VESAYET

Vesayet... Ne demek?

Şu demek; ülkede seçimle gelen iktidarlar vardır ama asıl iktidar başka güç altındadır...

Paralel... Son günlerin en çok kullanılan kavramı bu olsa gerek.

Peki...

Paralel ne demek?

Sosyal Bilimler açısından anlamı "eşdeğer" demek. Örneğin "devlet içinde devlet" buna çok güzel bir örnektir.
İşter "vesayet" sözcüğü olsun, ister "paralel" söcüğü olsun, veya her ikisi de hemen hemen aynı sonucu verir.
Vesayet ve paralel oluşumunda odaklar her ülkede farklı olabiliyor.

Bu askerler olabilir, dini örgütler olabilir, belli bir zümre olabilir. Hatta bir devletin bir başka devletin vesayeti altında olması da mükündür. Hatta vesayeti altında olduğunuz ülke dahi bir başkasının vesayeti altında olabilir, o ülke de ötekinin vesayeti altında olabilir. Küreselleşmiş dünyanın yapısıdır bu.

Aynı şeyleri "paralel" sözcüğü için de kullanabiliriz. Geri kalmış, demokrasisi gelişmemiş veya özümsenmemiş ülkelerde meclis üyeleri "paralel" yapı oluştururlar. Bir tarafta hukuk, halk, demokrasi kuralları, öteki tarafta tüm bu kuralları gözardı eden "paralel" yapıda meclis üyeleri bulunur.

Vesayeti elinde tutan veya "paralel" güç haline gelenler önemli gelişmelerde kara vericiler onların iki dudağına bakarsa, onların ne düşündüğü daha önemli görünürse... Beğenmediği gelişmeler karşısında bazı mekanizmaları harekete geçirme güçleri de varsa o ülkede vesayet rejimi vardır.

Biz bunu yaşıyoruz...
Vesayetin ne olduğunu, nasıl çalıştığını bilmeyen yok bu ülkede.
*****

Bu ülkede hukuk ihlalleri, hoyratlıklar, mağduriyetler, vicdanlara sığmayan olaylar da olmadı değil...
Bir vesayet ortadan kaldırılsa bile küresel dünya gereği bir başka vesayet gelir. Yani başka mekanizmalar harekete geçer. Bunu yanıbaşımızda Ortadoğu'da görüyoruz.

Susturmaya kalkışırlar... Susun, sesinizi kesin diye de çıkışırlar.

Oysa, özgür ortamda özgürce konuşmak, yazmak demokrasinin gelişmesinde olmazsa olmazdır.

Hayretle ve dehşetle izliyorum anayasa değişiklikleri konusunda yazılanları. Evet taraftarı siyasiler ve yazarlar panik içerisinde görünüyorlar. Halbuk değerli hukukcularımızdan sayın Barış Mamalı hem getirilmek istenen değişiklikler, hem de bu değişikliklere hayır demek için 20 gerekçeli sebep yayınlandı.

Milletvekillerinin beklentilerinin tersine halkın bu değişikliklere hayır demesi çok büyük bir olasılık. Zira hukukun ve adaletin özsuyu eşitliktir.

Servet beyanı halka karşı olmazsa o beyan, beyan olmaktan çıkar. Dürüstlüğün gereği olan milletvekili transferini yasaklamayıp, ama o seçilen milletvekili için devletin partiye yapılacağı mali yardımı garantiye almak, hangi dürüstlüğe sığar.

Halkın gerçek ihtiyaçlarını karşılayacak değişiklik yapmayıp, sadece birilerinin menfaatı için yapılacak bu değişikliklerin toplum üzerinde getireceği olumsuz psikolojik katkıyı da unutmamak gerekir.
Oysa sosyal dokudaki psikolojik gerginliği aşağı çekmek gerekiyor.

Peki...

Refarandumdan HAYIR oyları galip gelirse, hükümette ve mecliste tıkanma olur mu?
Meclis aritmetiğine göre olmaz. Parlemento üyelerinin anayasa değişikliği için halkın istekleri doğrultusunda yeniden çalışmaya başlamaları yerinde olcaktır.


*****
Yapılan "ipe un sermektir."

Bu pilav suyunu çekmiştir artık.

Yapılacak değişikliklerle uluslararası anlaşmalarn yargıya götürülemeyeceği, tam bir vesayet altında olduğumuzun kanıtıdır.

Hukuk, siyasetin labirentlerinde oyuncak olmaması lazım. Halkın yaşam beklentileri nafile turlara sürüklenmemelidir.
Meclise bütün saygımla konunun gene meclisin kendi yapısında çözümünü diliyorum.
Ülkemizde milletvekili vardır. Sözün bittiği yerde "Dürüstlük, en iyi siyasettir" - Japon Atasözü

 KONUK YAZAR : Ahmet DOĞANER