Alithia; “Greentree’ye Zorla Gidiyor... Hristofyas: Greentree’ye Gidiyoruz Çünkü BM Genel Sekreteri Israr Ediyor... Ulusal Konsey Pazartesi Günü” başlığıyla yansıttığı haberinde, Hristofyas’ın; Genel Sekreter Ban’ın liderlere gönderdiği, Greentree zirvesine davetine cevap mektubunun önümüzdeki günlerde, muhtemelen de bugün hazır olmasının beklendiğini yazdı.

Bütün bilgilerin; Ban’ın davet mektubunun da topu-topu 5 paragraftan oluşması dolayısıyla Hristofyas’ın Ban’a mektubunun kısa olacağı yolunda olduğunu belirten gazete, Hristofyas’ın; şartların Greentree görüşmesi için olgunlaşmadığına inanmasına karşın daveti kabul ederek, “kısa zamanda çözüm iradesini teyit edeceğini” kaydetti.

Habere göre, Genel Sekreter’in Güney Kıbrıs’ın AB dönem başkanlığına “objektif bir olgu” olarak yaklaşmasından dolayı Hristofyas’ın, cevap mektubunda takvim meselesini es geçmesi bekleniyor, iki liderle görüşmesine birkaç gün kala Ban Ki Moon’la çatışmayı doğru bulunmuyor.

Gazete, farklı açıklamalar yapılsa da Genel Sekreter’in Güney Kıbrıs’ın AB dönem başkanlığıyla ve ortaya çıkacak zorluklarla ilgili açıklamalarının; çabasının tamamlanmasına ilişkin net bir takvim belirlediğinden kimsenin kuşkusu olmadığını yazdı, şunları ekledi:

“Hristofyas’ın mektubunun ana noktasının; iki liderin önceki Greentree görüşmesinde verdiği; toprakla, mülkiyetle, nüfus ve vatandaşlıkla ilgili veriler sunulacağı sözlerinin tutulması talebi olması bekleniyor. Bu; Greentree görüşmesini takip eden liderler görüşmelerinin en azından birkaçındaki sürtüşme konusu olmuştu. Bizim taraf da, Derviş Eroğlu’nun uzlaşılanlardan caydığını ve veri sunmayı reddettiğini savunuyor. Soru, New York’ta bunu yapıp yapmayacağıdır.  Şu anda son aşamaya yaklaştığımızı düşündüğü işaretleri verdiği şimdi; toprak, mülkiyet ve yerleşiklerle ilgili kartlarını Genel Sekreter’in önünde açacağından kimse emin olamıyor. Greentree’de böyle bir şey olursa o zaman ciddi bir müzakereden söz edebiliriz. Aksi halde, öncekilerin tekrarı olacak.

Derviş Eroğlu’nun, 22 - 24 Ocak’ta New York’ta harita sunması hiçbir şekilde beklenmiyor. En iyi ihtimalle Ada’nın çözüm sonrası haritasını nasıl algıladığını anlatacaktır. Bizim tarafın arzusu; Annan planının da neredeyse öngördüğü, yaklaşık 100 bin Rum göçmenin Rum idaresinde evlerine geri dönmesidir ve bizim taraf bunu tartışma konusu bile yapmıyor. Böyle bir durumda, Başkan’ın mülkiyet konusunda daha esnek olması olanağı doğacak. İki lider; çözümün nasıl olması gerektiğine ilişkin taslaklarını aralık ayında BM’ye vermişti. Bu metinler bugün veya daha sonraki bir aşamada teati edilecek. Yani biz Türk metnini onlar da bizimkini alacak ki ABD’deki müzakere sıfırdan başlamasın... BM’nin, sadağında kendi fikirleri olabilmesi için; iki liderin önerileri üzerinde çalışması bekleniyor.

Liderler danışmanları, ABD’ye hareketten önce; izlenecek prosedürün tamamlanması ve boşlukların büyük adımdan önce olabildiğince doldurulması için iki görüşme daha yapması olanağı olacağı düşünülüyor. Genel Sekreter’in Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer  iki liderin danışmanlarının bu hafta (yarın ve Çarşamba veya Perşembe günü) iki görüşme yapacaklarını, ilk görüşmelerinde yürütme, ikinci görüşmelerinde de mülkiyet ve toprak konularını ele alacaklarını açıkladı.

