Yeni Asır'dan Seda Kaya'nın bugünkü yazısı...

Komşumun kızı 5.5 yaşında. Bu sene ilkokula başlayacak. Geçen gün annesine "Ben büyüyünce evlenmeyeceğim!" demiş. "Neden?" sorusuna da "Ben kendi istediğim şeyleri yapmak istiyorum. Kimse bana karışmasın istiyorum. Evlenince hep kocaların dediği oluyor." Küçücük bir kızın evlilikle ilgili yorumu bu. Annesi çalışan bir kadın. Uluslararası bir şirkette üst düzey yönetici. İşi gereği sık sık seyahat ediyor. Yani öyle pasif bir kadın değil. Evin bir reisi de yok. Anne ve baba kararları birlikte alıyorlar. Muhafazakar olmayan bir çekirdek aile modeli. Çağdaş yaşamı benimsemiş modern bir aile. Bu aile ortamında bile küçücük kızın gözlemi kadınların her istediğini yapamadığı. Haksız mı küçük kız? Ne yazık ki haklı. Günümüz Türkiye'sinde kadınların söz hakkı yok. Evli kadınların hiç yok.

EVLİ KADIN!

Kadınların toplum içinde kahkaha atmaları, erkeklerin gözlerinin içine bakmaları iffetsizlik olarak algılanıyor. Evli kadınların kocalarını bırakıp tatile gitmeleri yadırganıyor. Bunu söyleyen kişinin hükümet sözcüsü olması ise toplumu daha çok kaygılandırıyor. Özellikle de kadınları. Çünkü zaten kadınların yaşam hakkına yönelik bir saldırı var. Kadınlar öldürülüyor. Öldürülmelerine göz yumuluyor. Öldürülmelerine gerekçeler bulunuyor. Suçlu veya hatalı oldukları için öldürüldükleri düşünülüyor. Onları öldüren kocalarını öfkelendirdikleri, delirttiklerine hükmediliyor. Boşanmak istemeleri, boşanmış olmaları öldürülmelerini haklı kılıyor. Kadınlar üzerindeki toplum baskıları her yerde karşımıza çıkıyor. Çocuklar için hazırlanan çizgi filmlerde, yarışma ve eğlence programlarında, dizilerde, filmlerde vs...

KUSURLU EŞ!

Bize yansıtılan aynada kadınların mutlaka evlenmeleri gerektiği söylenir. Çok da seçici olmamaları, karşılarına çıkan kısmeti kaçırmamaları. Önemsenmeleri için evlenmeleri lazım ama evlendikleri zaman da var olamıyorlar. Yani kendileri olamıyorlar. Kocalarının eşi oluyorlar. Kocaları ile var oluyorlar. Onun emrine giriyorlar. Kendi başlarına karar almaları istenmiyor. Özgürlükten söz etmek baka anlamlara çekiliyor. Oysa özgürlük o gün ev işi yapmamak mesela! Anneye gitmek veya. Bilgisayarda vakit geçirmek mesela. Ama bunlar evli bir kadının yapmaması gereken şeyler. Bu yüzden kocasından şiddet gördüğü için mahkemeye başvuran kadını hakim "kusurlu" bulabiliyor ve onu tazminat ödemeye mahkum edebiliyor. Bu, şiddet uygulayan kocayı haklı görmek anlamına geliyor ayrıca. Şiddet uygulamakta haklı çünkü kadın ev işi yapmamış! Kadının kocasına sormadan ev işi yapma hakkı bile yok. İşte bu yüzden hayata anlamaya çalışan 5.5 yaşındaki küçük kız evlenmemeyi düşünüyor. Özgür olmak için. Kocanın istediği şeyleri değil, kendi istediği şeyleri yapabilmek için.