3 Mayıs 2018’de, 1$=4.2₺’ydi. 3 Kasım 2020 itibariyle, 1$=8,5₺ oldu.

Bu değerlerin Türkçe meali şu; cebimizdeki her ₺, 2,5 yılda yarı yarıya eriyip gitti. Başka bir ifadeyle 30 ay evvel elinde doları olanın parası, bu süreçte ₺ bazında iki katına çıktı.

30 ay evvel cebimizdeki 85₺ ile 2$ alabilirken, bugün aynı parayla 1$ alabiliyoruz.

Aldığımız maaş, yaptığımız tasarruf, varsa biriktirdiğimiz milli paramız, hepsi döviz karşısında, bu süreçte, yarı yarıya değer kaybetmiş oldu.

30 ay evvelki ₺ gelirini iki katına çıkaramayan kim varsa, bugünkü kura göre fakirleşmiş durumda. Yani, tüm işçi, memur, çiftçi, emekli, esnaf, sabit gelirli herkes dâhil bu kategoriye.

Ülkenin çoğunluğu olarak, fakirleşmişiz.

Devalüasyonun farkında olunamayanı, yavaş yavaş enjekte edilmiş ve bayağı bayağı, olmuş aslında. Yine çok değil 4 yıl önce, 2016’da, 17’nci büyük ekonomi olan Türkiye’min, 2020’deki sıralaması 20’ncilik. Evet Pandemi var, salgın ekonomimizi etkiledi de, bu sadece Türkiye için mi geçerli? Tüm dünya bu pandemiden negatif etkilenmedi mi? Salgın tüm dünyada etkiliyse, her ülkenin durumunun kötüleşmesi gerekmez miydi? Biz niye dört basamak aşağı indik?

Üstelik ilk 20’den bir alt lige düşmemiz maalesef an meselesi. Peşimizdeki ülkeler bizi geçti geçecek. Ekonomimiz eriyor, dünyayla kıyaslandığında küçülüyor ve maalesef geriliyoruz. Gerçek bu. Ezcümle; acil, akılcı ve bilimsel ekonomik tedbirler alınmazsa, mali gidişatımız iyi değil.