HRİSTOFYAS HALA GREENTREE’NİN MANASINI SORGULUYOR

Başkan Dimitris Hristofyas’a göre dünkü liderler görüşmesi öncekilerin aynıydı ve yeni hiçbir olgu eklenmedi. Yönetim, mülkiyet ve topraktaki önemli anlaşmazlıkların ve diğer konulardaki önemli görülebilecek detayların varlığını koruduğunu söyledi. Dün görüşülen konuyla ilgili kamuoyuna ne açıklandıysa, kapalı görüşmede de o konuşuldu ve açıklanacak önemli bir şey olmadı gibi görünüyor. Liderler çıkmaz konusunda birbirlerini suçladı ve Amerika’ya da böyle gidecek görünüyorlar.

Hristofyas, Eroğlu’nun tavrında değişiklik olmadan Greentree’deki görüşmelerin bir manası olmayacağını göstermek isteğiyle ‘önümüzdeki iki hafta içerisinde görüş birliklerine varılmazsa’, bu görüşmenin manası konusundaki endişesini alenen ortaya koydu. Soru, ABD’ye neden gideceğimizdir. Hristofyas’ın cevabı basit: BM Genel Sekreteri Greentree’ye gitmemizde ısrar ediyor. Ancak ‘zorla tez değişikliği olamayacağını’ net şekilde ortaya koyduğunu düşünüyor. ‘Halen uzlaştığımız meselelerde Sayın Eroğlu tez değiştirdi, bizim tutumumuzu daha fazla değiştirmemiz değil Sayın Eroğlu’nun uzlaşılmış tezlere geri gelmesi gerekir’ dedi.”

Gazete; “‘Oyunun Sonu’ İçin Yol Haritası” başlığıyla manşete çektiği haberinde, BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas’a gönderdiği davet mektuplarının tam metnini yayınladı.

Ban’ın liderlere gönderdiği mektubun, Kıbrıs müzakerelerinin son bölümünün aşama ve içeriğine ilişkin kısa, ancak çok somut bir yol haritası içerdiğini, gönderme tarihi 4 Ocak olan mektubun yarım sayfa uzunluğunda ve 6 paragraftan oluştuğunu belirten gazete şunları yazdı:

“Genel Sekreter mektubunda, diplomatik bir dille; 1 Temmuz 2012’yi, yürütülmekte olan prosedürün sona eriş takvimi olarak belirliyor. Dimitris Hristofyas’a hitaben ‘takvim belirlenmesini istemediğinizi anlamama rağmen, Kıbrıs Cumhuriyeti 1 Temmuz 2012’de AB dönem başkanlığını üstlendiğinde müzakerelerin başarıyla tamamlanması fırsatının kısıtlanacağından endişe ediyorum’ ifadesini kullandı. Aslında Genel Sekreter, 1 Temmuz’u zaman sınırı olarak belirliyor ve diplomatik taktikte bu, takvim demektir. Aynı ifade Ban’ın Kıbrıslı Türk lidere gönderdiği mektupta da var; tek farkla Eroğlu’na yönelik mektupta ‘takvim arzu etmediğinizi anlamama rağmen...’ ifadesi kullanılıyor.

AŞAMALAR

Ban mektubunda, BM için prosedürün ‘oyunun sonu’ denilen aşamaya girdiğini açıkça ortaya koyuyor. Hem de mektubunda ‘end game’ ve ‘final phase’ kelimelerini dört kez kullanıyor. Daha sonra, son aşamayı oluşturan aşamaları belirliyor. Mülkiyet ve vatandaşlığa (yerleşikler) ilişkin verilerin sunulmasını,  bunların toprakla birlikte ciddiyetle müzakere edilmesini önemli gereklilik görüyor. Greentree-2’de bunlara ilişkin özlü bir müzakere yapılacağının altını çiziyor.  Daha sonra, haritalar ve rakamların yardımıyla son bir görüşme yapılacağını belirtiyor ve çok taraflı konferansı da son aşama olarak belirliyor. Her iki taraftan 22-24 Ocak’ta New York’a gelmeden önce görüşme için gerekli bulguları toplamalarını istiyor. Ban’ın mektubunda, çok taraflı konferans konusuna 4 kez değindiğine işaret ediliyor.

