Boş verin şimdi siz siyaseti, korkuları, endişeleri, umutsuzluğu...
Aslında bugün çok önemli bir gün...
Bazı kadim öğretilere göre, Enoch'a, Zohar'a göre bugün bütün senenin dengelendiği gün...
Maskülen ve feminen enerjinin denge bulduğu ve bu yüzden de Sevgililer Günü olarak kabul edilen gün...
14 Şubat'taki uydurma günle karıştırmayın bu günü...
Gerçek sevgi... Doğayla, tanrıyla, insanla, sevgili olma hali bu...
Yoğun karanlıktan geçilen günlerden sonra ışığın ilk kez bize ulaşmaya başladığı gün...
Bugünden sonra ışık giderek daha fazla bir yüzdeyle bize ulaşacak...
Ağır, karanlık, kötücül günler yavaş yavaş ardımızda kalacak...
Geçtiğimiz günlerde başımıza gelmez dediğimiz ne varsa bir anda gelip bizi hazırlıksız yakaladı...
Hiç ummadığımız insanların gerçek yüzlerini gördük, belki hayal kırıklıkları yaşadık, üzüldük, hırpalandık.
Kendimizi ve çevremizi sorguladık...
Ama bugünden sonra tüm sorunlar gözümüze daha aşılabilir görünecek.
Yaz depresyonu dediğimiz şey aslında o karanlığın üzerimize en çok çöktüğü dönemdi.
Kısacası bugün, bir süredir şaşan dengemizin yerine geleceği gün...

EZBER BOZ!

Bugüne dek denediklerin bir sonuç vermediyse;
Bugün yepyeni bir şeye başlamak için karanlık günlerin en aydınlığı!
Her ne olduysa oldu, belki yenik düştün, hata yaptın, belki de elinden geleni yaptın ama istediğin sonuca henüz ulaşamadın!
Bugün yeniden 'bir'araya gelmek için harika bir gün ve inan bana bu sefer göstereceğin adanmışlık, taahhüt ve ortaya çıkaracağın "ışık" ile elde edeceğin "yeni yaşamı" kimse senin elinden alamayacak!
- O uzun süredir istediğin "sağlıklı yaşam" programına bugün başla!
- O uzun süredir kendi kendine sabote ettiğin "ruh eşine hazırlık" çalışmalarına bugün başla!
- O uzun süredir 'finansal durumumu yeni yılda düzelteceğim' dileğine bugün başla!
- O uzun suredir üzerine emek verdiğin "kökten değişim" için gün, BUGÜN!
Bugün yeni bir şeye BAŞLA!

(Sevgili Yeliz Rüzgar'a bugünü hatırlatması ve verdiği bilgi için çok teşekkür ediyorum.)

*********

12 milyon fikirsiz...

Oy kullanma yaşına ulaştıktan sonra bu hakkımı her seçimde seve seve kullanırım.
Neden kullanmayayım? Bana bir konuda fikrim soruluyor... Ne yapsaydım yani? Benim aklım bu konulara ermez, siz nasıl biliyorsanız öyle yapın, ben size uyarım, çünkü ben bir koyunum mu deseydim?
Bu seçimde 12 milyon seçmen bunu dedi mesela...
Milyonlarca insan, "Aman ne yaparsanız yapın, ben bu memleketle ilgilenmiyorum" dedi ve sandığa gitme lutfunda bulunmadı.
12 milyon kişi denizden çıkamadı, şezlongundan kalkamadı, keyfini bozmadı.
Amaç da zaten bir bakıma buydu...
'Onlar' nasıl olsa tatillerini bozup da sandığa gitmezler, örgütlenmek nedir bilmezler diyenler tarihi yazın ortasına denk getirdi.

Geçen yerel seçimden beri benim bu ülke insanıyla ilgili en ufak bir umudum kalmadığı için ilk kez sandığa bu kadar ruhsuz gittim ama sonuçta fikrimi beyan ettim.
Özgürlüğüm için, medeni bir ülkede yaşama hayalim için, demokrasiden cumhuriyetten ödün verilmeyecek bir gelecek için, yaşam şeklimi korumak için, karanlığa gömülmemek, bölünmemek için...
Bir işe yaramadı ayrı...
Ama mücadeleden vazgeçmeyeceğiz tabii ki..
Bizim mücadelemizden ne olacak... Ne taş sopa biliriz, ne kelle kesmekten anlarız...
Tek yapacağımız, elimizdeki tek güç oy hakkımız...
En azından 'şimdilik' hala böyle bir hakkımız varken bunu kullanalım ki "Yok ya, o kadar da olmaz" dediğimiz ne varsa başımıza gelmeye devam etmesin...
Neyse, haydi hayat devam ediyor, bozmayalım moralimizi...
Tek sığınağımız, bir gün mutlaka gerçekleşecek olan Allah'ın adaleti...

Öncel ÖZİÇER