Anne karnım çok ağrıyor!?

İlköğretime başlamak, çocuğun hayatındaki dönüm noktalarından biri. Uyum sürecinin üç hafta sürebileceğini söyleyen Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Burcu Serim Demirgören, “Çocuk başta okulu reddedebilir, bu süreçte doğru davranılmadığında okul fobisi gelişebilir” diyor


Uzun bir yaz tatili geride kaldı, okul
a başlama telaşı sadece anne babaları değil çocukları da sardı. Tüm yaz tatilin tadını çıkaran çocuklar, yeni döneme başlamanın heyecanı içinde. Özellikle bu yıl ilk kez okul sırasıyla tanışacak çocuklar için bu süreç daha da zor olabilir. Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Burcu Serim Demirgören'e göre çocuğun okula uyumu sürecinde anne babalara sayısız görev düşüyor. Okul başlama döneminde çocuklarda okula uyum hatta okul korkusu görülebilir.

Okul korkusu, ayrılık ,
anksiyetesi (kaygısı) bozukluğunun önemli bir belirtisidir. Okul korkusu okul çağı tüm çocuklarda görülen bir sorundur. Ancak bu korkunun giderek şiddetinin artması, alınan tüm önlemlere ve destekleyici tutumlara karşın çocuk, okula uyum sağlayamıyorsa çocuğun ayrılık anksiyetesi bozukluğu açısından değerlendirilmesi gerekir. Bu bozukluk ise en sık okul yaşı olan altı-dokuz yaşlar arasında başlar ve yaklaşık olarak bu yaş grubunda yüzde 4-5 sıklığında görülür.

İlköğretime başlamak, çocuğun hayatındaki en önemli dönüm noktalarından biridir. Okula başlama, sadece çocuklar için değil aileleri için de önemli ve heyecan verici bir olaydır. Hatta bazen annebabalar, çocuklardan daha zor alışabilmektedirler. Çocuklar, çevrelerini çok iyi gözlemler ve yakın çevrelerindeki kişilerin tepkilerinden etkilenirler.

Ebeveynler, kendi okul deneyimlerinden, kişiliklerinden, beklentilerinden, aile ilişkilerinden etkilenerek, çocuklarının okul yaşamını yönlendirir, onları başka çocuklarla kıyaslayabilir. Bu durum da çocuğun okula uyum sürecini olumsuz etkiler.


EMPATİ KURUN

Çocuğun okula uyum sürecinde, aile - çocuk - okul arasında kurulan ilişkinin çok önemli bir rolü vardır. Aile, çocuğuyla okulda yaşadıklarını her z
aman paylaşabilmeli, çocuğa korkularını, heyecanını, sevincini konuşabileceği bir ortam hazırlamalıdır. Okul da, çocuğun uyumunu kolaylaştırmak için gerekli destekleyici ortamı sunmalıdır.

Aile ve öğretmen iletişim içinde olarak ve okulun rehberlik servisinden de danışmanlık alarak, bu süreci hep birlikte yönetmeli ve iyi bir işbirliği içinde ortak hareket edebilmelidir. Çocukla empati kurmak, onu anlamaya çalışmaktır. Çocuk, onu rahatsız eden bir duruma karşı duygusal bir tepki vermektedir. Bunu fark edip, onu anlamaya çalışmak en doğru yaklaşımdır. Okul reddine hangi durum ve duygu neden oluyor, öncelikle sorunun kaynağı tespit edilmeli, ona göre bir çözüm üretilmelidir.

Bunun için bir psikiyatri merkezinden yardım almalıdır. "Bir süre okula gitmesin, bekleyelim geçer belki" yaklaşımı doğru değildir. Çocuğun okula gitmediği sürece okula başlaması daha da güçleşir. Ailenin, çocuğun okula devamıyla ilgili kararlı olması gereklidir. Fakat çocuğa, bu sorunun tüm aileyi ilgilendirdiği, sadece çocuğun sorunu olmadığı hissettirilmelidir.

Öğretmen aile işbirliği şart

Çocuğunuzun okulla ilgili korkuları parmak emme, bebekçe konuşma ya da yatağını ıslatma gibi birtakım problemli davranışlar olarak kendini gösterebilir. Sorunun çözümünde öğretmen ve ailenin sıkı işbirliği içinde olması gereklidir. Öğretmenin güven verici olması önemlidir. Çocuğun okulla ilgili duygu ve endişelerini ifade etmesine fırsat tanınmalıdır. Çocuğun okulla ilgili sorduğu sorulara dürüst ve detaylı cevaplar verilmelidir.