YORUM

BM Genel Sekreteri geçen Ekim ayındaki üçlü görüşmenin ardından müzakerelerde çıkmaz saptandığı olgusunu öne çıkartıyor. Her iki tarafın da ‘oyunun sonunun’ hayata geçirilmesine engel koyduğuna vurgu yapıyor. Kıbrıs Rum tarafı, Kıbrıs sorununun iç yönleri halledilene kadar çok taraflı konferansa gitmeyeceğini; Kıbrıs Türk tarafı da çok taraflı konferans tarihi belirlenmeden mülkiyet, toprak ve vatandaşlıkla ilgili veri vermeyeceğini söyleyerek...

Ban mektubunda, her iki tarafa da bir şeyler vermeye çalışıyor. Kıbrıs Rum tarafı için; çok taraflı konferans toplanmasını sorunun iç yönlerinin çözümüyle bağdaştırdığı 1 Kasım tarihli açıklamasına atıfta bulunuyor ve ‘diken’ konularda veri vermediği için Eroğlu’nu karalıyor. Kıbrıs Türk tarafına da, istediği ‘oyunun sonunun’ başlangıcını veriyor ve zaman sınırını (bitiş tarihi) da 1Temmuz olarak belirliyor.

GENEL SEKRETER’İN NİYETİ

Ban’ın en önemli ifadelerinden biri de iki tarafın sunduğu, Genel Sekreter’in de ‘kapsamlı’ gördüğü ‘çözüm taslakları’ ile ilgilidir.  Bu gelişmeyi kutluyor ve Greentree-2’de tam da bu taslaklar temelinde, anlaşmazlıkların üzerine köprü kurulması için büyük ve ısrarlı bir çaba harcanacağını açıkça ima ediyor. Yani aslında liderlere, mümkün olduğunca fazla görüş birliğine varılması için New York’ta tam olarak hangi metodu kullanacağını anlama fırsatı veriyor.

BAN’IN DAVET MEKTUBUNUN TAM METNİ

Ban Ki Moon’un mektubunun tam metnini yayımlıyoruz.

‘4 Ocak 2012

Ekselansları,

Kıbrıs meselesine ilişkin 30-31 Ocak 2011’de New York’taki son görüşmemizi hatırlatıyorum. Yürütülmekte olan müzakereleri –özellikle mülkiyet, toprak ve vatandaşlık konusunu- çok daha somut hale getirmenin gerekliliğini görüşmüştük. Bu meseleyle ilgili özel yaklaşımlarda mutabık kalmıştık. Yine müzakerelerin son aşamasına (end game) ve çok taraflı konferansa gitme çabalarında da anlaşmıştık. Sizin ve Sayın Eroğlu’nun,  bir anlaşma tamamlayabileceğinize inandığınız teyitlerinizi takdir ediyorum.

Bu görüşmeden sonra, Özel Danışmanım Alexander Downer’dan gerek Kıbrıs Rum gerek Kıbrıs Türk tarafı olarak bir çözüme ilişkin karşılıklı tezlerinizi içeren taslakları tamamladığınızı öğrendim. Bu önemli çabayı kutluyorum. Geriye kalan ve bu taslaklarda yer verilen anlaşmazlıklarda uzlaşı, müzakerelerin başarılı sonlanması için önemli bir adımdır.

Takvim belirlenmesini arzu etmediğinizi anlamama karşın müzakerelerin başarıyla tamamlanması fırsatlarının Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği dönem başkanlığını üstleneceği 1 Temmuz 2012’de kısıtlanacağından endişe duyuyorum. Bizim anlayışımıza göre şu anda prosedürün; mülkiyet ve vatandaşlığa ilişin verilerin zamanında toplanmasını ve 23-24 Ocak 2012’de Greentree’deki bir sonraki görüşme sırasında özlü görüşülmesini; haritalar ve rakamlarla bir nihai görüşmeyi ve çok taraflı konferansı içermesi geren son aşamasına girildi. Ana meselelere görüş birliklerine varılabilmesi için her iki tarafın da gerekli verileri toplaması ve bu veri teatisinin Greentree’deki görüşmemizden önce başlaması gerekir.

