Demet Akalın'ın gönlümü fethettiği mevzu

Demet Akalın röportajında "örnek alınacak bir hayatım var" demiş.
Kesinlikle katılıyorum.
Katılmadığım bir yer var ama.. "Beni eleştirenler beni çekemeyip kıskananlardır" da demesi.
Ne olur artık bunu yapmayalım... 
Özellikle kadınlar kendilerine yönelik her eleştiriyi "Beni kıskanıyoooo" diye karşılamayı bıraksın lütfen.
İnsan kendisi için söylenen olumsuz sözlere sinirlense, üzülse de kulak vermeli.
Kavgaya girişmeden sakince "Niye böyle diyor bu insanlar acaba?" diye bir düşünmeli.
Belki 'içimiz iyidir de' dışarıya verdiğimiz imajda bir sakatlık vardır kim bilir?

Neyse o beni çekemeyen anten taksın kısmı dışında Demet Akalın kendisiyle ilgili her zaman öz eleştirisini yapan, yeri geldiğinde kendisiyle dalgasını da geçen biri.
Bu kadının kimseye fırsat vermeden kendi defektlerini kendisinin dillendirmesini çok takdir ediyorum.
Evet gerçekten de özellikle doğum günü jestleri hani görmemişliğin kitabı yazılsa ön sözünü süsleyecek cinsten oluyor falan ya...
O kalkıyor ne diyor?: "Evet kardeşim kıroyum ve bu tarafımı seviyorum" deyip konuyu kilitliyor.
Böyle olunca kimse arkasından bu konuda dedikodusunu yapamıyor.

Ama yazacağım asıl mevzu bu da değil...
Kendisini şahsen tanımadığım, müziğiyle pek ilgilenmediğim bu kadını en çok ne zaman sevdim ve saygı duydum biliyor musunuz? Hamileliğinde...
Daha en baştan bu durumu hiç abartmadı..
Hatta her zaman  ben çocuk mocuk istemiyorum da diyordu.
Hamile kaldıktan sonra kutsal ana pozlarına bürünmedi.
Sağ elini göbeğinin altına, sol elini üstüne koyup, gözlerini ağladı ağlayacak karnına dikerek bin tane  romantik fotoğraf çektirip sosyal medyaya yüklemedi.
O neşeli matrak, hareketli halinden hiç uzaklaşmadı.
Hatta sonlara doğru hamilelikten sıkıldı ve bunu açık açık da söyledi: "Bir an önce gerçekleşsin şu doğum da eski bedenime kavuşayım, işime geri döneyim" dedi.
Bunu söylerken "Bundan anne manne olmaz, baksana hamile olma durumunu bile hiç sevmemiş" demelerinden çekinmedi.

Vallahi size bir şey söyleyeyim mi asıl böyle kadınlardan şahane anne olur!
Çocuğunu şefkatli, ama istiridye içinde değil, sevgi dolu, ama şımartmadan büyüteceğine eminim.
Ve O her zaman göğsünde, bulunduğu yere gelirken çıktığı savaşların madalyasını birinci sırada taşıyacaktır, buna da eminim..
Sırasıyla ardından annelik, eş madalyaları vs.

Bayılıyorum böyle kadınlara.
Anne olmadan kadın olunmayacağına inanan hatta doğurmamışları insana saymayan ablalara inat "Şahane bir bebiş doğurdum tamam, eee? şimdi nerede kalmıştık" diye yaşamın doğal akışında devam ediyorlar.
Bebeklerini de yanlarından hiç ayırmadan...
İşten güçten el etek çekip kendilerini sadece bir tek onlara bahşedilmiş(!) kutsal görevlerine adamıyorlar.
Dünyanın en güzel ama en doğal işini kendilerine düşes, prenses, ana kraliçe, valide sultan payeleri vermeden sessiz  yaşayanlar onlar...
Haa gerçi Akalın'ın akıllara ziyan baby shower partisini de hatırlıyorum... Yine ihtişamdan, fotoğraflara bakarken kör olmuştuk.
Ama ne yapsın kadın seviyor işin 'o' kutlama tarafını :)
Önemli olan mevzunun genel kısmı!

Öncel ÖZİÇER