlet bulunduğunu kaydederek, “Müzakereler devam ettiği sürece sizi kimse tanımaz” dedi.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, şöyle devam etti:

“Rumların evet demesini beklersek, 100 sene daha müzakereleri devam ettirmek demektir. Onun için bir zaman limit olması lazım... Müzakereleri bir zaman limitine bağlayalım.O güne kadar şöyle ya da böyle bir anlaşma olursa olur. Olmazsa, alternatifler o zaman ortaya çıkar. Ama şu anda müzakereleri yeni koşularda devam ettirebiliriz. Bunu hem yazılı, hem de sözlü olarak hem BM’ye açık bir şekilde ifade ettik”

Rumların ulaşmaya niyeti olmadığını ve karşı tarafın uzlaşmazlığının kendinden önceki cumhurbaşkanı tarafından da dile getirildiğine işaret eden Eroğlu, “Şimdi de çözüm oluncaya kadar müzakere etmem ve Hristofyas’ı çözüme zorlamam için bana tavsiyede bulunuyor. Nasıl olacak bu? Devamlı istediklerini vererek…” dedi.

Eroğlu, Türk tarafı için birçok taviz içeren Annan Planı’nı reddeden Rum tarafının, yeni isteklerinin verilmesi halinde Kıbrıs Türkü’nün yeniden göç etmek durumunda kalacağını ve sıfırdan başlamak zorunda kalacağını söyledi.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Hristofyas öyle bir şey istiyor ki benden, ekonomi 20 yılda belini doğrultamaz. Bunları dikkate aldığımızda, Türk tarafı bugüne kadar gerekli esnekliği gösterdi” dedi.

Rumların müzakere masasında al-vere yanaşmadığını kaydeden Eroğlu, al-verin olmadığı bir anlaşmanın mümkün olmadığını söyledi.

Eroğlu, Türk tarafının yapması gerekenin, Türkiye ile işbirliği içinde iyi bir yönetim ve halkın sorunlarını çözecek gayret içine girmek olduğunu kaydetti.

KKTC'yi Koruma Derneği Başkanı Nejat Kocaismail de konuşmasında, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’na güvenlerinin ve desteklerinin tam olduğunu ancak 1 Temmuz’dan sonra yaşanacaklar konusunda bazı endişeleri bulunduğunu söyledi.

Müzakerelerin ucu açık şekilde devam ettirilmesinden yana olmadıklarını kaydeden Kocaismail, görüşmelere devam ederken tanınmayı da istemek gerektiğini savundu.