Buna karşın, bu dönemdeki müzakere, çeşitli konularda çıkmaza girmiştir. Buna; bir tarafın Kıbrıs sorununun iç yönleri çözülmeden çok taraflı konferansa gitmeyeceği; öteki tarafın da çok taraflı konferansın tarihi ilan edilmeden, mülkiyetle ilgili olanlar da dahil kritik verileri sunmayacağı; nihai aşamanın icrasına ilişkin prosedür de dahildir.

Bu son aşamaya başlıyoruz, 1 Kasım 2011’deki açıklamamda yer alan; Kıbrıs sorununun ana iç yönlerinin, ayın sonuna doğru Greentree’de bir dahaki görüşmemize kadar çözüleceği ve böylece çok taraflı konferans çağırmamıza olanak sağlayacağı hedefini yerine getirmek için şimdi çıkmazı aşabileceğinize inanıyorum.

Size hitap etme fırsatını kullanarak yeni yılla ilgili en sıcak dileklerimi iletmeme müsaade edin. Sizi Greentree’de görmeyi bekliyor ve eşlerinize, bu sefer Bayan Ban’la dostane kaynaşmaları için eşlerinize yönelik davetimi yineliyorum. Ekselansları, kabul etmenizi rica ediyor, saygılarımı iletiyorum.

Ban Ki Moon’”.

NEW YORK’TAN ENDİŞE VERİCİ BİLGİLER GELİYOR, RUM YÖNETİMİ FRANSA, RUSYA VE ÇİN’LE DİREKT İLETİŞİMDE

Simerini; “Genel Sekreter Orta Hat Çözümleri İleri Götürüyor... New York’tan Endişe Verici Bilgiler Geliyor” başlıklı manşet haberinde, Genel Sekreter’in Greentree’deki yeni görüşmede iki tarafın tezleri arasında köprü kurmak için orta hat çözümlerine yönelmekte olduğunu yazdı.

Gazete, AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu’nun geçen hafta yaptığı; BM’nin Rum tarafına tezlerini; Türk tezleriyle yakınlaşacak veya kavuşacak şekilde değiştirmesi için baskı yaptığı açıklamasının New York’tan gelen bu bilgileri güçlendirir nitelikte olduğuna dikkat çekti.

New York kaynaklı bilgilerin endişe verici olduğunu vurgulayan gazete, “Kıbrıs hükümeti de, Downer ve Pascoe’nun telkinlerine yenik düşmüş görünen Ban’ın Kıbrıs davası açısından olumsuz gelişmeler yaratacak hareketlere yönelmesini önlemeleri ve etkisiz hale getirmeleri için Fransa, Rusya ve Çin’le iletişim koridorları kurdu” ifadesini kullandı.

Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas’a gönderdiği mektupta yer alan bir paragrafın Ban’ın niyetleri açısından gösterge olduğunu belirten gazete, o ifadede dolaylı ancak net şekilde, takvim dayatmanın düşünceleri arasında olduğu değerlendirmesine olanak tanıdığını yazdı.

Rum tarafında yayın yapan SIGMA TV’nin dün akşamki ana haber bülteninde Genel Sekreter’in Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas’a gönderdiği mektupları açıkladığını belirten gazete, “Hristofyas’a gönderilen mektupta; Eroğlu’na gönderilenden çıkartılmış bir paragraf bulunduğunu” yazdı.

Gazete, “o paragrafta Ban’ın; Kıbrıs Rum tarafının takvim arzu etmediğini anladığını belirttiğini”, ancak hemen ardından Güney Kıbrıs’ın AB Dönem başkanlığını devralacağı 1 Temmuz 2012’yi takvim olarak koyduğunu vurguladı.

Rum hükümeti ve muhalefetinin bir noktada; New York Greentree görüşmesi arifesinde çok ciddi sorun olduğu konusunda uzlaştığına işaret eden gazete, Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas’ın son haftalarda uyguladığı iletişim yolundan gitmeyi sürdürerek dün de; üçlü görüşmede özlü ilerleme olması ihtimalinden kaygılı göründüğünü, muhalefetin de; bu konudaki endişelerini tekrarladığını yazdı.

Rum Ulusal Konseyi’nin Pazartesi günü toplanacağını, muhalefet partilerinin Greentree öncesi kaygılarını konsey toplantısında detaylandıracağını kaydeden gazeteye göre Hristofyas, Pazartesi günkü konsey toplantısında siyasi partilere kapsamlı bilgi vereceğini ve şekillenen olgular ışığı altında tam bir durum değerlendirmesi yapacaklarını söyledi.

