Anayasa değişiklik önerileri gündemimizde.

Değişiklikler bugün Meclisimizin önüne gelecek.

Toplam 19 maddede değişiklik öngören ve 4 tane de ek madde getiren Anayasa değişiklikleri genelde iyi.

Ama bu değişikliklerin içinde iki konuya çok açık itirazım var.

Birincisi AİHM’ kararlarının da iç hukuk sayılmasına yönelik değişiklik.

İkincisi ise ülkemizde olmayan “Azınlık” haklarının Anayasal güvence altına alınması ile ilgili düzenleme.

Birincisi yani AİHM kararlarının iç hukukun bir parçası sayılması teklifi son derece tehlikelidir. Sizi tanımayan ve aleyhinizde sürekli kararlar alan ve hatta sizin yüzünüzden Anavatan Türkiye’ye sürekli tazminat cezaları veren bir yargı organının kararlarını, hangi mantıkla kendi iç hukukunuzun bir parçası sayacaksınız, bunu anlamak mümkün değil.

AİHM, şimdiye kadar hangi kararında size hak verdi veya adaletli davrandı.

AİHM üye değilseniz ve orada temsil edilmiyorsanız, oranın kararlarını kendi kendinize niye iç hukuk meselesi yaparsınız ki?

Yarın KKTC kimliği taşıyan bir çok kişi, Rumlarla işbirliği halinde AİHM’nin kapısını çalmayacağının garantisi nedir?

Bu saçmalık umarım önerilerden çıkar.

İkinci öneriye gelince;

KKTC’de şu ana kadar bir azınlık sorunu yoktu.

Ama bu değişiklikler gerçekleşirse, bundan sonra pekala olabilir.

Ülkemizde “Azınlık” diye nitelendirdiğimiz Maronit veya Rumların Anayasal bir sıkıntıları olmadı şimdiye kadar.

Bunlarla ilgili bir sıkıntı varsa ve bunu Anayasal çerçevede koruma altına alıyorsanız, isimlerini belirterek pekala bunu yaparsınız. Nitekim Türkiye Cumhuriyeti Lozan’da azınlık sayılan Ermeni, Rum ve Yahudi azınlıklarının haklarını isim zikrederek Anayasal güvence altına almıştır.

Siz de pekala, Rum ve Maronitlerin haklarını isim zikrederek Anayasal teminat altına alabilirsiniz.

Bunu yapmaz da “Azınlıklar” gibi genel bir sıfat kullanırsanız, ülkemizde gelecekte bir çok azınlık yaratılmasına da zemin hazırlamış olursunuz.

Çünkü sonradan vatandaş yapılan insanların içerisinde, kimlerin kendisini başka bir etnik topluluğa ait hissettiğini ve bunların gelecekte dışarıdan yapılacak tahriklerle kendilerine “Azınlık” statüsü isteyip istemeyeceğini bilemeyiz.

“Öyle şey olur mu?” demeyiniz. Şunu bilmeliyiz ki “Cehennemin kaldırım taşları iyi niyetle döşenmiştir”.

Siz gelin bu iki saçmalığı da ortadan kaldırın ve başımızı ağrıtabilecek düzenlemelerden uzak durun.

Bırakın ağız tadı ile şu Anayasaya hep birlikte “Evet” diyelim.


ERHAN ARIKLI