Gazete, iki tarafın açıklamalarından, Ban’ın iki müzakereciye gönderdiği mektupları farklı yorumladıklarının anlaşıldığına işaret ettiği haberinde, Hristofyas’ın dün; ‘Anadolu’ya açıklamalarından sonuç çıkarmakta acele edildiğini söylediğini belirtti, özetle şunları yazdı:

“Hristofyas, ‘Genel Sekreter bir son aşamaya girdiğimiz görüşünü tekrarlıyor, sınırın Temmuz olduğunu söylüyor, Temmuz’a kadar takvim koymuyor, bunu netleştirelim’ dedi. Ban Ki Moon’un, uluslararası konferans çağrılmasından söz edebilmemiz için iki tarafın iç yönlerde görüş birliği ve anlaşmaya varması gerektiğini tekrarlıyor ve bizi Greentree’ye çağırıyor diye ekledi. Hristofyas ‘bu meselelerde esasen çıkmaza girdiğimizi saptıyor ve iki lideri geriye kalan süre içerisinde, bu çıkmazın kırılması için yoğun çalışmaya çağırıyor. Bütün esas budur’ dedi.

Hristofyas, Eroğlu ile dünkü görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada; ‘Greentree öncesinde kalan bu iki hafta içerisinde görüş birliklerine varamazsak Greentree’deki prosedürün ne mana taşıyacağını bugün de sordum. Genel Sekreter iki tarafın New York’a gitmesinde ısrar ediyor. Zorla tez değişikliği olamaz’ dedi.”

KRİTİK 48 SAAT... TARAFLAR ARASINDA BELGE TEATİ EDİLECEK

Politis; “Belge Teatisi... Hristofyas - Eroğlu Tezlerini Yazılı Teati Ediyor... Prosedürün Başarısı İçin Kritik 48 Saat... Başkan Ban Ki Moon’a Cevap Veriyor” başlıklı manşet haberinde, BM’nin müzakerelerin gelişmesi açısından belirleyici bir aşamaya girmekte olduğunu, önümüzdeki 48 saat içerisinde iki tarafın; belge teatisinde bulunacağını ve böylece; müzakerelerde görüşülen başlıklara ilişkin tezlerini birbirlerine yazılı olarak vereceklerini belirtti.

Gazete, aynı zaman zarfında Kıbrıs Türk tarafının, şu anda KKTC’de yaşamakta olan ve çözümden sonra Ada’dan gitmesi gerekecek TC kökenlilerin sayısıyla ilgili verileri de vermesinin beklendiğini savundu.

Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas’ın, müzakerelerde ilerleme kaydedilmemesi nedenlerini izah edeceği cevap mektubunun bugün veya yarın Genel Sekreter’e iletileceğini de belirten gazete, Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun Özel Temsilcisi Kudret Özersay ve Rum Başkanlık Komiseri Yorgos Yakovu’nun bugün ve yarın yapacakları görüşmelerde (yönetim ve mülkiyet - toprak gündemiyle) 20’şer sayfalık belgelerini teati edeceklerini belirtti.

Habere göre, belgelerde iki tarafın bütün başlıkları kapsayan ve istenilen anlaşmanın iskeletini oluşturacak özet tezler yer alacak. Downer grubu, bu iki metni “evlendirmek” için önümüzdeki günlerde iki taraf arasında mekik dokumaya başlayacak. Önce tarafların, karşı tarafın metnine ilişkin görüşünü soracak, ardından da değişiklikler ve karşılıklar için nabız yoklayacaklar. Bu pazarlıkla ilgili işin büyüğünün Greentree-2’deki görüşmede yapılması bekleniyor. Hedef; iki tarafın imzasını taşıyacak ve ‘iç yönlerde anlaşma yörüngesi’ anlamına gelerek uluslararası konferans yolunu açacak bir çeşit temel anlaşma metni ortaya çıkmasıdır.

Gazete, Özersay ve Yakovu’nun bu hafta yapacağı ikinci görüşmede mülkiyetin, toprak ve vatandaşlıkla birlikte müzakere edilebilmesi için Kıbrıs Türk tarafının veri ve sayı sunmasının beklendiğini yazdı. Aynı şeyi Rum tarafının da yapacağını belirten gazete özetle şunları kaydetti:

“Mesele; Kıbrıs Türk tarafı doğru ve detaylı rakamlar (mesela tasarrufunda Kıbrıs Rum mülkü bulunduran yerleşik oranı ve bunlardan ne kadarının nasıl ‘vatandaş yapıldığına’ dair) mı vereceği yoksa kısa süre önce yapılan nüfus sayımında ilan ettikleri gibi genel verilerin arkasına mı ‘saklanacağıdır’.

İki tarafın; yeni Kıbrıs’ın vatandaşlarının sayısına, özellikle de ne kadar yerleşiğin kalacağına ilişkin görüşlerini de netleştirmeleri bekleniyor. Haritalarla toprağın müzakeresi ise Greentree sonrası döneme havale ediliyor.”

Haravgi; “BM Genel Sekreteri’ne Verilecek Cevap Tezgâhta” başlıklı manşet haberinde, Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas’ın Genel Sekreter Ban’ın Greentree’ye davet mektubuna yanıtını çok yakında vereceğini, ancak doğrudan müzakerelerde ilerleme kaydedilmemişken Greentree görüşmesinin ne manası olacağı sorusunda ısrar ettiğini yazdı.

Habere göre Hristofyas, Ban’a göndereceği cevapta; doğrudan müzakerelerde ilerleme olmamasından duyduğu kaygıyı ve “müzakerelerdeki hayal kırıcı görüntü ışığı altında Greentree’deki görüşmenin manasız olduğu” yorumunu aktaracak.

BAN’IN DAVET MEKTUBU, GREENTREE PUSULASI

Fileleftheros; “Mektup Greentree İçin Pusula... Hristofyas ve Eroğlu Çıkmazdan Kimin Sorumlu Olduğu Konusunda Zıtlaşma... BM: Gelmeden Önce Anlaşmazlıklarınızı Çözün” başlıklı haberinde Cumhurbaşkanı Eroğlu ve Rum Yönetimi Başkanı Hristofyas’ın Greentree öncesindeki son görüşmelerinde (dün) yeni üçlü görüşmedeki ortamın karanlık, gündeminde de sorumluluk yüklenmesi bulunduğunun anlaşıldığını yazdı, özetle şunları ekledi:

“Dünkü görüşme sırasında Eroğlu, ‘siz her şeyi istiyorsunuz’ diyerek Hristofyas’ı ‘uzlaşmazlıkla’ suçladı. Hristofyas da cevap olarak, işgal liderini; tezlerinden caymakla suçladı ve ortaya koyduğu görüşlerin görüşmeye olanak tanımadığını’ söyledi. Edinilen bilgilere göre Alexander Downer da ‘aynı durum devam ederse ilerlemeyeceğiz’ dedi.

Genel Sekreter’in mektubundan da anlaşıldığı üzere, mektubun başyazarı da olan Downer; Greentree’de, özellikle de üçlü görüşmeyi izleyecek dönemde manevra olanaklarını kendine sakladı, sona kadar bir yol haritası belirledi. Mektuptan açıkça anlaşıldığı üzere çabaların tamamlanmasına çok net takvim getiriliyor. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin AB dönem başkanlığı yapacağı 2012’nin ikinci yarısı zaman sınırı olarak belirleniyor. Mektupta, Kıbrıs sorunu o zamana kadar çözülmezse müzakere olanaklarının azalacağına işaret ediliyor. Manidar bir şekilde, müzakerecilerin bu zaman sınırına yetişebilmek için ne yapılabileceğini incelemeleri gerektiği ima ediliyor. Bu da, uluslararası konferansa ilerlenmesi için iç yönlerde anlaşma olması gerektiği ifadesini ‘teselli’ olarak gören Lefkoşa için endişe noktasıdır.

Ancak üçlü görüşmede oyunu (oyun kağıtlarını) Downer ve Pascoe’nun dağıtacağı açıktır. Downer ve Pascoe, baskı ve şantajlar kullanarak çabanın terk edilmesi öcüsünün kalıcılaşmasına izin verecek.  Aynı zamanda, mektupta; nüfus, mülkiyet ve toprakla ilgili veriler sunulmadan ilerleme olamayacağına işaret ediliyor. Genel Sekreter, oyunun sonuna ulaştığımıza ve uluslararası konferansa gitmemiz gerektiğine işaret ediyor.”